Asgari ücret tepkisi: Elimizde içmelik su kalıyor

img
İSTANBUL - Açlık sınırının bir tık üzerinde açıklanan asgari ücret, özellikle büyükşehirde yaşayanları kara kara düşündürüyor. İstanbullular, 1 Ocak’ta gelecek zamlarla erimesi beklenen artış için, “Zamlar sonrası geriye bir içmelik suyumuz kalıyor” diyor. 
 
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başkanlığında Perşembe günü 2 bin 324 TL 70 kuruş olarak belirlenen asgari ücret,  yaklaşık 7 milyon işçiyi ilgilendiriyor. Yapılan artış beklentileri karşılamazken, tartışmaları da beraberinde getirdi. Artan kiralar ve pahalılık nedeniyle yaşamın bir hayli güç olduğu İstanbul’da yaşayan yurttaşlar da açlık sınırının sadece 162 TL üzerinde belirlenen asgari ücrete tepkili. Karaköy ve Eminönü’nde mikrofon uzattığımız yurttaşlara, “Belirlenen asgari ücret zammını nasıl bulursunuz” diye sorduk, aldığımız yanıt ise yapılan artışın yılbaşında gelecek zamlarla eriyeceği yönünde. 
 
“Sabahtan akşamın bir saatine kadar çalışıyoruz. Karşılığı 2 bin 324 lira 70 kuruş olmamalıydı” diyen 5 çocuk annesi Ayşe Kaya, “Pazar, market ateş pahası. Poşet bile parayla. Bu meydana gelmek için dahi borç istedim. Alacağımız ücrete devlet karar veriyor, bizim elimizde değil maalesef” diye konuştu.
 
‘BOL BOL SU İÇERİM’ 
 
Asgari ücretin beklentilerin çok altında olduğunu belirten Eylül Özdemir adlı yurttaş da tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Çok fazla çok. Ne yapacağım bu kadar fazla parayla ben? 1500 lirayı kiraya, 300 lirayı metrobüse veririm. Bir de 100 lira karşılığında yol aktarması yaparım. Üstüne de elektrik, su, doğalgaz… Ben de bol bol su içerim. Asgari ücret artsa ne olacak, zamlar kapıdayken?”
 
‘FELAKET’
 
Asgari ücret zam oranını “felaket” olarak niteleyen Ayten Toksöz adlı yurttaş ise hükümetin asgari ücret zammını lütuf gibi sunmaya çalıştığını, ancak hiçbir biçimde beklentileri karşılamadığını vurguladı. Bu parayla geçinilmesinin imkansız olduğunu söyleyen Toksöz, “Zaten ay sonunu asgari ücret kadar borç ile kapatıyoruz. Kredi kartı zaten borç dolu. Asgari ücreti alıp kredi borcuna mı vereyim, çocuğun okul ihtiyaçlarını mı alayım, ev mi geçindireyim? Duyurulan zam oranı yaşam şartlarına uygun değil. Halk lüks rakamlar istemiyor ki. Asgari ücret en azından insanca yaşam koşullarını sağlamak için 3 bin 500 olabilirdi” şeklinde konuştu. 
 
‘FAZLASI İLE ALIYORLAR’
 
Mintiha Öz adlı yurttaş ise “Verdikleri zammı aldığımız ihtiyaçlarımızın üzerine ekliyorlar. Veriyorlar ama fazlasıyla geri alıyorlar. Yani kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar. Verme ve alma mevzularını bir türlü dengeleyemediler gitti. Her şeye zam zam. Uzun zaman oldu evime dolu poşetle gitmedim. Eve boş dönüyorum. Benim maaşım iyice az” diyerek tepkisini ortaya koydu.  
 
‘BİR AY BOYUNCA ÇAY SİMİT İLE BESLENELİM’
 
Ekonomik krizin derinleştiği bu zamanda asgari ücrete yapılan zammın komik olduğunu dile getiren Aydın Beste adlı yurttaş, asgari ücretin en az 2 bin 800 TL ile 3 bin arasında olması gerektiğini dile getirdi. Fabrika işçisi Beste, evde eşi ile birlikte çalıştığını yoksa geçinemeyeceklerini belirtti. 
“Kira, faturalar, çocuklara cep harçlığı derken ay sonunu getiremiyoruz” diyen Mülazım Toksöz ise asgari ücretin insani koşullar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini söyledi. Asgari ücret olan maaşının eline geçer geçmez eridiğini anlatan Toksöz, ay sonuna kadar simit çay beslenmelerinin beklendiğini ifade etti. 
 
‘HESAPLIYORUM, İÇİNDEN ÇIKAMIYORUM’
 
Ay sonunu zor getirdiğini ifade eden Ali Kundakçı adlı yurttaş da belirlenen asgari ücretin çok düşük olduğunu söyledi ve ekledi: “Ben hesaplıyorum işin içinden çıkamıyorum. Bu asgari ücreti belirleyenler nasıl bir hesap yapıp belirliyor çok merak ediyorum. Ev kira, faturalar, çocukların masrafları tüm bunları hesaplıyorum elde bir şey kalmıyor. Ay sonuna borçlu giriyorum.”