Doğayı bekleyen yeni tehlike

img
İZMİR - Ekolojist Hüseyin Çağlar, rezerv alanlarının yeniden tanımlanmasıyla tüm doğanın yeni bir rant ve talan saldırısıyla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.
 
Kentsel Dönüşüm Yasası'nda yapılan değişikliklerle birlikte özellikle rezerv alanların yeniden tanımlanmasına tepkiler sürüyor. 8 Kasım'da Meclisten geçen bu değişiklik ile birlikte reverv alanı ilan edilen yerleşim alanı ya da diğer bölgelerde yurttaşların rızası aranmadan yeni bir yapılaşmaya gidilebilecek. Yine riskli yapıların dönüşümünde arsa sahiplerinin 3'te 2'sinin rızası aranırken, bu oran yüzde 50+1'e indirildi. Barolar ve mühendislik odaları bu durumun büyük bir mülksüzleştirmeye yol açacağını savunurken, ekolojistler ise yeni bir ekokırımın yolda olduğuna dikkat çekiyor. Yine ekolojistler, iktidarın deprem bölgesi için yaptığını söylediği reverv alan ilanlarının önümüzdeki dönem tüm şehirler için geçerli olabileceği ve talanın büyüyeceği uyarısında bulunuyor.
 
Ekolojist Hüseyin Çağlar ile reverv alanları, olası tehlikelerini ve buna karşı alınacak önlemleri konuştuk.
 
YASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE NE AMAÇLANIYOR? 
 
Kentsel Dönüşüm Yasası değişikliği içerisinde rezerv alanların yeniden belirlenmesiyle devletin sadece yerleşim alanlarını değil, istediği her yeri rezerv alanı ilan edebileceğini söyleyen Çağlar, bu durumun Anayasanın mülkiyet ve yerleşim hakkına aykırı olduğunu belirtti. Devletin insanların iradesi dışında mallarına el koyacağını kaydeden Çağlar, "Bu durum bir mülksüzleştirmeye yol açacaktır. İktidar Meclisteki görüşmelerde bunu Hatay için istediğini savundu ve ilk olarak orada 3 ilçeyi rezerv alanı ilan etti. Fakat iktidarın uygulamaları bize bunun Türkiye'nin heryerine yaygınlaşacağını gösteriyor. Bunu söylemek için kahin olmaya gerek yok. Geçmiş dönemdeki politikaları bunu gösteriyor. Bu yasayı da talan için kullanacaktır. Bunun sonucunda şöyle bir durumla karşılaşabiliriz; hem yerleşim alanları içinde insanların iradesi dışında evlerine, bahçesine, mülküne el koyabilecek hem de iklim krizini tartıştığımız bir dönemde tarım alanları, ormanlar, bahçeleri yerleşim alanı ilan edebilecekler. " dedi.
 
RANT, İNŞAAT, BETONLAŞMA
 
İktidarın politikalarının rant, inşaat ve betonlaşmaya yönelik olduğunun altını çizen Çağlar, kentsel dönüşüm adı altında da rant yaratabilecek yeni alanlar oluşacağını vurguladı. Özellikle büyük şehirlerin merkezlerindeki yoksul mahallelerin ranta açılacağını ifade eden Çağlar, "Uzun zamandır devlet bütün hazinesini boşalttığı için paraya ihtiyacı var. Bunun için kentleri rant alanı haline getirerek buradan gelir elde etmek isteyecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği görüşmelerinde bakanın yaptığı konuşmalarda bunu gösterdi. Bakan orada 'Biz gerekli tüm hazırlıkları yaptık. Nerelerin rezerv alanı olacağını belirledik. Hatta ihaleleri kimlere verebileceğimizi belirledik' gibi bir konuşmayla anlatmış oldu" diye belirtti.
 
TARIM ALANLARINI BEKLEYEN TEHLİKE
 
Kentsel dönüşümün ihtiyaç olduğunu fakat bunun deprem bölgesindeki yapıların sağlamlaştırılması ve mülk sahibi insanların tekrar orada yaşayabilmesini sağlayacak bir işlem olması gerektiğini sözlerine ekleyen Çağlar, "Depremin yaşanabilir bir şeydir ama ihmaller öldürür. O nedenle konut ihtiyacının karşılanması dikey yerine yatay yapılaşmanın sağlanması gerekir. Bir yönüde depreme dayanıklı binaların yapılabilirse bu sorunlar çözülür. Fakat bunun tam tersi yapılıyor ve bu düzenleme ile bunu daha yaygın yaşayacağız. İzmir Çiğli ve Konak gibi bölgelerinde bunlar zaten başladı. Onun dışında Buca ve Bornova'nın belli bölgelerinde de aynı sıkıntılar yaşanacaktır. Orayı rezerv alanı ilan edip, orada yaşayan insanları başka bir yere göndermeler yaşanacak. Merkezlerin boşaltılarak insanların dış ilçelere gönderilmesi durumunda buralarda en uygun alanlar yine tarım alanları olacaktır. Tarım alanlarının rezerv alanı ilan edilmesi gibi bir politika bu alanların daralmasına ve gıda krizini büyümesine yol açacaktır. Bütün bunlar bir avuç sermayeye rant sağlamak ve oradan hükümetin beslenmesi anlamına gelecektir" ifadelerini kullandı.
 
Yerleşim ve yaşam alanlarının rezerv alan ilan edilmesine yönelik halk tepkisinin önemine değinen Çağlar, "Nitekim Hatay'da bir tarım alanının rezerv alan ilan edilmesi halkın tepkisiyle şimdilik durduruldu. İnsanların yaşam alanlarından tasfiye edilmesine yönelik bilinç giderek gelişecektir. Bu iktidarın yerel yönetimlerden geriletilmesi ve toplumun ortak bir mücadeleyle yaşamına sahip çıkmasıyla olabilir. O nedenle de nerede bir saldırı söz konusuysa ona karşı halkın ortak direnişinin örgütlenmesi gerekir. Kentsel dönüşüm yasası ile birlikte insanların daha fazla mağdur olacağını ve bunun direnişe dönüşeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemin önemli bir direniş alanı olacak gibi görünüyor" diye konuştu.
 
MA / Tolga Güney