İkizdere Çevre Derneği: Bakanın verdiği sözün 10’u da yalan çıktı

img
İSTANBUL - İkizdere’de yağma ve talanın devam ettiğine dikkat çeken İkizdere Çevre Derneği üyeleri, Bakan Karaismailoğlu ve bürokratların verdiği 10 sözün tutulmadığını belirtti. 
 
İkizdere Çevre Derneği, Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı İyidere mevkiinde yapılmak istenen lojistik limana ilişkin Kadıköy’de bulunan Beşiktaş İskelesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de katıldı.
 
 Açıklamada, “İkizdere direniyor” ve “Cengiz defol, ormanlara çocuklarındır” yazılı pankart taşındı. Açıklamada, “Doğaya, yaşama, yeryüzüne özgürlük”, “İliç’ten Fırat’a zehre son”, “Vahşi madenciliğe son” ve “Doğa bizi mücadeleye çağırıyor” şeklinde dövizler taşındı. Açıklamada, “Havama, suyuma dokunma” sloganı atıldı.
 
Burada söz alan İkizdere Çevre Derneği Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından biyolojik çeşitlilik açısından korumada öncelikli 200 ekolojik alandan biri olarak belirlendiğine işaret etti. Bölgeye bu özelliği kazandıranın ise binlerce bitki türü ve yaban hayatına ev sahipliği yapan Fırtına, Senöz, Hemşin, Çağlayan, Arılı ve İkizdere gibi vadilerin olduğuna dikkat çeken Baş, tehlike altında olan İkizdere’nin doğal sit alanı olduğuna işaret etti. Bu nedenle bölgede yapılmak istenen taş ocağına karşı çıktığını dile getiren Baş, oluşan tepki nedeniyle Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu ve bürokratların köye geldiğini ve bölgeye sözler verdiğini söyledi.
 
ON YALANI SIRALADI
 
Bakan ve bürokratların en az 10 söz verdiğini ve hepsinin yalan olduğunu dile getiren Baş, “Verimli toprak depolanacağını söylediler ancak yalan olduğunu ortaya çıktı. Ayrıca toz olmaması için düzenli sulamanın yapılacağını, suların çamurlu akmayacağını, sürekli hava ölçümlerinin yapılacağını, vadide ikinci bir ruhsat verilmeyeceğini, limanda 8 bin kişinin çalışacağını, taş ocağı alanının 13,3 hektar olacağını, çay bahçelerine dokunulmayacağını, doğanın tahrip olmayacağını ve depolanan verimli toprağın iş bitiminden sonra taşınacağına dair sözler verildi. Ancak hiçbirinin gerçek olmadığı ortaya çıktı” diye konuştu.
 
YALAN VE GERÇEKLER
 
Baş’ın bakan ve bürokratların söylediği 10 yalanı paylaşması sırasında 10 yalana dair hazırlanan dövizler okundu. Bu sırada bakan ve bürokratların verdiği hiçbir sözün tutulmadığı ifade edildi. Verimli toprağın sıyrılıp korunduğuna söz verildiğini belirten dernek üyeleri, buna dair varsa görüntü ve belgelerin kamuoyu ile paylaşılmasını istedi. Yapılaşma esnasında verilen toz olmaması için sulama yapılacağı sözünün de tutulmadığını dile getiren dernek üyeleri, tozdan dolayı nefes alamaz halde olduklarını ifade etti. İçme sularının çamurlu akmaması için verilen sözün de tutulmadığını dile getiren dernek üyeleri, çalışmadan itibaren sularının kirli ve çamurlu aktığını dile getirdi. Vadide yağmaya dair başka bir ruhsatın verilmeyeceğine dair söz verildiğini ancak yapılan açıklamalarda ihtiyaca göre ruhsat verileceğine dair itirafta bulunulduğunu dile getiren dernek üyeleri, limanda 8 bin kişinin çalışacağına dair söz verildiğini belirtti. Ancak bu sözün de yalan olduğunu çünkü Trabzon, Rize ve Sinop limanlarda çalışanlarının toplamının bile bu sayıyı bulmadığını sadece bu limanda nasıl 8 bin kişinin çalışacağını sorarak, tepki gösterdi.
 
YAĞMA VE TALAN DEVAM EDİYOR
 
Köylülerin verdiği mücadelenin haklı ve meşru olduğunu, taş ocağı ile başlayan yağma ve talanın devam ettiğini aktaran Baş, “Rize asliye mahkemesinde açtığımız davalarda bilirkişinin tespit ettiği ve belgelediği onlarca eksikliğe rağmen, bir anda ‘hokus, pokusla’ eksiklikler tamamlanarak taş ocağı yürütmeyi durdurma gerçekleşmedi” diye belirtti.
 
Orman ve doğal yaşam alanlarının korunmasının vazgeçilmez bir zorunluluk olduğunu dile getiren Baş, “Taş alarak doğaya ve yaşam alanlarına verdiğiniz zararların vebalinden kaçamayacaksınız” dedi.