Ceyhan'ın gözeleri betona gömüldü!

img

MARAŞ - Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu üyesi Mehmet Dalkanat, Ceyhan Nehri'nin gözelerine beton döküldüğünü ve sadece 5 göz kaldığını belirterek, kalan gözelerinde termik santral ve şeker fabrikası tarafından zehirlendiğini söyledi.

Ceyhan Nehri'nin iki yakasında kurulan ve eski dilde adı Ablasta yani Akarsu anlamına gelen "su diyarı" olarak bilinen Maraş’ın Elbistan ilçesi, susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. İlçeye kurulan termik santrallerin doğayı kirlettiğini, su kaynaklarını tükettiğini ve hastalık saçtığını belirten Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu üyesi Mehmet Dalkanat, nehri yaratan gözelere beton ve beton molozu döküldüğünü, eskiden "su kenti" olarak bilinen ilçeyi sudan yoksun bir geleceğin beklediğini söyledi.

NEHİRDİ ÇAY OLDU!

Bölgedeki termik santrallerin su ihtiyacının Ceyhan Nehri’nden sağlandığını kaydeden Dalkanat,  nehrin akar halden durgun hale döndüğünü aktardı. Yetkililerin ilçeye ilgisiz olduğunu ifade eden Dalkanat, "Mühendislik bilgisiyle doğaya yaklaşmadılar. Buranın bu şekilde durgun olmasının nedeni A Termik Santrali’ne ve B Termik Santrali’ne suyun buradan alınması. Buranın suyu o iki santrale yeterli gelmiyor. Ceyhan Nehri’nin büyük bir bölümü daha halka ulaşmadan çıktığı yerden termik santrallerin soğutma kulelerine alınıyor. Bu da Elbistan halkının bin yıllardır kullandığı suyun elinden alınması anlamına geliyor. Bu su o gün bir nehirken, bugün bir ırmak bir çay oldu” dedi.

‘150 BİN İNSANIN HAYATI TEHLİKE ALTINDA’

Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi doğanın ve su kaynaklarının hiçe sayılarak çalışmaların yapıldığını kaydeden Dalkanat, bu çalışmaların ise siyasiler ve belediyeler tarafından onaylandığını söyledi. Dalkanat, şöyle devam etti: “Elbistan’da ağaçlandırma sistemi yok. Güzelim ormanlar yok edildi. Anladık ki yetkililer bu cennetin farkında değiller. Planlı bir çalışma yok. Gelişi güzel o anki ihtiyaçlara cevap vermek için yapılan müdahaleler var. Buradaki çalışmalar daha çok siyasal hedefler, günü birlik basit hesaplar için yapılıyor. Halk sağlığının ciddi risklerle karşı karşıya kaldığını gördük. Keson kuyularına Norovirüsü'nün bulaşması sonucu Eylül 2016 tarihinde 32 bin kişi hastanelik oldu. 150 bin insanın sağlığı tehlike altında.”

'SU KİRLENİYOR, BALIKLAR ÖLÜYOR'

Aynı zamanda bölgedeki Elbistan Şeker Fabrikası’nın 40 yıldır atıklarının Ceyhan Nehri’ne aktığını ve siyasilerin her seçim döneminde arıtma tesisi yapma sözü verdiğini ancak yapmadıklarını sözlerine ekleyen Dalkanat, “Su kirleniyor, balıklar ölüyor. Gelen bütün siyasetçiler 40 yıldır bu halka söz veriyor. Seçimlerde milletvekilleri, belediye başkanları bunu dile getirirler. Ancak 40 yıldır arıtma tesisi yapılmadı. Bu sene yine dile getirdiler" diye konuştu.

KAYNAYAN GÖZLERE BETON DÖKÜLDÜ

Elbistan’ın birçok yerinde kaynayan su gözeleri olduğunu ancak bu su gözelerinin beton dökülüp kapatıldığını belirten Dalkanat "cinayet" olarak adlandırdığı bu durumdan Elbistan Belediyesi’ni sorumlu tuttu. Dalkanat, “Elbistan’nın birinci derecede su kaynağı burası. İkincisi büyük kaynak ise az ileride Kaynarca denilen bir bölge.  Ceyhan Nehri’ni besleyen ana kaynaklardan biri bu. Bu kaynayan gözlere inşaat molozları dökülerek kapatılmış. Hangi belediye zamanında yapılmış, hangi belediye başkanı buna göz yummuş bilinmez. Bu bir gerçektir ki bu cinayettir. Hala bir kıpırtı yok, ilgililerde de tık yok” dedi.

‘DOĞA HARİKASI YOK EDİLİYOR’

Su kaynaklarının üzerinin beton ile doldurulup imara açıldığını kaydeden Dalkanat, “Şu gördüğünüz alan inşaat molozları ile doldurularak imara açılmak üzere hazırlanmış. Çocukluğumdan hatırlıyorum. Buraya göçmen kuşlar gelirdi, artık gelmiyorlar. Su samurları yaşardı, şimdi çok az var. Doğa harikası yok ediliyor. Burada 5 tane kaynar göz kaldı, diğerleri betonlarla kapatıldı” ifadelerini kullandı.

ÖZEL MÜLKİYET TALANI

Yine platformun avukatlığını yapan Bilal Doğan ise, beton ve molozların döküldüğü alanın özel mülkiyet olduğunu kaydetti. Devletin kişiye ait arsayı gasp etmemesi gerektiğini ancak bedelini ödeyip daha verimli bir şekilde kullanabileceğini sözlerine ekleyen Doğan, "Buralar su kaynağı ve 40 dönümlük bir alan var. Bu şekilde bir kısmına ev, bir kısmına petrol ofisi ve düğün salonu yapılmış. Bir kısmına da moloz dökülmüş. 10 dönümlük alan kalmış. Bizim talebimiz kalan kısmın ıslah edilmesi. Buranın bir an önce kamulaştırılıp aslına uygun yapılması. Kim getiriyor bilmiyoruz. Denetimsizlik var. Devletin bütçesi, imkanı var. İsterse buranın bedelini öder, alır” diye belirtti.

MA / Arjin Dilek Öncel - Hacı Yusuf Topaloğlu