Ucuz iş gücü olmak yerine köyüne döndü

img

BİTLİS - Bitlis’te kurduğu çiftlikten geçimini sağlayan İsmail Karabulut, “Şuan metropollerde milyonlarca Kürt genci ucuz iş gücü olarak çalışıyor. Böylesi zengin bir coğrafyada dört inekle elde edecekleri kazanç, batıdaki ucuz iş gücünden daha iyidir” dedi. 

Ekonomik nedenlerden kaynaklı batı illerinde uzun yıllar inşaat sektöründe çalışan İsmail Karabulut, tekrar döndüğü memleketi Bitlis’te daha önce kurduğu çiftliği tekrar işletmeye başladı. Bitlis merkeze bağlı Xaxref (Küllüce) köyünde besicilik yapan Karabulut, Avrupa’dan getirdiği 22 büyükbaş hayvanı besleyerek geçimini sağlamaya başladı. Doğduğu topraklardan kısa da olsa uzak kalmanın pişmanlığını yaşayan Karabulut, batı kentlerinde çalışan gençlerin memleketlerine dönmesi için çağrı yaptı. 
 
‘TOPRAĞINIZA DÖNÜN’
 
Besiciliğe ilk olarak 2012 yılında başladığını söyleyen Karabulut, ailesinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle 7-8 yıl ara verdiklerini anlattı. Bu süreç içerisinde batı illerinde birçok işte çalışan Karabulut, tekrardan besicilik yapmaya karar verdiğini belirterek, “Nisan ayında tekrar hayvancılığa başladık. Avrupa’dan 22 tane büyükbaş hayvan aldık. Yıllarca İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde çalıştım. Çalıştığım süre boyunca hiçbir şekilde kendi toprağımda olmanın mutluluğunu yaşamadım. Hani Kürtlerin bir sözü var; ‘Başkasının memleketinde tok olacağına, kendi toprağında aç kal’ diye. Ne olursa olsun kendi toprağımızda ve memleketimizde olmalıyız. Şu an yaptığımız iş süt sağımı üzerine. İnekleri sağıyor ve halkımıza doğal süt sunuyoruz” dedi. 
 
KAPİTALİZMDEN UZAK BİR HAYAT
 
“Yaşam içinde bir iş yapacaksan bunun için erken kalkman gerekiyor” diyen Karabulut, beslediği hayvanlar için gün doğmadan uyandığını dile getirdi. Karabulut, “Emekçiysen iş için güneş dağların tepesine gelmeden uyanmalı ve işlerini yapmalısın. Hayvanların yeminin veriyor sonra sağıyorum. Sağdığımız sütleri soğutma tanklarına aktarıyorum. Daha sonra sütleri fabrikaya gönderiyorum. Doğrusu ‘zor bir iş desek’ yalan olur. Çünkü doğanın içinde doğal yaşıyor ve sevdiğin bir işi yapıyorsun. Sadece hayvanlara bakmıyorum. Bunun yanında meyve ve sebze bahçelerimle de ilgileniyorum. Var olan kapitalist sistemin insanlar üzerinde kurduğu psikolojik baskıyı burada yaşamıyoruz. İnsan, sistemden ne kadar uzaklaşırsa, ruhen kendini o kadar iyi hissediyor” diye konuştu. Hükümetin tarım ve hayvancılık politikalarını eleştiren Karabulut, bu politikalar karşısında metropollerde “ucuz iş gücü” görülerek çalıştırılan Kürt gençlerinin topraklarına dönmesi gerektiğini söyledi.
 
EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ 
 
Karabulut, “Bu topraklarda herkese yetecek kadar ekmek var” diyerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Şuan batıda milyonlarca Kürt genci ucuz iş gücü olarak çalışmaktadır. Böylesi zengin bir coğrafyada Kürt gençleri kendi işlerini kurarak çalışmalıdır. Bakacakları dört inek ile elde edecekleri kazanç, batıda kazandıkları ucuz iş gücünden daha iyidir. Şuan sistem insan üzerinde bir tahribat yaratıyor. Hangi kentte olduğu önemli değil. Sistemin yarattığı tahribatlardan herkes etkileniyor. Bir değişimin yaşanmasını istiyorsak, ilk önce birlik için kapı aralamamız lazım. Eğer emeğimizin karşılığını almak istiyorsak önce birlik olmalı ve örgütlenmeliyiz.”