'Yaşatırken ölmek istemiyoruz'

img

DİYARBAKIR – Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya, hükümetin sağlık hizmetinde yarattığı aşırı beklenti, sağlık hizmetindeki eksiklikler nedeniyle karşılaşmayan yurttaşların sağlık çalışanlarına yöneldiğini ve şiddet olaylarının arttığını ifade etti. 

Ankara'da 15 Mart Tandoğan Meydanı'nda yapılacak "Sağlıkta Şiddete Karşı Beyaz Miting" çalışmaları sürüyor. Diyarbakır'daki hastaneleri gezerek sağlık çalışanlarını yapacakları mitinge davet eden bildiri dağıtan sağlık meslek örgütleri, sağlıkta şiddetin engellenmesi için yapacak çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulunuyor. 
 
Miting çalışmalarını yürütenlerden Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya ve Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti ve miting çalışmalarını değerlendirdi.
 
'SAĞLIKTA ŞİDDET SİSTEM SORUNUDUR'
 
Hükümetin 'sağlıkta dönüşüm' adıyla yaptığı değişikliklerin amacının yandaşa rant kazandırmak olduğu belirten Yerlikaya, "Kışkırtılmış sağlık talebi yaratılarak, sağlık ortamı, sermayenin kullanabileceği bir alan olarak piyasaya sunulmuştur. İnsanların güya kolaylıkla sağlık hizmetine, doktora ulaşımını sağlayarak acillerde, polikliniklerde, servislerde abartılı, gereksiz ve gerçek sağlık sunumunu bozan bir kalabalık yaratılmıştır. Herkes tarafından bilinen bu durumun tek gerekçesi daha çok para kazanmaktır. Oysa sağlık hizmetlerinin var olma nedeni para kazanmak değil, insanların sağlıklı yaşamasına çalışmaktır. Bu durum hem hekimlerin çalışma koşullarını zorlaştırmakta hem de hastaların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetine almalarına engel olmaktadır. Hastanede yaşanan bu koşullar hekimler ile hastaları karşı karşıya getirmekte ve istenmeyen olaylara neden olmaktadır." diye konuştu.
 
'İKTİDARIN SÖYLEMLERİ ŞİDDETİ KIŞKIRTIYOR'
 
Hükümetin halkta aşırı bir sağlık beklentisi yarattığını ve ancak sağlık sistemindeki yetersizlikler nedeniyle bu beklentisi karşılanmayan yurttaşların sağlık çalışanlarına yönelerek şiddete başvurduğunu dile getiren Yerlikaya, "Bu ülkede ne zaman ki, Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulamaya konulmuştur, sağlık çalışanlarına şiddet olayları artmaya başlamıştır. Geçmiş yıllarda politikacıların, zaman zaman kamuoyu önünde hekimleri ve sağlık personelini hedef gösteren açıklamalarının da bu durumda rolü olmuştur. Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının gün içerisinde muhatap olmak durumunda kaldıkları hasta sayısını ve taleplerini düşündüğümüzde, bir de kendini hasta olarak tanımlayan vatandaşlarımızın kendilerini aynı zamanda müşteri gibi algılamaları sağlandığından, bu kadar yoğun ve abartılı sağlık talebiyle başa çıkmanın zorluğunun ve hatta imkansızlığının, hekimler olarak toplum nezdinde görülmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
 
'ŞİDDETİ ÖNLEME YASASI ÇIKMALIDIR'
 
Sağlıkta şiddeti önleme yasasının bir an önce çıkarılmasının gerektiğini vurgulayan Yerlikaya, "Bizler yaşatmaya çalışırken yaşamlarımızdan olmak istemiyoruz. Bu kadar açık şekilde gelen şiddet dalgasında bir arkadaşımızı daha kaybetmek istemiyoruz. Mesleğimizi icra ederken hastalarımıza yeterli süre ayırmak ve güvenli ortamlarda çalışmak istiyoruz.  Türk Tabipleri Birliği’nin defalarca dile getirdiği sağlıkta şiddeti önleme yasasının bir an önce çıkarılarak şiddet uygulayanlara caydırıcı önlemler alınmalıdır. Çarpıtılmış sağlık anlayışıyla sağlık emekçisi ve hasta yakınlarını karşı karşıya getiren politikalardan vazgeçilmelidir. Sağlık kuruluşlarında çalışma arkadaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için caydırıcı, önleyici ve gerçekçi önlemler bir an önce hayata geçirilmelidir." şeklinde konuştu.
 
'YAŞATIRKEN ÖLMEK İSTEMİYORUZ!'
 
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir de şiddetin hiçbir soruna çözüm üretmediğine işaret ederek, sağlık ve sağlık hizmetinin şiddetin içinde yaratılamayacağını aktardı. Demir, ¬amacı şifa vermek olan hekimlik mesleğini ve sağlık ortamını daha sağlıklı hale getirilmesini talep ettiklerine dikkati çekerek, "Çürümüş sağlık sisteminin sorumlusu sanki biz sağlık emekçileriyiz gibi bir algı yaratılıyor. Her geçen gün yetkiler tarafından verilen demeçler, hedef göstermeler bugün sağlıkta şiddete yaşanan sorunların nedenidir. Son 10 yıldır yaklaşık 10’dan fazla sağlık emekçisi yaşamını yitirdi. Aynı zamanda her gün 50-60’a çıkan sağlık emekçisi şiddete maruz kalıyor. Yaşatırken ölmek istemiyoruz. Şiddetin bu kadar tırmandığı bir ortamda sağlık hizmeti sunmak ne kadar doğru ne kadar yapılabilir" diye belirtti. 
 
'TÜM SAĞLIKÇILAR ALANDA OLMALI'
 
Şiddetin olduğu bir yerde sağlık hizmeti verilemeyeceğini kaydeden Demir, şunları söyledi: "Her şeyden önce yaşam hakkınız elimizden alınıyor. Güvenli bir çalışma ortamınız yok. Nitelikli sağlık hizmetinin verilmesi, bu şiddetli sağlık ortamının ortadan kaldırmak ve her geçen gün emeğimizin sömürüldüğü bir ortamda hele ki son dönemde ekonomik ve sosyal krizin ortasında buna da dur demek için, 15 Martta bütün sağlık ve meslek örgütleri olarak Ankara’da miting düzenleyeceğiz. ‘Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışmak istiyoruz’ şiarıyla ve sağlık hizmetini verirken niteliklilik, eşit ve anadilde bir sağlık hizmetinin verilmesi için haykıracağız. Bu taleplerinin hepsini dile getireceğimiz 15 Martta büyük ‘beyaz mitingi’ yapacağız. Biz Diyarbakır’dan tüm sağlık örgütleri olarak büyük beyaz mitinge katılacağız. Bütün sağlık emekçilerinin hepsi ‘kendi hakkımız için nitelikli bir sağlık hizmeti verebilmek talebiyle herkesi Ankara’da ki mitinge davet ediyoruz."
 
MA / Lezgin Akdeniz - Cahit Özbek