Balıklıgöl esnafı: Mum gibi eriyoruz

img

URFA - Yaşanan ekonomik krizden etkilenen Tarihi Balıklıgöl Çarşısı esnafı, “Her gün mum gibi santim santim eriyoruz" diyerek, yaşadıkları zor günleri anlattı.

Bir yıldan fazladır etkisini devam ettiren Koronavirüs (Kovid-19) salgınından en fazla etkilenen kesimlerin başında esnaf geliyor. Halkın alım gücünün düşmesi ve salgın nedeniyle alınan kısıtlamalardan dolayı zor durumda olan Tarihi Balıklıgöl Çarşısı esnafı bir bir kepenk kapatıyor. Esnafın kirasının erteleneceği, kiralarda artışın olmayacağı iktidar tarafından açıklansa da, Şanlıurfa İl Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) tarafından işletilen çarşıda bulunan esnafların iş yerlerine son 2 yılda yüzde 300 zam yapıldı. 200’e yakın iş yerinin yer aldığı tarihi çarşıda esnafların yarısı kepenk kapatmış, kepenk kapatmayanlar ise zor günler yaşıyor. 
 
Çarşıda 20 yıldır esnaf olan Osman Erdem, babası ile birlikte işlettiği dükkanda gıda malzemesi satıyor. Çarşı esnafının “Bitme noktasına” geldiğini ifade eden Erdem, “Tükenmiş durumdayız. Her gün mum gibi santim santim eriyoruz. Salgın döneminde devletten bir destek almadığımız gibi bütün yük bizim sırtımıza bindi. Bir malı satabilirsek bile bir daha yerine koyamıyoruz, her gün fiyatlar artıyor. Eski Ramazan aylarını bir yana dünü dahi arar hale geldik” şeklinde konuştu. 
 
‘KİME DOKUNURSAN AH’
 
“Kime dokunursan dokun anında bin ah işitirsin” sözünün çarşıda az kalacağını belirten Erdem, çaşıda kime dokunulursa "5 bin ah" işitileceğini söylüyor. Kirasını ödemekte zorluk çektiğini dile getiren Erdem, “Kiramı ödemek bir yana evimi geçindiremeyecek haldeyim. 10 kardeşiz, ben evliyim ve 3 çocuğum var. Ben onları sağlıklı bir şekilde besleyemiyorum. Kira, elektrik, su giderleri bir yana şimdi hayatta kalmak için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
 
‘BARDAKTA YAĞ’
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Mart ayında açıklanan yüzde 16,19 resmi enflasyona tepki gösteren Erdem, “Ben eskiden peynir, zeytini, zeytinyağını teneke ya da kilogram olarak satıyordum. Kilogramla alan müşterilerimiz şimdi 100 gram alabiliyor. Bardak ile zeytinyağı istiyorlar, kilogram olan şişe yağın yarısını isteyen var. Yıllarca müşterim olan kişiler 2-3 TL'ye şeker, 3-5 TL'ye çay, 2-3 TL'ye zeytin alıyorlar. Enflasyon araştırması yapanlar gelsin dükkanıma baksınlar ne kadar olduğunu görürler” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu “Freni patlamış, şoförsüz” kamyona benzeten Erdem,  “Hızla ilerliyoruz. İlerleyen zamanlarda nereye toslayacağımız belli olur. Onu durdurmak ise bu saatten sonra zor” dedi.
 
‘İKİNCİ SALGINIMIZ TUR ŞİRKETLERİ’ 
 
Çarşıda takı, hediyelik eşya satan Göksel Savaşoğlu ise, 28 yıldır bu mesleği yapıyor. Esnafın durumunun salgından öncede kötü olduğuna dikkati çeken Savaşoğlu, salgının kötü giden gidişatın “Tuzu, biberi” olduğunu söylüyor. Tarihi çarşıda Kovid-19’un yanında ikinci “Salgınları” olduğunu vurgulayan Savaşoğlu, bunu şu şekilde açıklıyor: “Burada koronadan daha tehlikeli bir virüs var. Salgın dünyanın belası, tur şirketleri ise esnafın belası. İki tane koronavirüsümüz var, belli başlı kişiler ile anlaşıp müşterilerini anlaştıkları kişilere yönlendiren tur şirketleri bizim için virüs.”
   
‘HALKI ŞÜKRETMEYE ALIŞTIRDILAR’
 
Mesleğe “Çekirdekten yetişme” başladığını söyleyen Savaşoğlu, “Eskiden bu işi toptan yapan kişilerden kilo ile malzeme alabiliyorduk ama şimdi gram ile alamıyorum. Mevcut elimdeki iki parçayı satıp ekmek parası çıkarma derdindeyim. Bugün saat 16.00’ya yaklaşıyor ama ben daha siftah yapamadım. Benim gibi birçok esnaf ta siftah etmemiş” şeklinde konuştu. Türkiye’de en büyük sorunun ekonomik belirsizlik olduğunun altını çizen Savaşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu halkı şükretmeye alıştırdılar. Sorunlarımızı bütün yetkili herkese anlattık. Maalesef bu güne kadar iktidarda olan partiye oy verdim. Benim sorunuma çözüm bulamıyorsan benim seninle işim olmaz.” 
 
‘KİRALARA YÜZDE 300 ZAM’
 
Çarşıda 10 yıldır sigortacılık ile uğraşan Namık Dedeşah’ın kiracı olduğu çarşının A Bloku’nda 7 dükkan var ve 3 tanesi kepenk kapatmış. Para kazanamamalarının yanında giderlerinin de yüksek olduğuna dikkati çeken Dedeşah, “Başka şehirlerdeki belediyeler kiracılarından pandemi döneminde kira almazken, ŞURKAV 2 yılda yüzde 300 zam yaparak bizi daha zor durumda bıraktı. Esnafın yarısı mecbur kepenklerini kapatmak zorunda kaldı. Esnafın iş yapamaz durumda olduğu bir dönemde yüzde 300 zam yapmak o esnafı ve geçindirdiği kitleyi açlığa mahkum etmektir. Sadece kira değil, elektrik, su faturaları dağ gibi büyüyor, nasıl ödeyeceğiz bilemiyoruz" dedi. 
 
‘3 GÜNDÜR SİFTAH YAPMADIM’
 
Esnafın salgından en fazla olumsuz etkilenen kesimlerin başında geldiğini belirten Ramazan Demir ise, 22 yıldır çarşıda yöresel elbise satıyor. 3 gündür üst üste siftah yapmadan eve döndüğünü söyleyen Demir, kiraların yüksek olmasından dert yakındı. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çarşı eskiden güzeldi. Salgın nedeniyle 2 senedir burada bir hareketlilik yok. Dükkanların yarısı kapalı, açanlarda siftah yapmadan eve gidiyor.  Sabah 08.00’den akşam 18.00’e kadar burada sadece oturuyorum. Eve gidince çocuklarımın yüzüne bakamıyorum. Cepten yiyoruz ve cebimizde de para kalmadı. Yetkililer bunu bilsin. Yetkililerden destek bekliyoruz en az 6 ay esnaftan kira alınmamalı.”
  
‘ESNAFIN DURUMU VAHİM’ 
 
Esnaf olarak salgından korktuklarını dile getiren Kadir Erdoğan, 10 yıldır çarşıda esnaf. Salgına karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu düşünen Erdoğan, esnafın içinde bulunduğu durumu “Vahim” olarak özetliyor. Salgının yanında döviz kurunda yaşanan hareketlenmenin de kendilerini etkilediğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Eve ekmek götüremediğimiz günler oluyor. Dolar kuru artıyor, artınca aldığımız ürünlerinde fiyatı artıyor ama o dolar düşse bile biz yine yükselmiş fiyatı ile alıyoruz. Bu zor durumda olan esnafı daha fazla zor duruma sokuyor. Yüksek fiyata aldığımız ürüne ister istemez biraz zam yapıyoruz, insanların alım gücü düşük olduğu için ürünler elimizde kalıyor.”
 
MA / Emrullah Acar