'JES’ler Aydın’da tarımı ve insan sağlığını etkiliyor’

img

AYDIN – JES'lerin Aydın'a verdiği zararlar üzerine yapılan panelde konuşan uzmanlar, JES’lerin tarımdan insan sağlığına kadar bir çok olumsuz etkisi olduğunu söyledi.

Aydın İncirliova’da İncirliova Kent Konseyi tarafından Jeotermal Enerji Santralleri (JES)’lerin kette verdiği zararlara ilişkin panel düzenledi. İncirliova Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde Germencik Doğa ve Çevre Derneği sözcüsü, Aydın Tabip Odası Önceki Dönem Başkanı Metin Aydın, Germencik Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Halil Çetinkaya ile çevreci avukat Akın Yakan konuşmacı olarak yer aldı.

Panelde ilk olarak konuşan Germencik Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Halil Çetinkaya, topraklarının ve incirlerinin bittiğini söyledi. Halkın çırpınışlarının yetkililer tarafından duyulmadığını aktaran Çetinkaya, “Yabancı, işbirlikçi şirketlerin jeotermallerle işgali söz konusu. 1'inci sınıf tarım toprağında yaşıyoruz. Bilim 15 yıl içinde bu şekilde sürerse ‘incir, zeytin biter’ diyor. İncir, zeytin biterse Aydın ne yapacak, toprağını satacak. Bu toprakları da sermaye sahipleri alacak. Bu insanların planı vatandaşımızı topraklarda asgari ücretli bir ırgat yapmaktır” dedi.

‘DEPREMİ TETİKLİYOR’

Germencik’te son dönemde meydana gelen çatlaklara değinen Çetinkaya, “Germencik’te JES’lerin çektiği yeraltı suları depremselliği tetikliyor. Dünyanın en yoğun JES alanı Germencik’tir. Germencik’te büyük çatlaklar meydana geldi. Reenjeksiyon kuyuları doğrultusunda çatlaklar ilerliyor. Üniversiteden gelecek sonuçları bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

RUHSATSIZ SANTRALLER

Konuşmacılardan çevreci avukat Akın Yakan da, Aydın’da kurulu bulunan 23 Jeotermal Enerji Santrali’nin (JES) ruhsatsız olduğunu açıkladı. Bu santrallerin mühürlenmesinin gerektiğini vurgulayan Yakan, bu santrallerin doğaya büyük zarar verdiğini aktardı. “En büyük sorun ise reenjeksiyonun gerektiği gibi yapılamamasıdır” diyen Yakan, “İşletmeye maliyet oranı ise kazancının yüzde 30’udur. Maliyet sebebiyle işletme doğaya, havaya, suya salıyor buradaki salınımı. Germencik’te gece saat 2’den sonra bir suç işleyen zihniyetle dere yataklarına, su kaynaklarına, havaya jeotermal akışkan bırakıldı. 9 yıldır bu santraller ruhsatsız çalışıyorsa suç işleniyor demektir. Kamu görevlileri hakkında yaptığımız suç duyuruları takipsizlik ile sonuçlandı” diye konuştu.

İKLİM KRİZİ

Panelde son olarak konuşan Germencik Doğa ve Çevre Derneği Sözcüsü Metin Aydın, Aydın'da havaya salınan karbondioksitten dolayı ciddi bir ısınma ve kuraklık sorunu yaşandığını söyledi. Yaşanan ekonomik krizin temelinde iklim krizinin yattığını ifade eden Aydın, “Bulunduğumuz bölge Akdeniz havzasında iklim değişikliğinden etkilenecek bölge. Bu sene yaşadığımız kuraklık bunun en önemli örneği… Son 50 yılda Büyük Menderes Havzası’nda 1 derece sıcaklık artmış, 2100’de 2,8 derece artacağı belirtiliyor. Yatağan, Denizli, Aydın, Sultanhisar’da sıcaklık artışının en çok olduğu bölge olmuş. Türkiye’deki yağış oranından yüzde 18 düşüş olduğu görülüyor. DSİ verilerine göre Büyük Menderes’teki su yüzde 80 azalmış. Bu yıl da Büyük Menderes kurudu. Büyük Menderes Havzasında 50 yıllık süreçte tarım alanları, azalmış, erozyonlar, nüfus artışları olmuş. Aydın’da son 10 yılda toplam tarım alanı miktarı azalmış. Kişi başı üretim miktarı toplam ürün miktarı azalmış, üretilen ürünlerin miktarı ve kalitesi azalmış, gayrı safi milli hasıla düşmüş. Ne artmış 10 yılda? Hava, su, gıda kirliliği, kanserler, JES’ler artmış. Aydın’da küresel iklim değişikliği sebepleri ve sonuçları ortadadır” diye belirtti.

‘AYDIN’DA ÖLÜM ORANI ARTTI’

JES’lerin Aydın’ı resmen işgal ettiğine dikkati çeken Aydın, “Aydın’ın yüzde 59’u JES ruhsat alan sahası ilan edilmiş. Çok daha önemlisi Aydın’ın yüzde 19’u işletme alanı durumuna gelmiş. Germencik’in yüzde 60 işletme alanı ve JES’lerin alanı olmuş. Sarayköy’ün yüzde 73’ü işletme alanı oldu. Dünyada en fazla JES bölgesi Germencik’tir. Burada JES’lerin kenti kirletmemesi mümkün mü? Aydın’da yaşayan vatandaşlarda alınana kan örneklerinden çıkılan sonuçlarda genetik değişiklik saptanmış. Bu genetik değişiklikler kronik hastalıkların hızlanmasını sağlıyor. Son 5 yılda Aydın’da doğum oranı azalmıştır. Aydın’da düşük doğum oranı ortalamanın 4 kat daha fazla artmış. Çocuklarımız hayat yarışına 5-0 geriden başlıyor. Kaba ölüm hızı 9 kat arttı. Kaba ölümde son 5 yılda 1 numarayız. Bu tesadüf olamaz” diye konuştu.