ATO’dan Erdoğan’ın doktor açıklamasına tepki: Eylemde olacağız

img

ANKARA - AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “istiyorlarsa gitsinler” diyerek hekimleri hedefe koyduğunu belirten ATO Başkanı Ali Karakoç, sağlık alanında yaşanan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanlığı önünde eylem yapacaklarını söyledi. 

 
Özlük hakları ve verilmeyen, şiddetin engellenmediği işyerlerinde çalışan, uzun nöbet saatleri ve ağır çalışma koşulları olan doktorların istifa ederek yurt dışına gitmesi, Türkiye’nin sağlık alanında temel sorunlarından birini oluşturdu. Doktor göçü üzerine Sağlık Bakanlığı, 7 Mart’a yayınlanan Resmi Gazete’de 65-72 yaş arasında olup daha önce bakanlık veya bağlı kuruluşlarında çalışmış olan doktorların yeniden çalışmasına yönelik ilan yayımladı. Bu süreçte AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da yurt dışına giden hekimler için “İstiyorlarsa gitsinler” ifadesini kullanması tepkilere neden oldu.
 
Konuyu değerlendiren Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç, kişi başına düşen hekim ve hemşire sayısı açısından Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) oranlarına bakıldığında Türkiye en düşük sırada olduğunu vurguladı. Yunanistan’da kişiye düşen hekim ve hemşire sayısının Türkiye’den yaklaşık 3 kat daha fazla olduğunu ifade eden Karakoç,  “OECD ortalamasının çok altındayız. Sağlık emekçileri üzerinde çok ciddi bir yük var” dedi.
 
’EMEKLİ HEKİMLER GEÇİNEMİYOR’
 
Sağlık Bakanlığı’nın emekli hekimleri göreve çağırmasına ilişkin Karakoç, “Özelikle Bağ-Kur ve SSK’den emekli sağlık emekçileri 2 bin 500 ile 4 bin 500 TL arasında ücret alıyorlar. Diğer taraftan emekli sandığından emekli olanlar da yoksulluk sınırı altında yaşıyorlar. Sağlık alanında çalışan hekim sayısının az olması, emekli olan hekimlerin son dönemde artan ekonomik kriz ve dövizden kaynaklı artış, her gün yaşanan zamlarla birlikte artık geçinemediklerini biliyoruz” şeklinde konuştu.
 
AZ HEKİMLE ÇOK İŞ
 
Sağlık alanında mezun olan sağlık emekçilerinin arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması tahditti altında uzun süre göreve atanmayı beklediklerini hatırlatan Karakoç, sağlık emekçilerinin ek 35’inci madde ile görevlerinden ihraç edildiklerini söyledi. Karakoç, “Bütüncül olarak uygulanan hem sağlık politikaları hem de muhalif tüm kesimlerde olduğu gibi hekimler üzerinde de kamusal alandan uzaklaştırma uygulanmakta. Bunların hepsini topladığımızda Türkiye sağlık ortamında az hekimle çok iş üretilmeye çalışılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı emeklilikten sonra yeniden işe dönme, hekim sayısının az olduğunu ve koşuların nasıl olduğunun itirafıdır. Hem az sayıda hekimin çalışması hem de emekli hekimlerin geçinememesi sorunun bir itirafıdır” diye belirtti. 
 
BİN 405 HEKİM GÖÇ ETTİ
 
Türkiye'de yüz bin kişiye 192 hekimin düştüğünü vurgulayan Karakoç, 2003’ten beri sağlıkta dönüşüm adı altında Dünya Bankası’nın politikaları uyguladığını ve sağlık alanının ticarete dönüştürüldüğünü ifade etti. Karakoç, “Bu politikalar hekimler üzerinde iş yoğunluğu giderek artırmaktadır. Diğer taraftan ülkenin içinde bulunduğu politik atmosfer anti-demokratik uygulamalara ve gelecek kaygısı yaşayan hekimlerimiz özellikle sağlık alanında yaşanan şiddetle, birleşince genç hekimlerin göçüne neden oldu.  2021 yılında bin 405 tane hekim TTB’den iyi hal belgesi alarak yurt dışında göçmen olmaya başladı. Sadece 2022 yılının ocak ayında 197 hekim yurt dışında göçmen olmak için TTB’den iyi hal belgesi aldı. Baştan sona kötü bir sağlık politikası uygulanmakta. Sağlık alanı artık bir hak olmaktan çıkarıldı. Kışkırtılmış sağlık talebi, şiddet, iş yükünün artışı, angarya ve niteliksiz tıp eğitimi hekimleri yurt dışına göç etmede büyük bir etki” dedi
 
İŞ YÜKÜ ARTTI
 
Sağlık alanında yaşanan sorunlara ilişkin TTB ve ATO’nun 6 ay önceden başlatmış oldukları eylem sürecini hatırlatan Karakoç, “Sağlık alanında yaşanan sorunların öteden beri var ancak pandemiyle birlikte daha görünür oldu. Yaşanan ekonomik krizle bizim geçinememe durumumuz daha da arttı. Sağlık alanında koruyucu sağlık göz ardı ediliyor. Sağlık Bakanlığı bütçesinin önemli bir kısmı artık tedavi edici hizmetlere ayrıldığı için toplum daha sağlıksız oldu. Özellikle birinci basamakta rahatlıkla tedavi edilebilecek hastalar sevk zinciri olmadığı için 3 ve 4’üncü basamak hastanelerine başvuruyor. Hasta başına 2-3 dakikalık bir zaman diliminde muayene olabiliyor. Bu durumda sağlık hakkı niteliksizleşiyor ve üzerimizdeki iş yükünün artmasına sebep oluyor. Memnun olmayan hasta karşında sağlık çalışanını görüp bütün öfkesini sağlık emekçisine yönlendiriyor. Her gün sağlık alanında şiddet yaşanıyor” şeklinde konuştu.
 
‘CUMHURBAŞKANI HEDEFE KOYDU’
 
TTB’nin 14-15 Mart günlerinde, sağlık alanında yaşanan sorunlara ilişkin etkinlikleri olacağını duyuran Karakoç, şunları söyledi, “Sağlık Bakanlığı önünde eylemlerimiz olacak. Bu yapılan politikaları anlatan açıklamalarımız olacak. Biz yaşanan sorunları Sağlık Bakanlığı ile görüşmek istiyoruz ancak Sağlık Bakanlığı bizse dönüş yapmıyor. Cumhurbaşkanlığı’nın göç eden hekimlere ilişkin ‘istiyorlarsa gitsinler’ diyor. Sanki biz hekimlerin tek talebi ekonomik haklarmış gibi yansıtılıyor. Sağlık emekçileri toplum önünde hedef olarak gösteriliyor. Bizlerin öncelikli talebi, toplumun nitelikli bir sağlık hizmeti almasıdır. Sonra da alın teri hakkımızı almak istiyoruz. Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamayla bizi hedefe koydu. Bu durum sağlıkta şiddeti artıracaktır” dedi. 
 
‘SAĞLIK BAKANLIĞI ACİZ DURUMDADIR’
 
Emeklilere görev çağrısının çözüm olmasının mümkün olmadığını söyleyen Karakoç, “Emekli olan sağlık emekçilerinin göreve çağrılması pansuman bile değil. 65-72 yaş arasındaki emeklilerin dinlenmesi gerekiyor. Yıllarca emek verdiler. Huzurlu bir şekilde yaşamlarına devam etmesi gerekiyor. Bu yaşta tekrardan işe çağrılması Sağlık Bakanlığının ne kadar aciz bir durumda olduğunu gösteriyor” şeklinde ifade etti.