Krizin başat sebebi: Suç ekonomisi

img

ANKARA - Suç ekonomisinin araştırılması ve ortaya çıkardığı mağduriyetlerin giderilmesine dair önerge veren HDP, suç ekonomisinin Türkiye’deki ekonomik krizin hem başat sebepleri hem de korkunç sonuçlarını oluşturduğunu belirtti.

HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin en önemli sebep ve sonuçlarından olan “Suç Ekonomisinin” araştırılması, haksız kazançların önüne geçilmesi ve ortaya çıkardığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasını talep etti.
 
KAMU YARARINI İHLAL EDİYOR
 
Suç ekonomisinin, kamu yararını ihlal eden, kamusal faydayı ve şeffaflığı gözetmeyen, belli bir birikim ve haksız kazancı getiri olarak sağlayan faaliyetleri kapsadığı belirtilen önergede, söz konusu birikimin, “kimi zaman yasal boşlukları kullanmak veya dolayımlamak, kimi zaman yasal müeyyideleri siyasi nüfuz yoluyla by pass etmek, kimi zaman ise bu nüfuzu bizatihi kazanç kapısı haline getirmek” şeklinde ortaya çıktığı aktarıldı.
 
'İNFİAL YARATIYOR'
 
Kamusal hizmet olması gereken elektrik üretim ve dağıtımın özelleştirildiği, özelleştirmelerin de adının sıklıkla iktidarla anılan şirketlere verildiği vurgulanan önergede, şu ifadelere yer verildi: “Suç Ekonomisine işaret eden çok sayıda olay, Türkiye kamuoyunu meşgul etmektedir. Türkiye toplumu, işsizlik ve enflasyonun çift hanelerde kalıcılaştığı, azınlığın çeşitli yöntemlerle korkunç bir servet birikimi yaptığı, yoksulluğun tarihte görülmediği kadar derinleştiği günlere tanık olmaktadır. Bu tanıklık içerisinde ortaya çıkan çoğu haksız ve dolaylı kazanç suç ekonomisinin konusu edilmek durumundadır. Bu kapsamda Türkiye toplumunda infial yaratan çok sayıda suç ekonomisi unsuru ortaya çıkmaya devam etmektedir.”
 
SEBEP VE SONUÇLARINI OLUŞTURUYOR
 
Aşağıda belirtilen olayların Türkiye’de Suç Ekonomisi’nin büyük bir servet ve gelir aktarımına neden olduğu ifade edilen önergede, "Fabrikadaki emekçi, tarladaki mevsimlik işçi, gençlerin geleceği, kadınların haklarının ele geçirilmesi gibi çok sayıda ortak değerden çekilen bu kazançlarla oluşan Suç Ekonomisi, Türkiye’deki ekonomik krizin hem başat sebepleri hem de korkunç sonuçlarını oluşturmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
 
Önergede bahsi geçen konuya dair güncel gelişmeler ise şöyle:
 
“* 2018 yılının Ağustos ayında Halkbank tarafından satılan ucuz dövizlerle ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklamanın yapılmaması, olayın üstü örtülmesi,
 
* 2021 yılının Aralık ayında Merkez Bankası tarafından dövizi düşürmek için piyasaya yapılan müdahalelerden önce ve sonra döviz alım-satım yapanların muhalefetin ve toplumun taleplerine rağmen açıklanmaması,
 
* Merkez Bankası’nın faiz kararından bir gün önce Hazine ve Maliye Bakanı’nın kardeşinin Banka’nın faiz kararını açıklaması ve bu husustaki olası kazançların araştırılmaması, 
 
* 20 Aralık 2021 tarihinde açıklanan kur garantili mevduat uygulamasından önce ve sonraki döviz dalgalanmalarından faydalananların açıklanmaması,
 
* Vergi cennetlerine aktarılan sermayenin ve sahiplerinin açıklanmaması,
 
* Bir Bakanın, kendi bakanlığına fahiş fiyatla dezenfektan satmasının üstünün örtülmesi,
 
* Bütçeden yandaşlara sağlanan 335 milyar TL’lik vergi istisna ve indirimlerinin dağılımları, gerekçeleri ve gerekçe gerçekleşme sonuçlarının açıklanmaması,
 
* Mevzuata aykırı şekilde yapılan ısmarlama ihalelerden sağlanan kazançların gerekçelerinin kamuoyu ile paylaşılmaması.”