Sera gazı tehdidi: Karbondioksit oranı düşürülmese doğal felaketler artacak

img
İSTANBUL - Artan sera salımlarıyla ilgili İklim Adaleti Koalisyonu üyesi Çiğdem Özbaş, “Gelecek 10 yılda karbondioksit oranı düşürülmese sel, kuraklık ve kıtlık çok daha artacak” diye uyardı.  
 
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 1990-2021 arası ülkenin sera gazı salımlarında yüzde 157,1'lik artış kaydedildi. 2020-2021 döneminde ise yüzde 7,7’lik artışla sera gazı salımları 564,4 milyon ton karbondioksit eşdeğere (CO2e) ulaştı. Uzmanlara göre ise bu artış hızlanıyor.
 
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi aynı zamanda İklim Adaleti Koalisyonu üyesi Çiğdem Özbaş, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.
 
DOĞAL AFETLER ARTACAK 
 
Sera gazının atmosferdeki karbondioksitin artmasıyla meydana geldiğini belirten Özbaş, bu gazın günümüzde hızla artığını ve gelecek 10 yılda karbondioksit oranı düşürülmese doğal felaketlerin yaşanacağına dikkat çekti. Özbaş, “Önümüzde ki süreçlerde sel, kuraklık ve kıtlık çok daha artacak. Bir 10 yıl sonra geri dönüşü olmayan bedeller ödemek zorunda kalabiliriz. Bütün bilim insanları sera gazı artışında dolayı bizleri sürekli uyarıyor. Bu uyarılara rağmen bütün yöneticiler şuan sessiz” ifadelerini kullandı. 
 
FOSİL YAKITLARDAN VAZGEÇİLMELİ 
 
Karbondioksit oranlarını düşürmek için madenlerden ve fosil yakıtlarından vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Özbaş, “Bu kaynaklardan vazgeçmemek için Birleşmiş Milletlerin (BM) iklim anlaşmaları yapmak üzere yaptıkları sempozyumları Birleşik Arap Emirlikleri’ne götürdüler. Bunu ekolojist örgütlerden ve toplumsal muhalefetten kaçırmak için bu tür yerlere götürdüler. Geçen sene de Mısır’da toplandılar. Fosil lobisi korkunç bir şekilde zengin ve egemen sınıflardan oluşuyor. Sera gazlarını yaratan bu fosil kapitalizmin” diye belirtti. 
 
AKP’NİN POLİTİKALARI 
 
Sera gazlarının artışının temel nedenine değinen Özbaş, 1937 Sanayi Devrimi ile bu gazlarını ciddi bir şekilde artığını kaydederek, ekledi: “Sanayi toplumunun son 60 yılına bakarsanız. Bu sanayi toplumu petrol merkezli ve araba sektörlerinin hızlı geliştiği bütün ekolojik yapıların dönüştürüldüğü, toprak, su ve havanın sermaye merkezli metalaştırıldığı bir dönemden geçiyoruz. Buna ekolojik yarık diyoruz. Türkiye’nin son 20 yıldaki ekonomisi hafriyat ekonomisine döndü. İktidarın politikaları inşaat merkezlidir. İnşaat sektörü bütün doğayı madenlere açıyor. Toprağımızı nehirlerimizi ve ormanlarımızı sermaye sahiplerine açıyor” dedi. 
 
PARİS İKLİM ANLAŞMASI
 
AKP iktidarının ekolojiye yaklaşımının “kötü niyetli” olduğunu söyleyen Özbaş, Paris İklim Anlaşması’nın bir pazarlık haline getirildiğini ve kendilerine finans sağlamak için geçen sene anlaşmayı imzaladıklarını dile getirdi. Özbaş, bununla ilgili şöyle dedi: “Bu onay ile ‘sera gazlarının emisyonlarını azaltacağız’ niyeti göstermeleri gerekir. Ancak niyeti bozuk bir iktidarla karşı karşıyayız. Bizi ekolojik olarak yıkıma uğratıyor.”  
 
EKOLOJİK ORTAK ÇALIŞMA GRUBU
 
Yeşil Sol Parti olarak yaşanan bu ekolojik kıyıma karşı yaptıkları çalışmaları ve toplantıları aktaran Özbaş, “Bizim partinin sitesinde programatik metin var. Bu metin ekolojik bir metin. Bunu 4 temel konu üzerine inşa ettik. Yeşil Sol, birçok ekolojik örgütün birleştiği bir partidir. Kuruluşundan sonra gelişen Uluslararası İklim Hareketi ile ortak iklim çalışma gurupları inşa ettik. Burada bütün ekoloji hareketleri ile bir araya geldik. Bu hareketlerle çeşitli toplantılar yaptık. Glasow’daki alternatif zirveye katıldık” diye belirtti.