Piroğlu: Savaşı halktan finanse ediyorlar

img
İSTANBUL - Bütçe açığının fahiş zamlarla kapatılmak istendiğine işaret eden HDP Milletvekili Musa Piroğlu, “Verginin yoksul halka yükleneceği anlamına geliyor. Yani savaşı halk finanse edecek” dedi.
 
Hükümet tarafından Meclis’e sunulan 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, 6 Kasım’da Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye başlanıyor. Toplamda 1 trilyon 95,5 milyar lira olan bütçe teklifinin savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılan ödenek miktarı 141,1 milyar TL. Bu rakam bütçenin yüzde 12,8'ine tekabül ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ve Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay, bütçeyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘KURU SAVAŞ BELİRLİYOR’
 
Türkiye’deki borç stokunun büyümesinin bütçe açığına neden olduğunu söyleyen Piroğlu, Türkiye açısından üç ay sonrası için yorum yapmanın erken olduğunu kaydetti. Üretim ve ekonomik büyümenin aksine siyasi dengelerin ekonomik dengeleri belirlediğine dikkati çeken Piroğlu, “Ekonomi o kadar zayıflamış durumda ki, üretimin düştüğü sanayi yatırımlarının dibe vurduğu, borç ve tüketimle dönen bir ülke kur oynaklığına çok açık bir ülkedir” diye belirtti. 
 
Özellikle Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik yürüttüğü savaşın kuru etkilediğini sözlerini ekleyen Piroğlu, 2020 yılının savaşın gerçek faturasıyla yüzleşileceği yıl olacağına işaret etti. 
 
‘SAVAŞ BÜTÇESİ DAHA AĞIR’
 
AKP Genel Başkanı Tayip Erdoğan’ın “Bir mermi ne kadardır” sözlerini hatırlatan Piroğlu, “Savaş, insan, makine ve para öğütür. Türkiye devleti ekonomik olarak çok ağır faturalar doğuracak bir çatışma ortamının içine girmiştir. Burada doğrudan ordunun harcamaları var. Uçaklar kalkıyor, silahlar gidip geliyor, mermiler atılıyor, bunların hepsi para. İkincisi; ciddi bir şekilde, ‘Suriye Milli Ordusu’ dediği ve senelerdir beslediği bir grup var. Bunlara da para veriyor. Yani bir bütün olarak savaş üzerinden kurgulanan bir ekonomi modeliyle yürümeye çalışıyoruz. Doğal olarak savunma bütçesine ayırdıkları pay yüksek ama inanın savaşın bütçesi bu paranın çok çok üstünde” ifadelerini kullandı. 
 
‘SAVAŞI HALK FİNANSE EDİYOR’
 
Hükümetin enflasyonu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  rakamlarıyla oynayarak düşürdüğünün altını çizen Piroğlu, “Bunun faturası asgari ücret zammında ve memur zammında ortaya çıkacak. Asgari ücret görüşmeleri Aralık ayında başlayacak. Ben Meclis’te AKP’lilere bir şey söylemiştim; asgari ücretten işçilerin ödediği vergiyi kaldırın yeter demiştim. Ama devletin bu bütçede ki en kritik kalemi vergiler. Bütçe açığını fahiş zamlar, dolaylı vergiler, ÖTV ve KDV ile kapatmak istiyorlar. Verginin yoksul halka yükleneceği anlamına geliyor. Yani savaşı halk finanse edecek” şeklinde konuştu. 
 
‘BÜYÜME FANTAZİDEN İBARET’
 
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın genel olarak küresel anlamdaki ekonomik toparlanmadan medet umduğunu dile getiren Piroğlu, “Aslında damadın bütün ekonomi planlamaları bir fal üstüne kuruluyor. Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerde negatif faiz uygulamasına geçilmesiyle beraber, buralarda biriken paranın Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere akacağından medet umuyorlar” diye ifade etti. 
 
Türkiye’nin bu konuda yanıldığını söyleyen Piroğlu, şunları söyledi: “Doğrudur IMF de böyle bir beklenti olduğunu vurguluyor ama IMF tersten borçlanmanın ciddi bir şekilde arttığını da söylüyor. Mesela Alman ekonomisi küçülüyor, aynı zamanda Çin son kırk yılın en düşük büyüme performansını yaşıyor. Buda dünya çapında bir duraklama beklentisini arttırıyor. Bunun karşılığını Lübnan’da, Arjantin’de, Şili’de görüyoruz. Bütün bu ayaklanmaların ana sebebi, hayat koşullarının giderek kötüleşmiş olması. Bu yüzden de bir fal açıyorlar ama bu falı tehlikeli bir dönemde açıyorlar. Doğal olarak bekledikleri büyüme rakamları bir fanteziden ibaret.”
 
GÜNAY: SOSYAL YARDIM BÜTÇESİ AZALTILDI
 
Sosyal yardımlara aktarılan bütçenin yetersiz olduğunu ifade eden Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay, “İnsanların sosyal güvenceleri, aldıkları ücretle ödediği vergiler karşılaştırıldığında zaten meselenin sosyal yardım meselesi olmadığı da ortaya çıkmış oluyor. Ancak tabi ki bunun bile azaltılması, yeterli kaynak ayrılmaması da başka bir soruna işaret ediyor” dedi.
 
‘DERS ALINMAMIŞ’
 
Tarıma ayrılan bütçenin ise iktidarın tarımı bitirme politikasıyla örtüştüğüne işaret eden Günay, “Özellikle 2002’den beri küçük çiftçiyi ve tarımı bitirme politikası ülkemizi ne yazık ki halkın en temel gıdalara bile zaman zaman erişemediği bir duruma getirmiş oldu. Hâlbuki ülkemiz tarımsal üretim açısından oldukça zengin bir potansiyele sahip, hiçbir şekilde de ürün ithal edilmesi gerekmiyor. Ama ne yazık ki bu bütçede de gösteriyor ki, politikanın yanlışlığından hiçbir ders alınmamış. Özellikle küçük çiftçinin durumunu daha da kötüleştirecek bir pay ayrılmış. Bu bize iktidarın ülkemizde tarıma bitirmeye çalıştığını gösteren bir tablodur” diye konuştu. 
 
‘GÖZ BOYAMA’
 
Rakamsal oyunlarla halkın kandırıldığını söyleyen Günay, şöyle devam etti: “Zaman zaman çeşitli rakamları özellikle yurttaşların anlayamayacağı biçimlerle televizyonlardan pompalıyorlar. İnsanlar televizyonları izlediklerinde ekonomide çok ciddi bir ileriye gidiş var sanıyor. Ama bunun bir göz boyamadan ibaret olduğunu biliyoruz. Gerçek ise yaşadığımız gündelik hayatta ortaya çıkıyor. Geçen sene gıdaya, ilaca, temel giderlere ödediğimiz ücretleri ve gelirimizi bir tarafa koyduğumuzda gerçek tablo burada ortaya çıkıyor. Diğer taraftan birçok işyerinin iflas ettiğini, çalışanlarına ücret ödeyemediğini biliyoruz.”
 
‘TALEPLERE SAHİP ÇIKILMALI’
 
Çalışan ücretlerinin, yaşanan ekonomik kriziz etkileri hesaplanarak yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Günay, “Kamusal ihtiyaçlarda örneğin ulaşım, barınma, su, elektrik gibi hizmetlerde zam yapılmaması bir diğer talebimizdir. Bütün çalışanların, güvenceli bir şekilde yaşayacağı bir çalışma koşullarının oluşturulması çok önemlidir. Sermaye yaşadığı tüm ekonomik krizi halkın sırtından gidermeye çalışılıyor. İlk akla gelen vergilere, temel maddelere yapılacak zamlar oluyor. Bundan da derhal vazgeçilmesi gerekiyor” diyerek taleplerin sahiplenilmesi çağrısında bulundu.
 
MA / Tolga Güney