RİZE - İşkencedere vadisine yapılacak taş ocağıyla içme sularının yanı sıra geçim kaynaklarının da yok olacağını ifade eden İkizdere köylüleri, “Ormanı devletten koruyoruz” diyerek direnişlerini özetledi.
Rize’nin İkizdere ilçesinde bulunan İşkencedere Vadisi’nde Cengiz İnşaat tarafından yapılmak istenen taş ocağına karşı yurttaşların başlattıkları nöbet bir haftadır devam ediyor. Aynı zamanda doğal sit, nitelikli koruma alanı olan vadi, dünyada öncelikli korunacak 200 bölgeden biri konumunda. Liman - İyidere ilçesinde yine Cengiz İnşaat tarafından yapılacak olan lojistik limanının deniz dolgusu için bölgeden 16 milyon tona yakın taş alınması planlanıyor. Buna karşı ise köylülerin başlattığı doğa nöbeti sürüyor. Vadiye iş makinelerinin çıktığı ilk andan itibaren çalışmaları engellemek isteyen yurttaşlar, orman yollarından yürüyerek vadiye ulaşıyor. Askerin yığınak yaptığı alanda birçok zorlukla karşılaşan köylüler, direnişlerinden vazgeçmemekte kararlı.
Taş ocağının yapılması planlanan Cevizlik köyünün sakinleri, mücadelelerini anlattı.
ORMANLAR PERİŞAN EDİLDİ
Ramazan ayında olduklarını hatırlatan köylülerden Pervin Baş, günlerdir ne çocuklarına yemek yapabildiğini ne de hayvanlarına bakabildiğini söyledi. “Perişan olduk” diyen Baş, “Taş ocağı olmasını istemiyoruz. Suyum gitti, ne yiyip ne içeceğiz. 15 nüfusa bakıyoruz. Hayvanlarım var onlar ne yapacak. Burada asıl yaşayan benim, ormanlarımızı perişan ettiler. Bir ağaç kesmemize izin vermiyorlardı ama kendileri ormanı katletti. Cengiz sürsün sefasını biz çekelim cefasını. Yeter artık” dedi.
'KÖYÜMÜZÜ İSTİYORUZ'
Ormanlardan yürüyerek alana gelebildiklerini söyleyen yurttaşlardan Emine Tursun da “Hayvanların bile gidemeyeceği yerden doğamızı korumak için koşa koşa geldik. Rize’ye bir şey yapılmasını istemiyor değiliz. Ama doğamızın bozulmasını istemiyoruz. Arılarımız, çaylıklarımız her şeyimiz burada. Gelsin doğamızı görsünler. Eğer burası taş ocağına layıksa yapsınlar. Ama bizi köyümüzden göndermesinler. Bize köşkler de, villalar da verseler biz köyümüzü istiyoruz” diye belirtti.
‘DİRENECEĞİZ’
Köyün yakınlarında yapılan tünel sırasında patlatılan dinamitlerden evinin zarar gördüğünü aktaran Tursun, köyün hemen yanı başındaki vadide patlayacak dinamiklerin ne kadar zarar vereceğini sordu. İçme sularının da bu vadiden geldiğini kaydeden Tursun, “Bizim olmadığımız zaman gelip ağaçları kesip dereye attılar, suyu bulandırdılar. Bu insanlar, hayvanlar nasıl yaşayacak. Burayı taş ocağına hibe etmek istemiyoruz. Direniyoruz, direneceğiz” diye konuştu.
‘DOYMAZLAR’
Köylerinin kendilerinden alınıp Cengiz İnşaat'a verildiğini söyleyen Fatma Baş da şunları söyledi: “Bizim burada çay içmeye bir yerimiz var onu da elimizden alıyorlar. Doymazlar! Suyumuzu, çayımızı, çayırımızı aldınız daha ne alacaksanız. Bizden alarak fakiri daha fakir, zengini daha zengin etsinler.”
‘DOĞAYLA ÇATIŞMASINLAR’
Yapılacak taş ocağı ile ekonominin büyüyeceğinin söylendiğini ifade eden yurttaşlardan Asuman Fazlıoğlu, yaşananların ekonomi ile bir alakasının olmadığını vurguladı. Vadiden taş çıkarılacak diye ormanların katledildiğini dile getiren Fazlıoğlu, vadinin parasal değerinin hesaplanamayacağını söyledi. Kestane, akasya, ıhlamur gibi ağaçların çöp gibi dereye atıldığını belirten Fazlıoğlu, “Cengiz İnşaat gibi 5 şirket ‘Biz kazanalım kasamız dolsun ülke ne olursa olsun’ diyor. Siyasi iktidar da buna göz yumuyor. Bu ülke böyle ayakta kalamaz. Bizi rahatsız eden yaşam alanımızın yıkılıp, yok edilmesidir. Biz nereye gideceğiz, nerede yaşayacağız?” diye sordu.
‘VADİ HERŞEYİMİZ’
Vadileri, ormanları için mücadele ettiklerini ifade eden yurttaşlardan Ahmet Tuncer de, kent bürokrasisinin kendilerini yalnız bıraktığını aktardı. “Her şeyimiz bu vadiye bağlı” diyen Tuncer, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim arılarımız var. Köyümüzün suyu buradan gidiyor. Çay bahçelerimiz, tapulu arazilerimiz var. Burası bittiği zaman bizim köylerimiz de yaşanmaz bir hale gelecek. Bu doğa katliamının bir an evvel sonlandırılmasını istiyoruz. Burası sit alanı ilan edilmiş. Biz gece gündüz burada mücadele ediyoruz. Taş ocağı yapılmasını kesinlikle istemiyoruz.”
‘ORMANI DEVLETTEN KORUYORUZ’
Nisan ayının başından beri eylemde olduklarını hatırlatan yurttaşlardan Müjdat Albayrak ise, “Daha önceden ormanı devlet koruyordu. Şimdi ormanı biz devletten koruyoruz. Bize sahip çıkmıyorlar. Ama biz de burayı vermeyeceğiz” diye belirtti. Yollarına barikatlar kurulduğunu söyleyen Albayrak, köylülerin ormanlardan yürüyerek alana ulaşabildiğini aktardı. Günlerdir sürdürdükleri eylemde baskı gördüklerini, gözaltına alındıklarını söyleyen Albayrak, yaşam alanlarını savunduklarını vurguladı. Dereden gelen suyun artık içilemeyeceğini kaydeden Albayrak, “Bu vadide yaban hayvanları var. Burada yıllık 2,5 ton orman gülü dediğimiz bal ve kestane balı üretiliyor. Talebimiz bu vahşetin durdurulmasıdır” diye konuştu.
MA / Tolga Güney