İZMİR- “Efemçukuru altın madeni ve çevresel etkileri” konulu panelde konuşan Prof. Dr. Ali Osman Karababa, madenin ağır metal kirliliğine yol açtığını söyleyerek, “Asit nedeni ile çevre ve insan sağlığı riski var. Doğaya bırakılan ağır metal insanlara ve tüm canlılara ulaşıyor” dedi.
İzmir’de Güzelbahçe Kent Konseyi Çevre Çalışma Grubu, “Efemçukuru altın madeni ve çevresel etkileri” konulu panel düzenledi. Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi Tuncel Kurtiz Salonu’nda düzenlenen ve bölgeye zarar veren altın madeni ve etkilerinin tartışıldığı panele çok sayıda ekolojist katıldı.
Panelin moderatörlüğünü Avukat Deniz Özdemir yaparken, Avukat Arif Ali Cangı, Jeoloji Mühendisi Savaş Dilek ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa da konuşmacı olarak katıldı.
‘MADEN ŞİRKETİ DİRENİYOR’
Panelde ilk olarak konuşan Avukat Arif Ali Cangı, Efemçukuru dava sürecinin 2002 yılında başladığını hatırlatarak, davanın şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) olduğunu söyledi. Verilen bilirkişi ve ÇED raporlarının bilimsellikten uzak olduğunu ifade eden Cangı, çevrede yaşayanlardan sadece Ahmet Karaçam'ın hala maden şirketine direndiğini anlattı. Cangı, “10 yıl sonra AİHM'den çıkacak karar bizim doğamızı, suyumuzu temizleyerek geri getirmez” dedi.
‘BİRÇOK HASTALIĞA SEBEP OLUYOR’
Maden havzasının jeolojik yapısını anlatan Jeoloji Mühendisi Savaş Dilek de, verilen raporlarının bilimsel olmadığını dile getirdi. 2004 yılında verilen bilirkişi raporundan sonra şirketin rapora uygun düzenlemeler yaptığını ifade eden Dilek, maden atığının kuru artık ve kaya olarak gösterildiğini ama bu durumun doğru olmadığını söyledi.
‘AĞIR METALLER TÜM CANLILARA ULAŞIYOR’
Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise, altın madenciliğinin canlı yaşamına ve sağlığına etkilerinden söz etti. Madenin ağır metal kirliliğine yol açtığını ifade eden Karababa, "Asit nedeni ile çevre ve insan sağlığı riski var. Doğaya bırakılan ağır metal insanlara ve tüm canlılara ulaşıyor. Az ya da çok hepimiz bu ağır metallerden etkileniyoruz. Ağır metaller besinler aracılığı ile hızlıca yayılıyor. Cilt kanseri, kılcal damar dolaşımı bozukluğu, düşük riskinin artması ve doğurganlığın etkilenmesi gibi birçok hastalığa da sebep oluyor" diye konuştu.
Panel soru cevap bölümüyle son buldu.