Fındık üreticileri kaygılı: Uluslararası tekellerin marabalığını yapıyoruz

img

ORDU - Fındığın taban fiyatının açıklanmamasının üreticiyi tedirgin ettiğini belirten Tüm Köy-Sen Ordu Şubesi Başkanı Zekai Sağra, “Fındık üreticisi bu yıl da gıda ve tarım tekellerinin marabalığını yapacak” diyerek tepki gösterdi. 

Ülkede hasat sezonu başlarken, üreticiler ise sorunlar yumağıyla karşı karşıya bırakıldı. Fındık üretiminin yüzde 60'ının elde edildiği Karadeniz Bölgesi, taban fiyatlarının açıklanmasını bekliyor. 2020 yılında kalitesine göre 22 ila 23 buçuk TL arasında açıklanan fiyat, sene içerisinde 25 TL'ye kadar çıktı. Üretici, bu sene özellikle gübre gibi girdilerin iki katına çıkması nedeniyle fiyatın daha yüksek olmasını bekliyor. Fakat fiyatların hala açıklanmamış olması, üreticiyi tedirgin ediyor. 
 
Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy-Sen) Ordu Şube Başkanı Zekai Sağra, fındık üreticilerinin sorunlarını değerlendirdi. 
 
TARIM POLİTİKASI 
 
İktidarın fındık politikasının genel tarım politikalarından bağımsız olmadığını belirten Sağra, uzun yıllardır üreticiden değil gıda ve tarım tekellerinden yana tavır alındığını söyledi. Bu politikanın fındıkta bariz bir şekilde görüldüğünü aktaran Sağra, “2000’li yıllarda FİSKOBİRLİK’in çökertilmesi ile başlayan bu süreç 20 yıldan beri devam ediyor. Fındık ihraç ürünü olduğu için diğer tarımsal ürünlerden ayrı bir kategoride değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü dünyadaki ihtiyacın yüzde 70-80’nini karşılıyoruz. Fındığın girdiği mamullerin dünya piyasasında ulaştığı parasal değerler 100 milyar dolarlar ile ifade ediliyor. Hal böyleyken hala kaç liraya satılacağını dahi bilmiyoruz" dedi. 
 
TEKELLERE İHALE 
 
Yaşanan durumun tesadüf olmadığını ifade eden Sağra, dünya gıda ve tarım tekellerinin yıl boyu algı operasyonlarıyla bunun alt yapısını oluşturduğunu söyledi. Algının önce rekolte ile başlatıldığını anlatan Sağra, “650 bin ton ile başlayan rekolte sözüm ona ihracatçılar birliği tarafından 818 bin tona çıkarıldı. Bu gibi manüpilatif hareketlerle fındık üreticisini meşgul ettiler. Dünyanın hiçbir tarafında hakim olduğunuz bir ürün için böyle bir aymazlık yapılamaz. Ama bütün bu aymazlıkların bilinçli çalışmalar sonucu ortaya çıktığını düşünüyoruz. Bu ülkeyi yönetenlerin bunların farkında olmaması mümkün değil. Fındık üreticisi, ülkeyi yönetenler tarafından bu tekellere satılmış durumda. 2 milyar dolar civarında bir para, bu şirketlerin emrine verilmiştir. Fındık üreticisi, bu yılda dünya gıda ve tarım tekellerinin marabalığını yapacak” ifadelerini kullandı. 
 
ÜRETİCİ TEDİRGİN
 
Fiyat açıklamayarak üreticinin nabzının ölçülmek istendiğini belirten Sağra, bölgedeki oda ve sivil toplum kuruluşlarının da iktidar güdümünde olduğunu söyledi. Fındık fiyatının açıklanması için Cumhurbaşkanı'nın beklendiğini aktaran Sağra, “Fındığın rekoltesi, geliri, gideri belli. Bu ülkenin tarım bakanı var. Bakanın fiyatı açıklayıp ‘sınırsız alım yapacağım’ demesi lazım. Fiyatı açıklamak için neyi bekliyorlar? Üretici tedirgin. Üstelik bunlar oy aldıkları üretici. Üreticiyi, ensesine vurup lokmasını alacakları bir güruh haline getirdiler. Hükümette yıllardır buna ön ayak oldu. Eğer 35 liranın altında bir rakam açıklanacaksa, bu hükümetin tekellere yaptığı bir kıyak olacaktır” diye belirtti. 
 
ZİRAAT ODASI İŞLEVSİZ 
 
Bölgedeki ziraat odalarının da işlevsiz olduğuna dikkati çeken Sağra, taban fiyatı 30-35 TL olarak açıklayan odanın, bu fiyatın altında bir rakamın açıklanması durumunda tavrının ne olacağını kestiremediklerini söyledi. “Atıp tutmak ile bu işlerin yürümediğini görmeleri lazım” diyen Sağra, şöyle devam etti: “Ziraat Odası, ’35 lira kırmızı çizgimiz’ diyor. Eğer 1 lira altında açıklanırsa ne yapacaksınız. 1 lira sadece Ordu için 240 milyon TL demek. Paranın ne kadar önemli olduğunu orman yangınlarında da görüyoruz. 4 milyon dolar için uçakların hangarlarda beklediğini söylüyorlar. Siyasetten bu kurumların hiç mi yaptırım gücü yok. Her birinin yüz binlerce üyesi var. Sakarya’dan Trabzon’a kadar olan ziraat odaları bile hükümete yaptırım uygulayabilir.”
 
ÇÖZÜM BİRLİK
 
Sorunun çözümü için fındık politikasının belirlenmesi gerektiğine işaret eden Sağra, “Çözüm üreticinin içerisinde olacağı bir birliğin oluşturulmasıdır. Bu ülkenin 1936 yılında kurulan FİSKOBİRLİK ve onun oluşturduğu bir kültürü var. Kıt imkanlarla bile elde edilen maddi değerler oldu. Bunların nasıl peşkeş çekildiğini de biliyoruz. Fındığı yasal bir çerçeveye oturtsunlar. Biz artık her sene fiyat ne olacak diye konuşmayalım. Fındıkta hakim ülkeysek fiyatını bizim belirlememiz lazım. Dünyada ‘fındığımı kaça alırsın’ diye ifade edilen bir başka ürün yok. Ama hakim olduğumuz bir ürünün ülke olarak fiyatını koyamıyoruz” dedi. 
 
MA / Tolga Güney