'Anlaşmalara taraf olan Türkiye doğasına her türlü zararı veriyor'

img

ANKARA - AKP dönemindeki ekolojik tahribata işaret eden Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, Türkiye önden uluslararası anlaşmalara taraf olduğunu, arkadan ise ülkesine ve doğasına her türlü kötülüğü yaptığını söyledi. 

İklim krizini durdurmak ve küresel sıcaklığı 1,5 derecede sınırlandırmaya yönelik hedefler içeren ve 2016’da kabul edilen Birleşmiş Miletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), Meclis’te kabul edildi. Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, anlaşmanın zayıf bir nitelikte olduğunu belirterek, “Devletlerin küresel anlamda bir yere gelmesi açısından da olumlu sayılabilecek bir anlaşma. Paris İklim Anlaşması temelde sıcaklık artışlarını 1,5 ile bilimselliği olmayan 2 derecede tutma hedefi olan bir anlaşma. Bunu yaparken ülke hedeflerini toparlayan bir yapıya sahip. Bunun sonucunda da 2030 yılında emisyonu artıran bir pozisyon var. Bilim ne diyor, bilim 2030 yılına kadar emisyon değerlerimizi yarıya kadar, hatta yarıdan fazlaya indirmemiz gerektiğini söylüyor” diye konuştu.
 
DOĞAYA KÖTÜLÜK 
 
Türkiye’nin bir yandan uluslararası anlaşmalara taraf olurken diğer yandan ülkesine ve doğasına her türlü kötülüğü yaptığını söyleyen Algedik, “1992’de İklim Değişikliği Sözleşmesi’ne 2004 yılında taraf oldu nasıl suiistimal ettik, rödovans yoluyla kömür üretimini patlattık, Soma faciası bunun sonucunda oldu. İthal kömüre dayanan termik santrallerin önünü açtık. Kyoto 1997 yılında karara bağlandı, 2005 yılında yürürlüğü girdi, Türkiye 2009 yılında taraf oldu. Üçüncü köprü, üçüncü hava limanı gibi bütün ekolojik felaketlerin önünü açtı. Türkiye önden uluslararası anlaşmalara taraf olup arkadan kendi ülkesine ve doğasına her türlü kötülüğü yapan bir ülke” ifadelerini kullandı. 
 
3 MİLYAR DOLARI FAİZİYLE ÖDEYECEK 
 
Türkiye’nin anlaşmalara kredi alma gözüyle baktığını belirten Algedik, “Türkiye emisyonu katlayarak daha çok termik santral, köprü ve doğa tahribatını taahhüt etti. Türkiye’nin Paris Anlaşması’ndan çekinilecek hiçbir tarafı yok. Özelikle AK Parti iktidarı bu işlere avanta gözüyle bakıyor. 3 milyar dolarlık bir kredi anlaşmasının bir adımı olarak burada taraf oldu. Fakat bu bir avanta da değil. Çünkü siz bunu faiziyle ödeyeceksiniz. Faizini kim ödeyecek, halk ödeyecek” dedi.
 
SİYASİ PARTİLER TARTIŞMADI
 
Algedik, 2000-2019 yılları arasında fosil yakıt ithalatına 665 milyar dolar verdiğine işaret ederek, “Eğer yüzde 10 tasarruf etsek 66,5 milyar dolar bizim cebimizde kalacaktı. Bakın 3 milyar dolar, artı faiz demiyorum, 66,5 milyar dolar diyorum. Türkiye’nin bekleme sebebi bir pazarlıktı, bir el yükseltmekti ve ne yazık ki bunun siyasi partiler tartışmadılar. Bunu düşen haberlerle bizler tartıştık. Türkiye iklimi değiştirmek istiyor ve burada parasal bir avantaj sağlamak istiyor. Resim bu anlamıyla net” diye belirtti.
 
RADYOAKTİF MADDELER
 
Türkiye’nin Paris Anlaşması'nı suiistimal ettiğini, muhalefetin, Meclis’in izin vermemesi, bilgilerin halkla paylaşması gerektiğini belirten Algedik, “Paris Anlaşması sonunda burada iki tane nükleer anlaşma var. Bir tanesi nükleer atıkların Türkiye’ye girip çıkması, Türkiye’yi nükleer çöplüğe çevirecek bir anlaşma. Ne yazık ki muhalefet partileri ya çekimser kaldı ya da kabul oyu verdi, çok azı ret oyu verdi. İkincisi de nükleer bir kaza olması durumunda üçüncü taraf olan hukuksal süreçle ilgili anlaşma. Maalesef bazı muhalefet partilerimiz kabul oyu verdi, bazı muhalefet partilerimiz çekimser kaldı ve asıl önemlisi yaklaşık 3 yıldır Meclis’te duran bu anlaşmaya dair muhalefet partileri kamuoyuna hiçbir bilgi vermedi. Paris Anlaşması ile ilgili muhalefet partileri yüzlerce tweet attı. Ondan sonra gelen 2 anlaşmaya dair 6 Ekim’den sonra atılan tweet sayısı sıfır.  Bunları niye söylüyorum, AK Partinin topluma ödeteceği bu faturaları saklarsak, halk zarar gördüğü zaman muhalefet yapmanın bir anlamı kalmayacak. Konuştuğumuz şeyler radyoaktif maddeler,  bunlar çok ciddi şeyler.  Paris Anlaşmasını Türkiye suiistimal ediyor, buna muhalefetin, meclisin izin vermemesi gerekiyor ve bu bilgileri halkla paylaşması gerekiyor” şeklinde konuştu. 
 
‘BLOK HALİNDE KARŞI ÇIKILMALI’
 
Muhalefete “yeterince itiraz etmediler” eleştirisi sunan Algedik, Türkiye’nin Paris Anlaşmasını, Avrupa’dan, dünyanın çeşitli ülkelerinden kaçak çimento şirketleri, otomobil şirketleri, fosil yakıt şirketlerinin adresi olmak için kullandığını söyledi. Algedik, şöyle konuştu: “Paris Anlaşmasını verip arkadan 2 tane nükleer anlaşmayı vererek, bunun hızlı olmasını sağlıyor. Yetmiyormuş gibi muhalefetlerimiz bu anlaşmalara itiraz etmiyor, yani çok üzüntü verici. Bizim beklentimiz, muhalefetin blok halinde bunu halka anlatması, blok halinde buna karşı çıkması, blok halinde buna ret oyu vermesiydi.”