İsviçre’de Küresel İklim Grevi’ne yönelik eylemler düzenlendi

img

İSVİÇRE- İsviçre'nin Zürih, Bern, Lozan, Aarau, Luzern, Neuchatêl, Sion ve St Gallen kentlerinde 3 Mart Uluslararası İklim Grevi eylemleri düzenlendi. 

İsviçre İklim Grevi'nin çağrısıyla İsviçre'nin birçok merkezinde bir araya gelen binlerce aktivist, 3 Mart Uluslararası İklim Grevi2ne yönelik eylemler düzenledi. Fosil enerji arzına karşı iklim adaletinin sağlanması için düzenlenen eylemlerde yerel kirlilik ve yüksek emisyon getiren fosil, rezerv enerji santrallerine yönelik engelleyici tedbirlerin arttırılması ve yenilenebilir enerjide büyük bir genişleme için acil kriz politikalarının bir an önce yürürlüğe girmesi çağrıları yapıldı.

Düzenlenen eylemlerde birçok merkezde Heyva Sor Kurdistan çalışanları da stand kurarak 6 Şubat'ta Mereş merkezli gerçekleşen deprem sonrası yaraların sarılması için yardım kampanyasını sürdürdü.

ZÜRİH

İsviçre İklim Grevi tarafından yapılan açıklamada gün boyu düzenlenen eylemlerin yoğun katılımlı adreslerinden biri de Zürih kenti oldu.Münsterhof kentinde bir araya gelen binlerce iklim aktivisti burada yapılan konuşmalar sonrası sloganlarla yürüyüşe geçti. Yaklaşık olarak 2 saat boyunca Zürih sokaklarında küresel iklim krizine karşı devletlere önlemlerin alınması çağrılarının yapıldığı yürüyüş sonrası Helvetiaplatz'a ulaşan kitle burada bir miting düzenledi. 

KAPİTALİZMİN AŞIRI KAR HIRSI

İklim Grevi adına yapılan açıklamada  şunlar belirtildi: “Kapitalizmin aşırı kar hırsının yol açtığı doğa talanını durdurabilir Kapitalist modernite kendisini yüzyıllardır krizler üzerinden yaşattı. Aşırı kar hırsıyla toplumları, halkları sömürgeleştirirken doğayı da talan etti. Oluşturduğu zihniyet yüzünden insan artık kendisini doğanın bir parçası değil efendisi olarak gördü.  Her zaman daha fazlasını isteyecek kadar aç gözlü ama evrenin mükemmel dengesini bozduğunu fark etmeyecek kadar gafilce davrandı! Bu doyumsuzluk ve talan zihniyeti bir bumerang gibi kendisini de vuruyor. Kimyasal ürünler, plastikler ve atmosfer kirliliği torağı, suyu ve havayı boğarken, fosil enerjiler yakılmasından kaynaklı küresel ısınma, aşırı sıcak hava dalgaları, orman yangınları, kuraklık ve sel felaketleri eşliğinde iklim kaosuna yol açıyor.Günümüzde canlı türlerindeki azalma daha önce gezegende meydana gelen beş kitlesel yok oluştan daha hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Tarım ve madencilik için doğal habitatların yok edilmesi, kirlilik ve aşırı avlanma yoluyla vahşi yaşam yok ediliyor. Biyoçeşitlilik kaybı önlenmezse gezegenimizin ekosistemi çöküşe doğru gidiyor. Bu tabloyu yaratan ulus devletler, düzenledikleri iklim zirvelerinden radikal bir çözüm geliştirmeden dönüp nutuk atmakla yetiniyorlar.”

KURDİSTAN DOĞASINA YÖNELİK TAHRİBAT

Açıklamanın devamında Türkiye’nin Kurdistan doğasına yönelik yarattığı tahribata da dikkat çekilerek, “Faşist Türk devleti ise bu nutuklara bile gerek duymuyor. Kürdistan’a dönük saldırılarını soykırım düzeyinde yürütüyor. Giderek sarsılan iktidarını korumak için sadece doğayı katlediyor.  Yasaklı silahlar kategorisindeki kimyasal silahlarla gerillaları ve Kürdistan doğasını katlediyor. Suyu Rojava’ya dönük politikalarında bir tehdit ve şantaj olarak kullanıyor. Kürdistan’da yürüttüğü topyekün savaş ile orman yakma, baraj inşa etme, hidro elektrik santralleri ve kalekollar inşa etmeyi, bir insansız hava araçlarından attığı tonluk bombalarla Kürdistan coğrafyasını  yok etmeyi meşru görüyor. Savaşa harcadığı bütçe tükenince bu kez rant ve talan düzenini sürdürmek için doğa talanını kırlardan şehirlere taşıdı. Güvenlikli yerleşim yerleri inşa etmek yerine şirketlere sınırsız kar sağlayan rant düzenini sürdürdü. Ve bu suçun bedelini 6 Şubat tarihinde 11 kentte gerçekleşen depremlerde yaşamını yitirenlere ödetti. Resmi rakamlara göre 45 bin dense de gerçekte yüz bini aşkın insan yaşamını yitirdi.

Bizler ekosistemin çöküşünü yavaşlatabilmek için AKP’nin çöküşünü hızlandırmak zorundayız. Bu nedenle tüm savaş karşıtları, çevre ve ekoloji hareketleri birleşerek, halkların birleşik mücadelesiyle Kürdistan’da gerçekleştirilen yağma ve talana, doğa katliamına dur demeliyiz. Derelerimizi, ormanlarımızı, suyumuzu ve soluduğumuz havayı kirletmelerine izin vermemeliyiz.  Birikimi ve karı büyük ahlaksızlık sayan bir toplum yaratmalıyız.  İhtiyacımız olanı mutlaka bizimle paylaşacak bir tabiatın varlığına inanıyoruz. Gezegenimizin geleceğini tehlikeye atan her türlü talan, saldırı ve girişime karşı mücadele edeceğiz. Yaralarımızı toplumsal dayanışmayla saracağız !Geleceğimizi kapitalizmin aşırı kar hırsına dur diyerek kurtaracağız” ifadelerine yer verildi.

Eylem, düzenlenen konser etkinliğiyle geç saatlere kadar devam etti.