Merkez Konsey Üyesi Güngör: TTB devre dışı bırakılmak isteniyor

img

ANKARA - Sağlıkta düzenlemeleri içeren yasa teklifinin hekimler açısından yaralayıcı olduğunu belirten TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, teklifin 11'inci maddesi ile TTB'nin hedef alındığını söyledi. Güngör, "En başından beri karşı çıktık, karşı çıkmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

AKP'nin "sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesine" ilişkin düzenleme ile sağlık alanında birçok yasada değişiklik öngören ve kamuoyunda "torba" olarak tanımlanan yasa teklifi, bugün Genel Kurul'da görüşülecek. Muhalefetin itirazlarına rağmen Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'ndan geçen teklifin, özellikle KHK ile ihraç edilen hekimleri çalışmaktan men edecek 5'inci maddesi tepkilere neden oldu. Sağlık örgütlerinin teklife karşı itiraz ve eylemlerinin yanı sıra, teklife muhalefet şerhi koyan CHP ve HDP'den de teklifin Genel Kurul'dan geçmemesi için çaba sarf edileceği yönünde açıklamalar geldi.
 
Teklifin, KHK ile ihraç edilen hekimlerin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı yerlerde çalışmasının önünü kapatan 5'inci maddesi en çok tartışılan madde olsa da teklifin 11'inci maddesi ile 21'inci maddesi de muhalefet ve sağlık örgütlerinin tepkisine neden oldu.
 
Teklifin 11'inci maddesinde, "Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kanununun 5'inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası ile ek 1'inci maddesi yürürlükten kaldırılmış" ifadeleri yer alıyor. Madde ile TTB Mevzuatının 6023 sayılı kanununda yer alan, birden fazla iş yerinde çalışmak isteyen hekimlere onay vermek ve denetimini yapma yetkisinin TTB'den alınmasını öngörüyor. 
 
'BAKANLIK ŞEKLİ BİR DEĞERLENDİRME YAPIYOR'
 
Maddeyi değerlendiren TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, TTB'nin hekimin ikinci iş olarak çalıştığı yer için onay ve denetim yetkisinin olduğunu ancak bu madde ile bu yetkinin TTB'den alınmak istendiğini belirtti. Güngör, "Bu değişiklik önerisinin de gerekçesi olarak da hekim ve diş hekimlerinin çalışma izinlerinin bakanlık tarafından verilmesi gösteriliyor. Fakat Bakanlık, hekimin diplomasına, sertifikasına, uzmanlık durumuna bakıyor. Dolayısıyla şekli bir denetim gerçekleştiriyor. Oysaki biz hekimin ikinci iş yapması nedeniyle ilk yerdeki hizmetler aksayacak mı, aksamayacak mı bunu hesap ediyoruz. Hekim iki işte birden çalıştırılarak bir kazanç artırımına gidilecek. Bu kazanç artırımı örneğin başka bir hekimin kazancının azalmasına yol açacak mı, buna bakıyoruz. Dolayısıyla biz TTB olarak bu onayı verip vermeme de; birincisi, hekimler arası ilişkiyi kurmak için ikincisi ise halkın sağlığını olumsuz etkileyip etkilemediğine bakıyoruz. Bir de hekimin gittiği yer de gerçekten ihtiyaç var mı? Tüm bunlara bakarak bir değerlendirme yapıyoruz" dedi.
 
'HEDEF TTB'Yİ DEVRE DIŞI BIRAKMAK’
 
Güngör, maddenin hekimlerin emeğinin işverenlerin istediği gibi kullanmasına da yol açacağını söyleyerek, "İkinci iş yerinde çalışma istemi, ikinci bir muayenehane açmak biçiminde değil, iki özel sağlık kuruluşunda çalıştırılmak üzere genelde işverenler tarafından istenmektedir. Yani işveren, hekimi iki farklı hastanesinde çalıştırmak için bu izin isteniyor. Dolayısıyla hekim emeğinin korunmasında TTB'yi devre dışı bırakmayı hedefleyen bir düzenlemedir. Madde hekim emeğini ucuzlaştıran, hekimlerin haklarını koruyamayan, mesleki deontolojilerini, (hekimin mesleki etkinliklerin sırasında hastasına, hasta sahibine, meslektaşlarına ve topluma karşı uymak ve uygulamak zorunda olduğu kurallar tutum ve davranışların normatif bilgisi) halkın sağlık hakkını gözetmeyen ve hekimi doğrudan doğruya işverenin istediği işi yapan meslek sahibine dönüştürmektedir. Bu bizim kabul edebileceğimiz bir durum değildir" diye konuştu.
 
'FIRSATÇILIKLA 7 BİN HEKİM CEZALANDIRILIYOR'
 
Sağlıkta şiddeti önlemeyi amaçlayan 21'inci maddenin TTB olarak talep ettikleri yasa ile hiç bir ilgisinin olmadığını belirten Güngör, "Yasa teklifi gündeme geldiğinde 'sağlıkta şiddetin çözümü için yasa geliyor' şeklinde duyuruldu. Açıkçası önce sevinmiştik. Önce şiddet maddesine baktık ve bir hayal kırıklığı yaşadık. Ama sonrasında diğer maddelere bakınca bizim şiddetle ilgili ve bizim zorlamamızla muhalefet partilerinin şiddetle ilgili olarak toplanması istedikleri komisyonun önüne bir fırsatçılıkla 7 bin hekimi cezalandırmayı ve bu hekimler nezdinde aslında hepimizin geleceğini ipotek altına alan bir 5'inci madde ile karşılaştık" dedi.
 
'HERHANGİ BİR CEZA ARTTIRIMI YOK'
 
Güngör, yasa teklifindeki şiddeti önleme maddesinin sadece kolluğun ve savcılığın bir şiddet vakasında yapması gerekenleri hatırlattığını, herhangi bir ceza artırımını getirmediğini belirtti. Güngör, şöyle devam etti: "Değişiklik bir ceza hukuku olarak düzenlenmiyor, bir sağlık hizmeti uygulamasının bir maddesi olarak koyuluyor. Bir kez daha hakimlere, kolluğa görevleri hatırlatılıyor bu yasayla. Bir tek iyi olan bir şey var oda iyi midir kötü müdür anlayamadık. Maddede deniliyor ki 'mağdurun ve müştekilerin ifadesi iş yerinde alınacak' diyor. Bu daha önce sağlık çalışanlarının şiddete uğradıklarında tanınan hizmetten çekilme hakkını kullanmasının engellenmesine dönüşebilir.” 
 
'MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
 
Yasanın hekimler açısından yaralayıcı olduğunu ifade eden Güngör, 5'inci maddeye ilişkin ise, "Amirlerin iki dudağı arasına ya da öğrencilerin demokratik haklarını kullanarak, haklarını aramak, genişletmek için yaptıkları eylemlerin suç olarak gösterilmesi ile çalışmalarının engellenmesi kabul edilebilir bir durum değil. En başından beri karşı çıktık, karşı çıkmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
 
MA / Diren Yurtsever