SES'den anadilde sağlık seminerleri

AMED - SES Amed Şubesi Kadın Meclisi, Amed'in kırsal mahallelerinde anadilde sağlık seminerlerine başladı. Sağlıkçı Rezan Akyel, anadilde hizmetin tanı ve tedaviyi kolaylaştırdığını söyledi. 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şubesi Kadın Meclisi Komisyonu, belediyelerle birlikte kentin birçok noktasında anadilde sağlık seminerleri veriyor. Mayıs ayından bu yana Peyas (Kayapınar), Xana Axpar (Çınar), Yenişehir ve Rezan (Bağlar) ilçelerinde kadınlar ile bir araya gelen sağlıkçılar, meme kanseri ve erken teşhise dair neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Sağlıkçılar, Human Papilloma Virüs (HPV), rahim ağzı kanseri ve bel-boyun hastalıkları gibi konularda da seminerler vermeyi hedefliyor. 
 
SES Amed Şubesi Kadın Meclisi Komisyonu üyesi Rezan Akyel, başlattıkları çalışmalar ve anadilde sağlık hakkının önemine dair konuştu. Çalışmalar sonucunda kişilerin anadillerinde kendilerini daha iyi ifade ettiklerini gözlemlediklerini belirten Akyel, “Yani farklı bir dil demek aynı zamanda bir yabancılaşma da demek” dedi. 
 
DOĞRU TEŞHİSTE ANADİLİN ÖNEMİ 
 
Sağlığın hiyerarşik bir düzlem üzerinde olmaması gerektiğini söyleyen Akyel, sağlığın toplumsallaşması gerektiğini vurguladı. Tanı tedavinin esas alındığı bir yaklaşımdan ve hastanelere sıkışmış bir sağlık hizmetinden ziyade koruyucu hizmetlerin öncelikli olması gerektiğini dile getiren Akyel, “Toplumsallık dediğimiz kavramı aslında kişinin diliyle, kültürüyle yaşanmışlığıyla hepsiyle birlikte ele almamız gerekir. Yaptığımız çalışmalar kapsamında gittiğimiz kırsal mahalleler Kürtlerin yaşadığı yerlerdi. İnsanlarla kuracağımız diyalog kendilerinin anlayacağı dilden olmalıydı.  Verilen seminerler anadillerinde olunca daha güzel sonuçlar alınıyor. Bireylerin anadilinde diyaloglar kurulunca kendilerini daha iyi ifade etme ve doğru teşhis koyma durum da ortaya çıkıyor” diye belirtti. 
 
KADINLARDA KANSERİ TETİKLEYEN ETKENLER 
 
Meme kanserinde yaşanan artıştan kaynaklı “Meme kanserinin ne olduğu?” ve “Meme muayenesinin nasıl yapılacağı?” konularını seçtiklerini anlatan Akyel, “Kapitalist düzenin yayılmasıyla birlikte kanser hastalığında çok fazla artış olduğunu görüyoruz. Doğal hayatın tahribatı ve ekolojik düzenin bozulması hepsi ile ilişkili bir durum bu. Aslında kanserin genetik olarak yayıldığı düşünülüyor ama aslında tamamen genetiklik söz konusu değil. Aynı zamanda bir kişinin beslenmesi ve hareketsiz kalması kansere yola açabiliyor ki; bu da kadınların ev içerisine hapis olmasıyla da ilgili. Kadın, ev işleri, çocuk derken kendi bedenine yabancılaşıyor. Yaşadığı stres kanseri tetikliyor. Dolayısıyla bu meseleleri pozitif bilim anlayışından sıyrılarak, biraz daha sağlığın diğer belirleyicileri üzerinden konuşmak istedik” ifadelerini kullandı. 
 
AYRIMCILIK POLİTİKALARI
 
Sağlıkta anadilde hizmet verilmesi gerektiğini belirten Akyel, “Çünkü sağlık hali bir toplumun sadece fiziki olarak iyi olmasından ibaret değildir. Bir hasta geldiği zaman sorununu daha iyi anlayabilmek için dilini ve kültürünü bilmek gerekir. Hastanın dilini bilmediğimiz zaman kendisi hakkında daha az bilgi sahibi oluyoruz. Çünkü hasta karşısında kendi dilini bilmeyen biriyle karşı kaşıya kalınca kendini hem ifade edemiyor hem de kendini o ortama yabancı hissediyor. Dolayısıyla bizim bahsettiğimiz anamnez (hasta öyküsü) ve fizik muayenede aksaklık oluyor. Dolayısıyla doğru tanıyla doğru tedavi uygulayamıyorsun. Ancak yıllardır Kürtlerin yaşamını idame ettirdiği bölgelerde ayrımcılık politikalarının olduğu görüyoruz. Sağlığa erişimin daha da zor olduğunu, ana dillerinde kendilerini ifade edememe halinin insanlarının sağlık haline yansımalarını görmüş olduk” şeklinde konuştu. 
 
SEMİNERLER SÜRECEK 
 
Anadilde sağlık seminerlerinin süreceğini ifade eden Akyel, şunları söyledi: “Biz oraya sağlık hizmeti sunmaktan ziyade, kadınların daha fazla kendi bedenleri hakkında bilgi sahibi olmalarını istiyoruz. Açıkçası insanların hastaneye daha az gitmeleri açısından bir mekanizma örmeye çalışıyoruz. Bu dediğimiz şey aslında koruyucu sağlık hizmeti. Aşı olma ve kadın doğum kontrolleridir. Çünkü bunlar hakkında bilgi az ve kadınlar erişemiyor. Kadınların 40 yaşından sonra meme taraması yapması gerekir. Ancak bizim gittiğimiz kırsal mahallelerde kadınların 40 yaşını geçmiş olmalarına rağmen hiç meme taraması yapmadıklarını gördük.  Çünkü gittiğimiz yerler kırsal mahalleler ve şehire ulaşım ancak ağabey veya babası aracılığıyla olabiliyor. Yani bu durumda sağlığa ulaşabilmek için yüzünü erkeğe dönmüş kadınlar var. Bunu kırmak içinde kırsal mahalleleri gezip kadınları bu konu hakkında bilgilendirmeye devam edeceğiz. Anadilde sağlık seminerleri vermekten vazgeçmeyeceğiz ve anadilde sağlık hizmeti verilene kadar mücadele edeceğiz.”