Karadeniz'deki eko-kırıma karşı yola koyuldular

img
RİZE - Karıncalar Ağı gönüllülerinden Aslı Kahraman Eren ve Hikmet Eren, eko-kırıma neden olan projelere karşı Karadeniz'deki ekolojik mücadeleyi birleştirmek için harekete geçti. 
 
Karıncalar Ağı gönüllülerinden Aslı Kahraman Eren ve Hikmet Eren, Karadeniz'de yaşanan eko-kırıma karşı “Karıncanın kardeşi var ve onu size ezdirmeyiz” şiarıyla yola çıktı. İkili, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Rize, Trabzon, Bayburt ve Artvin'de son 1 yılda 37 maden için verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değil" kararına karşı bölge illerindeki mücadeleyi birleştirmeyi hedefliyor. Bu illere meralarını Organize Sanayi Bölgesi (OSB) inşaatına karşı koruyan Amasya Çambükü'nü de eklediler. Bölgedeki ekoloji örgütleri ve çevre mücadelesi veren siyasilerle görüşecek olan ikili, görüşmelerin sonucunda tüm kentlerden gelen ekolojistler ile birlikte ortak bir mücadele hattı örgütleme ve planlama yapmak istiyor. 
 
MADENLERE KARŞI YOLA ÇIKTILAR
 
Bu anlamda ilk ziyaretini 21 Haziran'da Amasya Taşova ilçesindeki Çambükü'ne yapan ikili, 23 Haziran'da da Ordu ve Giresun'da ekoloji örgütleri ile görüştü. İkili bundan sonra ise Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane'de de ekolojistlerle görüşmeler yapmayı planlıyor. Karadeniz için yola çıkanlardan Ekoloji Birliği Eşsözcüsü ve Karıncalar Ağı aktivisti Aslı Kahraman Eren, Karadeniz'de on yıllardır Hidroelektrik Santralleri (HES) ile başlayan bir ekoloji mücadelesi olduğunu anımsatarak, doğa ve topraklarına saldıran kapitalist sermayeye karşı mücadele ettiklerini söyledi. Kendilerini yola çıkmaya iten nedenin 37 maden için alınan "ÇED gerekli değil" kararları olduğunu vurgulayan Eren, "Bu madenler Karadeniz'in dağlarını, yaylalarını, doğal yaşam döngüsünü, vadilerini yok etme projesidir. Öte yandan vadileri, şelaleleri, dereleri, denizi ile bilinen Karadeniz'de şu an bazı illerde su kıtlığı, kuraklık yaşanıyor. Karadeniz'de kuraklık varsa Türkiye'nin her yerinde daha kötüsü olacak demektir. Buradan hareketle önce Karadeniz'de ve başka şehirlerde yaşayan Karadenizlilerle görüşmeler yaptık. Ortak bir fikirle, eşimle yola çıkmaya karar verdik. Karadeniz'in genlerinde inatçılık ve başkaldırı vardır. Kavisli yolların peşine düşerek, bölgeyi burada yıllardır kötülüklerden korumaya çalışan Karadenizli karıncalarla buluşmaya, onlarla beraber büyük bir itirazın sesi haline gelip tüm Karadenizliler adına bu kötülüğe set olmak istiyoruz" ifadelerini kullandı. 
 
İLK DURAK ÇAMBÜKÜ: EKİM YAPMAK YASAK
 
İlk duraklarının OSB inşaatına karşı direnen Amasya Çambükü köyü olduğunu aktaran Eren, burada köylü kadınların ters kelepçeli şiddete uğradığı büyük bir direniş verildiğini vurguladı. Bu mücadele sonucunda mahkemenin "Yürütmeyi durdurma" kararı verdiğini belirten Eren, "Burada yaptığımız görüşmede köylüler '1 yıl rahat ederiz. Aldığımız duyumlara göre buradan vazgeçmemişler' dedi. Bunun için köydeki huzursuzluk devam ediyor. Yine bölge imar planlarında sanayi bölgesi olarak göründüğü için köylüler topraklarına ekim yapamıyor. Bölgede verimli topraklar ve bamya tarlaları var. Tarlaya ekim yaptığı için 1 yıla varan hapis cezası alan köylüler var. Üretmek istenen köylüye hapis cezası veriliyor. Devlet 40 yıl önce bu tarlaların bir kısmını köylüye üretmesi için veriyor, yıllar sonra ellerinden almaya kalkıyor. Kendi geçimini sağlayan halkı topraklarından sürgün etmeye çalışıyorlar. Onları maden projeleri ile ilgili bilgilendirdik ve mücadeleleri birleştirmek gerektiğini söyledik" diye konuştu. 
 
GİRESUN VE ORDU GÖRÜŞMELERİ
 
Amasya'nın ardından Ordu'ya geçerek, Fatsa Doğa ve Çevre Derneği ve Ordu Çevre Derneği ile görüştüklerini kaydeden Eren, Fatsa'da altın madenine karşı yıllardır verilen mücadele hakkında konuştuklarını aktardı. Mevcut madenlerle birlikte yeni açılması planlanan madenlerle ilgili hukuki ve fiili karşı çıkış gerekliliğini vurgulayan Eren, "Yaptığımız görüşmede insanların beraber hareket etmesi için mücadeleye ihtiyacımız olduğunu belirttik. Yolumuz uzun ve zorlu ama yola düşmeden bu mücadelenin olmayacağını söyledi. Yola düşmek, mücadeleleri birleştirmek gerekiyor. Ordu'nun ardından Giresun'da Harşit Vadisi Platformu ile görüştük. Gümüşhane'yi de dahil ettikleri içinde onlarca derneğin olduğu büyük bir platform kurmuşlar. Mücadelenin birleşmesi bizi mutlu etti. Giresun'da bir sıkıntı olduğu zaman Trabzon koşup gelebilmeli. Ordu, Gümüşhane'de bir sıkıntı olduğunda Giresun gidebilmeli. Herkes kendi alanında küçük küçük gruplarla bir adım öteye gidemeyen bir tarzı bırakmalı ve birlikte güçlenmeliyiz. Yaptığımız görüşmelerde bu fikirlerimizi söylediğimizde bize hak verdiler. Gittiğimiz yerlerden mücadele sözü alarak ayrıldık" şeklinde konuştu. 
 
'8 İLİN MÜCADELESİNİ BİRLEŞTİRMEK İSTİYORUZ'
 
Görüşmelerine Rize, Trabzon, Artvin ve Gümüşhane ile devam edeceklerini aktaran Eren, sözlerini şöyle noktaladı: "Her görüşme sonrasında Ekoloji Birliği ve Karıncalar Ağı ile görüşerek, danışarak, bilgi alıp vererek hareket ediyoruz. Görüşmelerin sonucunda bu mücadeleleri birleştirmeye çalışacağız. Birbirimize entegre olmanın yöntemlerini geliştirebiliriz. Gezdiğimiz illerin ortak noktası olan Trabzon'da 8 ilin ekoloji mücadelesi yürütenlerinin bir araya geldiği buluşma yapmak istiyoruz. Yine muhalif partilerin içinde yaşamı savunan siyasilerden de destek isteyerek, onları da deklarasyonumuzu okuyama davet edeceğiz. Sonrasında mücadeleyi büyütmek için özellikle madenlerin yapılacağı bölgelerde eylemsellik süreci yapılmasını düşünüyoruz. Haftalık bir planlama ile basın açıklaması, nöbet, gerekirse çadır nöbetleri ile mücadeleyi büyütmeyi planlıyoruz. Yaylanı, ormanını, ırmağını, toprağını zehirden azade kılmak yoksulluğun içine itilmemek için bu buluşmaya herkesi davet ediyoruz. Madenlere karşı hep beraber büyük bir 'Hayır' horonuna duralım."