'Şantiye TV işçi sınıfının bir kazanımı'

img

İSTANBUL - İnşaat işçilerinin sorunlarını görünür kılmak amacıyla kurulan Şantiye TV'de çalışan her işçi kanalın doğal muhabiri. Şantiye TV'de görev alan Uğur Karadaş, işçileri görmezden gelen merkez medyaya karşı "Alternatif bir mecra" derken, Tezcan Acu ise, "Şantiye TV işçi sınıfının bir kazanımı" dedi. 

İnşaat İş Sendikası (İnşaat-İş) inşaat işçilerin sesini duyurmak amacıyla Şantiye TV’yi kurdu. 21 Şubat’ta yayın hayatına başlayan televizyon, insanlık dışı çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine karşı inşaat işçisinin sesini duyurmayı amaçlıyor. 
 
İŞÇİLER DOĞAL MUHABİR
 
İş hukuku, iş güvencesi ve işçi sağlığı konularının yanı sıra işçi sınıfının devam ettirdiği eylem ve grevleri de ekranlara taşıyan Şantiye TV, haftanın 5 günü yayında. Yaklaşık bir aydır işçilerin sesine ses olan Şantiye TV’de çalışanlar ise yine inşaat işçileri. Kiminin arta kalan zamanında stüdyoya koştuğu kiminin de stüdyoda eksik olan teknik malzemeler ve giderlerin karşılanması için şantiyelerde ekstradan çalışmak zorunda kaldığı bu işçiler, kanalın aynı zamanda birer doğal muhabiri. Henüz yolun başında olan Şantiye TV’nin hedefi ise, önümüzdeki zamanlarda büyüyerek daha çok işçiye ulaşmak ve sorunların görünür kılınmasının yanı sıra çözümü için de birlikte söz üretmek. 
 
İnşaat-İş Sendikası’nın resmi Facebook sayfasından yapılan canlı yayınla izleyiciyle buluşan Şantiye TV hem Youtube hem de Twitter üzerinden de takip edilebilir.
 
İstanbul Kartal’da bulunan Şantiye TV stüdyosunda görev alan Uğur Karadaş ve Tezcan Acu’la çalışmaları hakkında konuştuk. 
 
Şantiye TV’nin ortaya çıkış hikayesini anlatan Uğur Karadaş, “Kafamızda böyle bir proje daha yeni yeni şekillenmeden ilk başta inşaat işçileri olmak üzere onların sorunlarını daha temelde gündeme nasıl yayabiliriz diye düşünüyorduk. Çünkü sendika olarak inşaat işçilerini neredeyse en görünür kılan sendikalardan birisiyiz ama bu yeterli değildi. Çünkü inşaat işçilerinin sorunları ve yaşadıkları ortak ama yan yana gelme sorunlarını ve birlikte mücadele etmede işçi sınıfının diğer bölüklerine göre geride olduğunda hemfikirdik. Bunları görünür kılma ve mücadelede ortaklaştırma gibi böyle bir hedef aklımızın bir köşesinde her zaman vardı. İlk hareket noktamız ise 14 Eylül’de 3. Havalimanındaki isyan oldu. Orada sendikamızın özel bir rolü vardı. Yapılan operasyonlarda 24 arkadaşımız tutuklandı. Ben de onlardan biriydim. Dışarıdaki süreci cezaevinde takip ettiğimizde yavaş yavaş bu fikir şekillenmeye başladı. Çünkü Türkiye gündemine inşaat işçilerinin yaşadığı o ağır sorunlar oturunca inşaat işçileri direnişiyle bir adım öne çıktı. Biz de bunu gündeme taşımak istedik. Birbirini hiç tanımayan işçilerin ortak yerlerde buluşarak örgütlenmesini sağlayacak bir araç olmalıydı. O Şantiye TV dedik” diye belirtti. 
 
‘MUTFAĞINDA İNŞAAT İŞÇİLERİ OLMALI DEDİK’
 
İnşaat-İş Sendikası’nın yöneticilerinin gönüllü inşaat işçilerinden oluştuğunu, Şantiye TV’yi kurarken de en çok buna önem verdiklerini ifade eden Karadaş, “Yayınında, yapımında, arkadaki mutfağında yer alanlar da inşaat işçileri olmalı dedik.  Çünkü inşaat işçileri bu toplumda dışlanmış, yetenekleri olmayan sanki sadece birilerinin bir robotuymuş gibi bilinir. Üstü başı boyalı, yaptığı işi bilen ve bir şey denilirse yapan o inşaat işçileri Şantiye TV’de şunu gösterdi. Bizim yeteneklerimiz bir televizyon kurmaya, muhabir olmaya, montajını yapmaya yeterli. Bu özgüvenle de yayın hayatına başladık. İnşaat işçileri yaşamın her alanında yetenekleriyle olabilir mesajı verdik” dedi.
 
‘ALTERNATİF BİR MECRA’
 
Şantiye TV’nin inşaat işçilerinin sorunlarını görünür kılmak amacıyla kurulan alternatif bir mecra olduğunu dile getiren Karadaş, “Şantiye TV aynı zamanda işçileri görmeyen medyaya karşı da bir alternatif. İşçi sınıfını, ötekileştirilmiş tüm toplumsal kesimleri burjuva medyada göremezsiniz. Bu anlamıyla Şantiye TV elbette bir adres. Yayın hayatına başlarken sadece inşaat işçilerinin sorunları üzerinden değil bir bütün işçi sınıfının yaşadıkları sorunları da ekran başına taşıyarak görünür kılacak programlar belirledik. Daha emekleme sürecindeyiz. Yetmezlerimiz, açmazlarımız var ama bir irade ve kararlılığımız da var” diye konuştu. 
 
‘GENİŞLEDİKÇE HEDEFLER DE BÜYÜYECEK’
 
Sendikanın basın sözcülüğünü de üstlenen Karadaş, Şantiye TV’nin yayın akışına ilişkin de şu bilgileri paylaştı: “Yayın akışı şimdilik haftada 5 gün olarak devam ediyor. Bizim Hukukumuz, Emeğin Şövalyeleri, Çocuklara Masallar gibi yayınlarla haftada 5 gün, 30-40 dakika aralığında yayın yapıyoruz. İşçi sınıfıyla buluşup genişledikçe önüne hedefler koyarak büyüyecek. Akış internet yayıncılığıyla devam ediyor.”
 
ŞANTİYE TV’YE SAHİP ÇIKMA ÇAĞRISI
 
“Şantiye TV’de çalışan her işçi bu televizyonun doğal muhabiridir” diyen Karadaş son olarak, tüm işçilere Şantiye TV’ye katkı sunarak sahip çıkmaya çağırdı. 
 
‘BİZİM İÇİN ONUR VERİCİ’
 
Şantiye TV’nin ilk kuruluş aşamasından bu yana yer alan işçilerden Tezcan Acu ise, yer bulma konusunda çok fazla sıkıntıyla karşılaştıklarını söyleyerek, “Yer bulma konusunda epey bir çabamız oldu. Arkadaşlarla imece usulü çalışma başlattık. Kimi geldi seramiğini döşedi, kimi sıvası boyasını yaptı. Program çekmeye hazır hale geldi. Ufak tefek eksikliklerimiz var ama şuan işlevini yerine getirir durumda. Her şeyi birlikte sırtlayıp var etme gibi bir amacımız var. Bu da bizim için onur verici. Bilmediklerimizi de öğrenmeye de çalışıyoruz. Sorunların mutfağında biz olduğumuz için reçeteleri de yine bizim yerine getirmemiz hem doğal hem de daha samimi oluyor” diye ifade etti.
 
‘EKSTRA MOLOZ TAŞIYARAK GELİR ELDE EDİYORUZ’
 
Şantiye TV’nin bir inşaat işçisi olarak kendisine değer kattığını belirten Acu, “İşin içinde biz olduğumuz için sorunları anlayıp anlatmakta da gayet mahir olduğumuzu düşünüyorum” dedi. Stüdyonun kirası ve bir bütün giderlerinin yine imece usulü karşılandığını da kaydeden Acu, devamla şöyle dedi:  “Ekstradan moloz taşıyarak gelir elde ediyoruz. Oradan kazanılan paralarla eksikliklerimizi gidermeye çalışıyoruz. Dayanışma kaçınılmaz bizim gibi böylesi kurumlarda. Dayanışmaya katılan arkadaşlarımız gerek maddi, gerek manevi gerekse de teknik ve fikir babında birçok yardım da bulunuyor. Her şeyin ötesinde iyi bir şey yaptığımızı düşündüğümüz için bunun için çalışmak da bize keyif veriyor. Böylesi bir televizyon kurup sorunları görünür kılmak bu ayrı bir değer katıyor. İnsanı zinde tutuyor. Belli şeylerden feragat ediyoruz. İşi erteliyoruz. Bazen gece çalıştığımız da oluyor ama ortaya samimi bir şey çıkınca bunlar gözümüzde büyümüyor.”
 
‘ŞANTİYE TV İŞÇİ SINIFI AÇISINDAN BİR KAZANIM’
 
Şantiye TV’nin yayın hayatına başladığı bu yandan itibaren olumlu tepkiler aldıklarını da belirten Acu, sözlerini şöyle tamamladı: “İşçiler kendi çalışma sahasını görünür kılmak için bize fırsat versinler. Şantiyelere gidip oralarda yayın yapmaya başlayacağız. Bizim aslında tam olarak mutfağımız orası. İşçinin gözünden daha iyi bir yansıması olacak. Şantiyeler bizim sahamız, mutfağımız ve biz de oraların bir parçasıyız. Şantiye TV işçi sınıfı açısından bir kazanım. İşçi sınıfının bir televizyonu ve herkes bunun bir parçası olabilir. Güzel şeylerin olacağını düşünüyorum.”
 
MA / Necla Demir