Yoksullaşan kadınlar pazar için akşamı bekliyor

img
İSTANBUL - Ekonomik krizin etkisiyle her geçen gün daha fazla yoksullaştıklarını belirten kadınlar, pazara gidebilmek için akşam saatlerini bekliyorlar. 
 
İktidarın üretimden kopuk ekonomi politikaları Türkiye’yi derin bir ekonomik krize sürüklemeye devam ediyor. Pandemiyle derinleşen krizin en çok etkilediği kentlerden biri ise İstanbul. Asgari ücret ya da emekli maaşıyla yaşama tutunmaya çalışan milyonlarca kişi ise umutsuz bir şekilde kara günlerin geçmesini bekliyor.
 
Yoksullaşmanın temel nedeni olarak AKP iktidarının kötü ekonomik politikaları ve antidemokratik uygulamalarını işaret eden İstanbul’da yaşayan kadınlar, her geçen gün yoksullaştıklarını, kiralarını dahi ödeyemediklerini, en ucuz ürünleri bulmak için pazar pazar dolaştıklarını ve geleceğe ilişkin umutlarının tükendiğini ifade etti.
 
7 AYDIR KİRA ÖDEYEMİYOR
 
Bir marketten alışveriş yaptıktan sonra karşılaşıyoruz Burcu Aydın ile. Neler aldığını ve ne kadar harcama yaptığını sorduğumuz Aydın, “Şurada 3 tane ekmek, biraz sebze ve meyve, biraz pirinç aldım. Çocuğum için de birkaç bisküvi aldım, 98 lira tuttu. İki çeşit yemek belki çıkar belki çıkmaz. Artık böyle yani, bir markete girdiğinizde en az 100 liranız gidiyor” diye anlattı.
 
Aydın, pandemi nedeniyle işyerinin kapanması üzerine eşinin 4 aydır işsiz olduğunu ifade ederek, salgın  sürecinde çok büyük zorluklar yaşadıkları ve yaşamaya devam ettiklerini anlattı.
 
Ev kiralarını 7 aydır ödeyemediklerini söyleyen Aydın, “Neyse ki ev sahibimiz anlayışlı biri. Şimdiye kadar ses çıkarmadı ama Mayıs’tan itibaren artık ödeme yapmamız gerekiyor. Onu da nasıl ödeyeceğiz bilemiyorum. Bir şeyler yapmaya çalışacağım. 11 aydır faturalar da birikmiş vaziyette. Devletin hiçbir desteği olmadı bu zamana kadar. Olacağını da sanmıyorum. Devlet hiçbir zaman halkının arkasında durmadı. Bu zamana kadar dursaydı görürdük” diye sitem etti.
 
YARINDAN UMUT YOK
 
Bundan sonraki süreçte de çok daha büyük zorluklar yaşayacaklarını dile getiren Aydın, kimsenin yarınlardan umudunun olmadığına vurgu yaptı.  Aydın, insanların artık geleceğe ilişkin planlamalar yapamadığını ve günlük yaşadığını belirterek, “Yarının ne getireceğini hiçbirimiz bilmiyoruz. Halkın arkasında kimse yok. Halk kendi kendine çırpınıyor. Kendi yağında kavrulmaya çalışıyor. Kavrulacak yağı da bitti artık halkın, maalesef kendi yağında da kavrulamıyor” diye konuştu.
 
İFLASIN EŞİĞİNDE
 
Açtığı terzi ile 7 yıldır geçimini sağlamaya çalışan Kiraz Kürklü, işlerinin çok düştüğünü ifade ederek, yurttaşların artık kıyafetlere masrafı bir yana bırakıp gıda teminine odaklandıklarını kaydetti.
 
Gücünün yettiği kadar direnmeye devam edeceğini ifade eden Kürklü, sabit bir aylık gelirinin olmadığını bazen durumu idare edebilecek kadar kazandığını ancak bazen de kazanamadığını dile getirdi. Terziyi kapatmakla yüz yüze geldiğini ancak kapatmanın da bir çözüm olmadığının altını çizen Kürklü, ,”Burayı kapattırsam iş bulamam. Mecburen gittiği yere kadar işimi götürmeye çalışıyorum. Tek bir şansım var evim kira değil. Eğer kira olsa geçinemezdim. Artık geleceği düşünmüyoruz, bu günü kurtarmaya bakıyoruz” diye anlattı.
 
SORUMLU AKP
 
Yaşananların AKP iktidarının kötü politikalarından kaynaklandığına işaret eden Kürklü, “20 yıldır bu ülkeyi tek bir iktidar yönetiyor. Yaşananların önlemlerini alabilirlerdi. Fakat kimsenin umurunda değiliz. Ülke kimsenin umurunda değil. Bence üretilene sahip çıkılmıyor. Her şeyi yurtdışından alıyoruz. Dışarıdan geldiği için de pahalı oluyor. Kendi ülkemizde üreticimize sahip çıkarsa daha iyi olacak diye düşünüyorum. Ama sahip çıkılmıyor” ifadelerini kullandı.
 
EKONOMİ ÇÖKTÜ
 
Eşi ve oğluyla yaşayan Akgül Alparslan da her geçen gün derinleşen yoksulluğun sebebinin AKP iktidarı olduğunu belirtti. Eşinin 2 bin 200 TL emekli maaşıyla geçinmek zorunda kaldıklarını, kendileriyle birlikte yaşayan müzisyen oğlunun da pandemi sürecinin başından beri işsiz olduğunu anlattı.
 
AKŞAM PAZARLARI 
 
Elektrik, su, doğalgaz faturaları derken gıda ve temel yaşam ihtiyaçları için ellerinde avuçlarında neredeyse bir şey kalmadığını vurgulayan Alparslan, “Kıt kanaat geçiniyoruz. Elektriğimizi, doğalgazımızı çok kısıtlı yakıyoruz. Doğalgazı o kadar kısık yakıyoruz ki, hissetmiyorsun. Yoksa 400 lira gibi bir fatura gelse altından kalkamayız. Alışverişi de ucuzluk olan yerleri takip edip oradan yapıyoruz. Böyle indirimleri kovalıyoruz. Pazar yerlerine akşam gidiyoruz ki indirimli alalım. Ekonomi çökmüş artık” diye konuştu.
“İktidarın her şeyi yanlış, hiçbir şeyi doğru değil” diyen Alparslan, şöyle devam etti: “Düzgün hiçbir şeyi yok ki. Gereksiz şeylere yatırım yapılıyor. Mesela esnafa çiftçiye yardımcı olsa, işyeri açsa, destek olsa bu durumlar olmaz.  Ama onlar yüksek binalara, Kanal İstanbul’a yatırım yapıyor. Önce aç insanları doyur, fakir fukarayı doyur, Ondan sonra ne yapacaksın yap.”
 
ADALET YOKSA KRİZ VAR
 
Ailece işlettikleri tekstil atölyesinde çalışan Xecê Çelik, ekonomik kriz nedeniyle işlerinin düştüğünü ifade etti. Bazı zamanlar iş olmadığı için hiç çalışamadıklarını dile getiren Çelik, krizin etkisiyle işlerinin düşmesi sonucu geçimlerini sağlamakta bile çok zorlandıklarını kaydetti.  Çelik, geçimlerini kıt kanaat sağlayabildiklerinin atlını çizerek, “Çarşıda pazarda her şey çok pahalı. 100 liralık alışveriş yapalım diyoruz ama 200 lira borçla dönüyoruz. Doğalgaz, elektrik, su, telefon faturaları, yemek giderleri derken ay sonunda elimizde hiçbir şey kalmıyor. Sadece günümüzü kurtarabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Krizin nedeninin AKP’nin kötü ekonomik politikalarının yanı sıra antidemokratik uygulamaları olduğunu söyleyen Çelik, “Demokrasi yok, adalet yok. Sadece haklı sömürüyorlar. Halkı düşünen yok. Adalet olmayınca da kriz olur tabi” dedi.
 
MA / İdris Sayılğan