HDP Ekoloji Komisyonu: Doğaya saldırı karşısında mücadele toplumsallaşmalı

img
AYDIN - Ege Bölgesi’ndeki çevre aktivistleriyle bir araya gelen HDP Ekoloji Komisyonu, doğaya saldırı karşısında mücadele toplumsallaşması gerektiğini belirtti. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP), yayınladığı “Demokrasiye Çağrı” tutum belgesinin “Doğaya saygı” başlığı adı altında Aydın Efeler ilçesi bir restoranda ekoloji örgütleri ve çevre aktivistleriyle bir araya geldi. Yapılan etkinliğe HDP Ekoloji Komisyonu Eşsözcüleri Menekşe Kızıldere, Naci Sönmez, komisyon üyesi Beyza Üstün’ün yani sıra Muğla ve İzmir’den de çok sayıda çevre aktivisti katıldı. Toplantıda Ege Bölgesi’nde yaşanan ekolojik talan ve bunlara karşı mücadele yöntemleri konuşuldu. 
 
Toplantıda konuşan HDP Ekoloji Komisyonu Eşsözcüsü Naci Sönmez, ekoloji mücadelesi verilmeden demokrasi mücadelesi verilemeyeceğini söyledi. İlk toplantının Karadeniz Bölgesi’nde yapıldığını hatırlatan Sönmez, daha sonra Diyarbakır ve Akdeniz bölgesinde de ekolojistlerle bir araya geleceklerini belirtti. Geçmişte HDP ile ekoloji hareketleri arasında ciddi bir makas farkı olduğunu aktaran Sönmez, HDP'nin ekoloji hareketleriyle kurduğu ilişkiye değindi.
 
FİKİR ALIŞVERİŞİ 
 
Son çıkan maden yasasına karşı verilen mücadelenin HDP'ye meşrutiyet kattığını kaydeden Sönmez, “HDP'li vekillerin performansı, çevre hareketlerinin taleplerini dillendirilmenin karşılığı olduğunu gördüm. Bu tutum belgesiyle de bunu yapmak istiyoruz. Bu tutum belgesi sizler tarafından nasıl karşılandı. Bunu anlamaya çalışıyoruz. Ekoloji örgütlerinin öneri ve taleplerini almak istiyoruz. Demokrasi ittifakını inşa edeceğiz. Yerellerde neler oluyor, toplumun gençlerini de ekolojiyle nasıl ilgilendirebiliriz. Bunu tartışmak istiyoruz” diye konuştu. 
 
ÜSTÜN: MÜCADELE TOPLUMSALLAŞMALI
 
Ardından konuşan ekolojist Beyza Üstün de, ekoloji örgütleriyle HDP'nin alanlarda yan yana geldiklerini vurguladı. Bunu daha da güçlendirecek bir hattı örebileceklerini aktaran Üstün, “Demokrasi yok olurken kapitalizm tüm gücüyle doğaya saldırıyor. Buna karşı mücadele ediyoruz. Bugün bu duruşu daha güçlendirecek sistemi alaşağı edecek yolda hangi stratejiyle yürüyeceğimizi konuşacağız. Ekoloji-politik sosyalizmi yaşama geçirdiğimiz alanlar. Aslında yeniden yaşamı örerken alanlarda yaptığımızı toplumsallaştırmayı hedefliyoruz. Sözü birlikte kurmaya, yaşamı yeniden kurmaya hazırız. Metalaştırmaya, kadın cinayetlerine, ekolojik yıkımlara ve emeğin sömürüsüne karşı dururken politik bir karşı duruşu örüyoruz. Bugün burada da yol haritamızı belirleyeceğiz” diye belirtti. 
 
EGE TALANLA KARŞI KARŞIYA 
 
Üstün’ün ardından katılımcılar söz aldı. Aydın’dan katılan Germencik Doğa Koruma Derneği Sözcüsü Metin Aydın kentin JES’ler nedeniyle büyük bir kirlilik yaşadığını belirtti. Türkiye’nin en verimli toprakları olan Gediz ve Menderes havzalarının kirlilikle mücadele ettiğini söyleyen Aydın, kirliliğe bağlı ölüm oranlarının da arttığını aktardı. Ayrıca Didim ve Kuşadası ilçelerinden katılan katılımcılar, bu ilçelerde devam eden yapılaşma tehlikesine dikkati çekti.
 
MUĞLA TURİZM İÇİN HEDEFTE 
 
Muğla’nın Milas ilçesinden gelen Akbelen gönüllüsü Mamo Polat da, Muğla'nın turizm konusunda bir numara olduğunu kaydetti. Buna rağmen iktidar tarafından kentin yer altı ve üstü kaynaklarının talan edildiğini vurgulayan Polat, iktidarın ömrünü dolduran termik santrallerde ısrar ederek yeni maden sahaları açtığını söyledi. Akbelen Ormanı için süren mücadeleye değinen Polat, ormanları için direnen bölge halkına destek istedi. 
 
BİRLİK VURGUSU
 
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Eşsözcüsü Umay Karabaş ise, Muğla’da sulak alanlarda yaşanan tahribata değindi. Doğal sit alanlarının statüsünün değiştirildiğini anımsatan Karabaş, bu gibi konularda hazırlanan raporların yankı olduğunu vurguladı. Ekoloji örgütlerinin birlik sorununu çözmesi gerektiğini belirten Karabaş, çevre aktivistlerinin birbirine omuz vererek bu talanı durduracağını kaydetti. 
 
Söz alan katılımcılar, verdikleri ekoloji mücadelesine siyasi partilerin destek vermesini istedi.