BEDLÎS - Bedlîs’in Xîzan ve Tetwan ilçelerinde fiili yasaklarla askeri operasyonların yapıldığını belirten Yeşil Sol Parti Milletvekili Hüseyin Olan, iktidarın seçim sonuçlarını hazmedemeyerek kenti hedef haline getirdiğini söyledi.
Bedlîs’in Xîzan ilçesi Hûzeran, Akûnis, Govan, Lanîlan, Xûlepûr, Kekulan, Sûreh, Pertawan, Kuran ve Mezra Pisyan köylerinde 2 Temmuz’da ilan edilen sokağa çıkma yasağından sonra başlatılan askeri operasyon devam ederken, Tetwan’da 10 Ağustos’ta asker ve korucular tarafından ablukaya alınan Peyîndas (Söğütlü) köyündeki sokağa çıkma yasağı da filli olarak devam ediyor. Operasyonlarda her iki ilçeden 5 köylü tutuklandı, gözaltına alınan birçok yurttaş işkenceye uğradı. Xîzan ve Tetwan ilçelerine dönük başlatılan askeri operasyonların devam edeceğini belirten Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Milletvekili Hüseyin Olan, operasyonlarının nedenin seçim sonuçlandırandan kaynaklı olduğunu ve iktidarın bu sonuçları hazmedemeyerek kenti hedef haline aldığını söyledi.
OPERASYONLAR İKİ AYDIR SÜRÜYOR
Bedlîs’te yaklaşık iki aydır askeri operasyonların sürdüğünü belirten Olan, bu operasyonların temel nedenin ise seçim sonuçları olduğuna işaret etti. Bedlîs’in seçimlerden iyi sonuç elde ettiğini, bu nedenle baskılarla karşı karşıya kalındığını dile getiren Olan, “Mevcut iktidar bu alınan sonucu açıkçası hazmedemiyor. Bu anlamda Bitlis’te büyük bir operasyon, baskı ve zulüm yapılmaya başlandı. Özellikle köylerimizde bu baskı politikaları yoğun bir şekilde yürütülüyor. Bundan bir ay önce Hizan’da Nêzarê Azê bölgesi dediğimiz 10 köyde, 4 gün süren bir sokağa çıkma yasağı uygulandı. 4 gün sonunda sokağa çıkma yasağı kaldırıldı, 15 gün ‘Özel Güvenlik Bölgesi’ ilan edildi. O süreç içerisinde başta Xûlepûr köyü olmak üzere birçok hak ihlali ve doğa tahripleri meydana geldi” diye konuştu.
21 KÖY MAĞDUR EDİLDİ
Köylülere dönük baskıların arttığını, yaşam alanlarının daraltılmaya çalışıldığını ifade eden Olan, köylülerin yaklaşık 3 kilo metre uzunluğunda 30 metre genişliğinde bir alanın kasti bir şekilde tahrip edildiğini söyledi. Olan, şunları söyledi: “Kasti bir şekilde tahrip edilen fındık, elma, üzüm ağaçları, bahçeler, ekinler ve sulama kanalları tahrip edildi. Doğaya büyük bir zarar verildi. Köylüler günlerce mağdur edildi. 21 köyü ilgilendiren bir mağduriyet vardı ortada. Doğaya karşı gerçekleştirilen talan kabul edilebilir bir şey değildir. Gündeme gelmesine rağmen yeterli bir sonuç alamadık. Bizim bu coğrafyaya, doğaya sahip çıkmamız lazım. Akbelen’e gösterilen hassasiyetin onda biri Kurdistan coğrafyasına gösterilmedi. Burada da doğa ve insanlarımız var. Bu hassasiyeti herkesin göstermesi gerekiyor.”
FİİLİ YASAK DEVAM EDİYOR
Muhalif olan kesimlerin Kurdistan coğrafyasındaki talana ve sömürüye sessiz kaldıklarını söyleyen Olan, “güvenlik” gerekçesiyle her gün Kurdistan coğrafyasının tahrip edildiğini ve insansızlaştırılmak istenildiğini söyledi. Kürt halkının yaşadığı her alanı tahrip ederek adete bir cezalandırma ve intikam politikasının uygulandığını belirten Olan, “Halen Bitlis’in birçok köyünde ‘fiili’ yasak var. Şu anda da Peyîndas köyündeki halk mağdur ediliyor. Köyün abluka altına alınması var, köydeki insanların yaşamını sürdürebilmesi için hukuksuz bir şekilde köylülere bir baskı var. Köyde 10 kişi gözaltına alındı, bunlardan birine işkence yapıldı, 3’ü de tutuklandı. Operasyonlar bölgede yine devam edecek, aslında işin asıl sebebi seçim sonuçlarını hazmetmemek. İktidar bölgeden intikam almak istiyor ve tek amacı bölgeyi insansızlaştırmak. Tekrar köyleri boşaltmaya zorluyor, halkı köylerini terk etme yönünde zorluyor” diye konuştu.
ÖRGÜTLÜ MÜCADELE VURGUSU
İktidarın yerel seçimlere zemin hazırladığını belirten Olan, Bedlîs’in mevcut iktidar için bir yara haline geldiğini söyledi. Bedlîs’in açık bir şekilde hedef alındığını vurgulayan Olan, “Bu yapılan hukuksuzluğa, zulme, işkencelere ve zorbalıklara karşı birleşerek örgütlü bir mücadele vermeliyiz. Bu topraklar Kürt halkının topraklarıdır ve yıllardır Kurdistan coğrafyasında yaşamlarını idame ettiriyorlar. Bütün kökleri, kimlikleri, tarihleri ve ataları bu toprak üzerindedir, büyük bedeller ödemişler. Bu coğrafyalarına, köylerine, şehirlerine sahip olmalarını bekliyoruz, bu da ancak birliktelik ve örgütlü mücadeleden geçer. Hiçbir hukuksuzluk, zalimlik ve zorbalık bizleri topraklarımızdan, geleneğimizden, kültürümüzden ve mücadelemizden edemez. Özgürlüğümüzü, toprağımızı, kimliğimizi savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Peyîndas köyü ile Xîzan’da ablukaya alınan köylere ziyaretler gerçekleştirdiklerini aktaran Olan, “İlk günden beri abluka altında olan köyleri ziyaret ettik. İnsanlarımızın daha fazla hukuksuzluğa ve zorbalığa maruz kalmaması için işin takipçisi olduk. Hem Hizan’da yaşananları hem de Peyîndas’ta yaşananlarının takipçisi olacağız. Bu işin böyle kolay bir şekilde kapatılmasına izin vermeyeceğiz. ‘Ben geldim, baskı uyguluyorum, toprağını terk edeceksin’ diye bir şey yok. Biz yasal haklarımızı kullanarak mücadele edeceğiz” dedi.
MA / Ruken Polat