Akbelen'de direniş sürüyor: Ranta teslim olmayacağız

img
İZMİR - Akbelen Orman'ında yapılmak istenen linyit ocağına karşı 261 gündür direnen ekolojistler, her bir ağaç için direnişin devam edeceği mesajını vererek, talana teslim olmayacaklarını yineledi. 
 
Muğla Milas ilçesi İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı, 2019 yılında itibaren Limak-İçtaş ortaklığına ait olan Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim A.Ş. (YK Enerji) tarafından talan edilmek isteniyor. Şirket bölgenin büyük kısmında yaptığı gibi orman ve ormana komşu zeytinlik alanda da linyit ocağı açmak istiyor. Bölgenin büyük kısmı kamulaştırılarak şirkete devredilirken son olarak Akbelen Ormanı da şirkete devredilmek istendi. Buna karşı çıkan bölge halkı ve ekolojistler ise ağaçlar için eyleme geçti. 
 
Son olarak 2021 yılının Nisan ayında tekrar Akbelen’e giren iş makineleri, bir kez daha karşısında yurttaşları buldu. Ağaçları kestirmemek için büyük bir mücadele veren yurttaşlar 17 Temmuz’da orman içerisinde nöbet eylemi başlattı. Ağustos ayında askerlerin gece yarısı nöbet alanını boşalttığı müdahalede sonrası mahkeme tarafından “yürütmeyi durdurma” kararı verildi. 
 
Fakat YK Enerji bu sefer de 2019 yılında kamulaştırılan ve zeytin ağaçlarının bulunduğu alana girmek istedi. 31 Mart sabahı iş makineleriyle alana giren şirket yetkilileri ağaçları sökmeye başladı. Yine karşısında köylüleri ve ekolojistleri bulan şirket 17 ağacı kökünden söktükten sonra alanı terk etmek zorunda kaldı. İkizköylülerin ise doğa nöbeti 261 gündür devam ediyor. 
 
İkizköy’de yaşananlara tepki gösteren ekolojistler, direnişin devam edeceği mesajını verdi. 
 
YÖNETMELİK DAYANAK OLDU
 
İkizköy Çevre Komitesi üyesi Deniz Gümüşel, şirketin kendisine 1 Mart’ta çıkarılan maden yönetmeliğini dayanak yaptığını aktardı. Bu yönetmelikle zeytinliklerin talana açıldığının altını çizen Gümüşel, “Ağaçların hırpalandığını bazılarının gövdeden kırıldığını, köklerinin zarar gördüğünü daha sonra tespit çalışmasından biliyoruz. Bu ağaçların tekrar hayata tutunma şansı yok. 17 ağacın yaşam hakkını elinden aldılar. Üstelik dayanak olarak gösterdikleri yönetmelik hukuka aykırı bir yönetmelik. Bizimde dahil olduğumuz 100’e yakın kurum ve kuruluş yönetmeliğin iptali için dava açmışken Danıştay bu davaları görmeye hazırlanırken, yangından mal kaçırırcasına zeytinlik alana girildi” dedi. 
 
MÜCADELE DEVAM EDECEK
 
Fiili ve hukuka aykırı bu tarz müdahalelere izin vermeyeceklerini söyleyen Gümüşel, zeytinlerin söküldüğü alanı sürekli kontrol ettiklerini belirtti. Akbelen Nöbetinin 261 gündür devam ettiğini vurgulayan Gümüşel, “Nasıl buradaki çam ağaçlarını 261 gündür koruyorsak bu alanı da koruyacağız. Akbelen’de yaşananlar burada verdiğimiz yaşam mücadelesine gözdağı niteliğindeydi. Bizi kolluk kuvvetinin baskısıyla yıldırmaya çalışıyorlar. Ya da sabahın köründe girmemeleri gereken alana girerek ‘biz yaparız sizde bir şey yapamazsınız’ diye mesaj vermeye çalışıyorlar. Öyle olmayacak. Biz yaşam hakkımızı ve doğayı korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye belirtti. 
 
‘SAHİPLENME BÜYÜKTÜ’
 
Jandarma müdahalesi ve şirketin zeytin katliamına karşı büyük bir toplumsal tepki oluştuğuna dikkati çeken Gümüşel, şöyle devam etti: “Bu çok önemli. Toplumun iradesinin karşısında hiçbir şey yapamazsınız. Nihayetinde hak yerini bulur. Bu ülkede hukuk düzeni ve demokrasi sağlanıncaya kadar ekoloji mücadelesi de devam edecek. Ekoloji alanındaki kazanımların en önemli dayanağı hukukun tesis edilmesi, yurttaş tabanlı bir demokrasinin kurulması.” 
 
ŞİRKET DURMAYACAK
 
İkizköylü Nejla Işık, kamulaştırılan bölgedeki zeytin ağaçlarının taşınmak istenmesine hemen müdahale ettiklerini dile getirdi. Jandarmayla aynı anda alana gittiklerini fakat jandarmanın kendilerini engellediğini kaydeden Işık, “Sonrasında şirketin güvenlikleri arkadaşlarımızı darp etti. Jandarma ve İlçe Tarıma şikayet dilekçeleri verdik. Yürütmeyi durdurma talebi istedik. Biliyoruz ki bu şirket durmayacak. Bunan sonra geceleri de nöbette olacağız. Gerekiyorsa günde 3-5 defa alanı kontrol edeceğiz. Nöbetimiz burada devam ediyor. Orada da devam edecek. Zeytinliklerimizi korumaya devam ediyoruz” diye konuştu. 
 
TALANA KARŞI MÜCADELE
 
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Gençlik Meclisi üyesi Ömer Güngör ise, Akbelen’de yaşananların Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu ifade etti. Ege'de daha önce de bölgenin simgesi olan zeytinlere yönelik saldırıların yaşandığını söyleyen Güngör, “Biliyoruz ki siyasi iktidar her krize girdiği süreçte doğaya saldırıyor ve talan ediyor. Bu talana karşı gençler olarak nerede olursak olalım öfkemizi büyüteceğiz. Bu talan ve rant düzeyine boğun eğmeyecek sessiz kalmayacağız. Küresel iklim krizi de gösteriyor ki doğa talanı kapitalist düzen tarafından derinleştiriliyor. Bu derinleşemeye, sömürü düzenine ve yer altı kaynakları uğruna doğamızın tahrip edilmesine karşı insanları alanlarda mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘RANTA TESLİM ETMEYECEĞİZ’
 
EGEÇEP Gençlik Meclisi üyesi Nagihan Sümen de, Akbelen Ormanı her tahrip edilmek istendiğinde büyük bir direniş verildiğini dile getirdi. Hiçbir ağacı sermaye ve iktidara vermeyeceklerini yineleyen Sümen, “O ağaçlar bizim havamızı suyumuzu, geleceğimizi koruyan en büyük unsurlar. Ranta, sermayeye karşı her bir ağacımızı savunmaya, Akbelen ormanında, Kaz Dağlarında, Çeşme’de nerede bir sömürü varsa karşısında direnişi büyüteceğiz. Bu ağaçlar olmazsa bizim geleceğimiz yok. Bunun bilincinde olarak deremize, toprağımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.  
 
MA / Tolga Güney