Özsüt işçileri eyleminde konuşan Piroğlu: Dayanışma ezilenlerin tek silahıdır

img

İSTANBUL- Özsüt işçilerinin yaptığı basın açıklamasında konuşan HDP milletvekili Musa Piroğlu, “Dayanışma ezilenlerin tek silahıdır. Özsüt işçisine sahip çıkarsak, yarın başımıza gelen, gelecek olan engeli, engelliyoruz demektir” dedi.

 
İşlerine son verilen ve 2 işçinin maaş ve tazminatı ödenmemesi üzerine eylem başlatan Özsüt işçileri, 3 Temmuz’dan bu yana direnişlerini sürdürüyor. Kadıköy Özsüt Şubesi önünde yapılan eyleme Hakların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekili Musa Piroğlu da destek verdi. Eylemde sık sık “Özsüt sözünü tut hakkımızı var” ve “Özsüt işçileri yalnız değildir” sloganları atıldı.
 
‘NEDEN İŞÇİNİN HAKKINI YİYORLAR’
 
Eylemde ilk olarak konuşan Piroğlu, işçilerin hak aramasında direniş sergilemelerini istemediklerini ve bir işçinin hakkını bütün işçileri de kapsadığını söyledi. Piroğlu, “Devasa bir firma neden işçinin hakkını yemeye tenezzül eder?  Cevabı bir tane işçinin bütün işçileri, bütün yoksulları ilgilendiriyor da ondan. İşçiler bir kere kazanırsa her zaman haklarını ister. İşverenler, işçilerin haklarını aramasını istemiyor. Bu yüzden de işçinin direnmesini istemiyorlar. Bu yüzden işten atıyorlar. Bu yüzden polisi buraya yığıyorlar. Bu yüzden direnişi boğmaya çalışıyorlar” dedi.
 
‘DAYANIŞMA EZİLENLERİN İNCELİĞİDİR’
 
Bu işçilerin hak edişi patronların bir gecelik yemek maaşı olduğunu vurgulayan Piroğlu, “Çocuklarının bir günlük harçlığı ve yemek parasıdır. Patronlar, servet içinde yüzüyorlar. 80 yıldır işçinin kanıyla besleniyorlar. İşçinin hakkını vermemek için her şeyi yapıyorlar. Ama biz bunu fark ettiğimiz gün karşısında durabiliriz” diye konuştu. Piroğlu, “Dayanışma ezilenlerin tek silahıdır. Özsüt işçisine sahip çıkarsak yarın başımıza gelen, gelecek olan engeli, engelliyoruz demektir” dedi. 
 
24 GÜNDÜR DİRENİŞTEYİZ
 
Piroğlu’dan sonra işçiler adına basın açıklamasını Cansu Sayra Andaç yaptı. Özsüt kurumsal markasıyla faaliyet gösteren STP Gida Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasında alınterimiz, hakkımız gasp edilen işçiler olarak 24 gündür direnişte olduklarını belirten Andaç, “18 emekçi ve arkadaşımızın hakkını gasp eden direniş sonrası ise geri adım atarak 16 arkadaşımızın maaşını ödedi fakat hala 2 arkadaşımızın hakları  teslim edinceye kadar 24 gündür olduğu gibi burada, Özsüt önünde direnişte olacağız” diye belirtti. 
 
“Bizler, yalılarında oturup işçilere masallar okuyan patronlar değiliz, bizler 3 milyon doları aşkın fiyatıyla boğaza sıfır malikane de oturan Özsüt ortağı değiliz” diyen Andaç, “Bizler sabahın köründe uyanarak otobüs bekleyen, akşam evine ekmek götürmek için köle gibi çalıştırılan, hakkını arayınca kapı önüne koyulmakla tehdit edilen bütün bunların yanında asla güçsüz olmayan emekçileriz” dedi.
 
 ‘ÖZSÜT ÜRÜNLERİNİ BOYKOT EDİN’
 
Asla yalnız olmadıklarını vurgulayan Andaç, kendilerinin dışarıda, 8 arkadaşlarının ise içeride grevde olduğunu hatırlattı.  Andaç, şöyle devam etti: “Birlikte mücadelemiz sermaye sahiplerini de korkutacak, bizi sömüren patronları da yenecek. Saraylardan, yalılardan, konaklardan, vaaz edilenlerin ezilenlerin hayatında bir hükmü yoktur. Bizler geçinemiyoruz.” 
 
Özsüt ürünlerini boykot çağrısını yineleyen Andaç, şöyle dedi: “Yalılarında rahat rahat oturarak bizim  alınterimizi vermeyen patronlardan, büyük sermaye sahiplerinden ve işbirlikçilerinden hakkımızı alana kadar Özsüt ürünlerini boykot edin. İşçinin hakkını vermeyen işletmenin çayını içmem, pastasını yemem deyin.”
 
‘HAKSIZLIK VARSA DİRENİŞTE VAR’
 
Polis baskısını da değinen Andaç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İşçilere saldıranlara, saldırı emri verenlere, grevdeki arkadaşlarımıza tehdit savuranlara haklarımıza, hayatımıza saygı duymayı öğreteceğiz. Zevki sefa içinde olanlar da bilsinler ki bu halde olmamıza sebep oldukları için rahat etmeyecekler, ettirmeyeceğiz. Direnişi gün gün, sokak sokak büyütmeye, emekten yana olan herkesi davet ediyoruz. Patronlara, sermaye, bize saldıranlara ufak bir hatırlama yapıyoruz. Haksızlık varsa direnişte var.”
 
Eylemde işçiler hep bir ağızdan “Çav Bella” marşını söyledi.