Dev Yapı-İş: Ölmemek için tek çaremiz örgütlenmek

img

İSTANBUL - Geçtiğimiz yıl inşaatlarda 355 işçinin hayatını kaybettiğini ve bu cinayetlerin alınacak ufak tedbirlerle önlenebileceğini belirten Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, “Çalışırken ölmemek için örgütlenmekten başka çaremiz yok” dedi.

 
İş cinayetlerinin “fıtrat” olarak görüldüğü Türkiye'de her yıl binlerce işçi bu önlenebilir “kazalarda” hayatını kaybediyor. İnşaat sektörü ise iş cinayetlerinin en çok yaşandığı sektörlerden birisidir. Sadece geçen yıl 355 işçi inşaatlarda çalışırken hayatını kaybetti. 355 işçinin 156’sı “düşme”, 66’sı ise “ezilme, göçük” nedeniyle hayatını kaybetti.
 
Salgın zamanında birçok işletme çalışmalarına ara verirken inşaat sektörü ara vermedi. Salgında vakaların artması nedeniyle sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı zamanlarda bile inşaatlarda çalışma sürdü. Önlemlerin alınmaması ve yoğun çalışma şartları nedeniyle salgında onlarca işçi hayatını kaybetti. Bunlardan bir tanesi ise Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) İstanbul Avrupa Yakası Temsilcisi Hasan Oğuz oldu.
 
İnşaatlarda yaşanan iş cinayetlerini Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’la konuştuk.
 
YAŞAM HAKKI GASP EDİLİYOR
 
Mevsimlik tarım işçilerinden sonra en çok ölümlerin yaşandığı sektörün örgütlenme faaliyetlerinde bulundukları inşaat sektörü olduğunun altını çizen Karabulut, iki sektöre de çalışanların en yoksul kesimlerinden oluştuğunu kaydetti. Bu sektörlerde yasaların işlemediğini ve çalışma kanunlarının kağıt üzerinde kaldığını vurgulayan Karabulut, "İşçinin nasıl temel hakları gasp ediliyorsa yaşam hakkı da gasp ediliyor" dedi.
 
‘SEBEP KAR HIRSI’
 
Örgütlenme faaliyetlerinin ana eksenini işçi sağlığı ve iş güvenliğinin oluşturduğunu hatırlatan Karabulut, "Geçen yıl en az 355 inşaat işçisi çalışırken yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin yüzde yüzü ise önlenebilir sebeplerden gerçekleşti. Bazen 2 metrelik halat olmadığından bazen ise ucuz yemekten zehirlenerek işçiler hayatını kaybediyor. Yaşamını yitiren işçiler eğer gerekli önlemler alınmış olsaydı hayatta olacaklardı. Gerekli önlemlerin alınmamasının sebebi ise patronların kar hırsı. Bu sistem insanlık dışı bir sistemdir ve bundan dolayı her yolu dener. Bunu sınırlandıracak işçilerin haklarını koruyacak örgütlenmeler olan bizler varız ve bizde bunu yürütüyoruz" diye belirtti. 
 
DEVLET DENETİM YAPMIYOR
 
Devletin yaşanan iş cinayetlerine karşı alması gereken önlemler olduğunu anımsatan Karabulut, "Bunların bir tanesi denetim. Devlet denetim yapmıyor. Yapsa bile ceza uygulamıyor. Neredeyse kendi yasalarını yok saymış, kağıt üzerinde bırakmış. Biz mücadele ettikçe oralarda bir şeyler yapıyormuş gibi davranıyor. Şikayetlerimize rağmen denetimlerin yapılmaması işverenlere ‘ne yaparsanız yapın’ denilmekte. İşçinin örgütlenmesinde her türlü engel var ama işverenlere karşı bir engel yok” diye konuştu. 
 
SAĞLIĞIMIZI ÖNEMSEMİYORLAR
 
Salgının başından beri emek örgütleri olarak “zorunlu olmayan iş alanları durdurulsun, işten çıkarılmalar yasaklansın, işçiler ücretli izine çıkarılsın” şeklinde taleplerini sıralayan Karabulut, şunları söyledi: “Bu taleplerimiz karşılanmadı. Bu süreçte bir tane bile inşaat durmadı. Pervasız bir şekilde üretim devam etti. İşçiler ‘hastalık işsizlik’ ikilemi arasında bırakıldı. Salgın koşullarında bir inşaat çalışmasının anlamı yok. Fakat bizim sağlımızı önemsemiyorlar. Varsa yoksa kendi karları.” 
 
TEK SEÇENEK ÖRGÜTLENMEK
 
“İnşaatlarda yaşanan sorunları çözmenin tek seçeneği örgütlenmek” diyen Karabulut, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün örgütlenmek hem işçinin hayatını kaybetmesini engelliyor hem de haklarının gasp edilmesinin önüne geçiyor. Çalışırken ölmemek için örgütlenmekten başka çaremiz yok. ‘Yaşamak ve yaşatmak’ şiarı ile örgütlenme çalışmalarını yapıyoruz.” 
 
MA / Kadir Güney