İkisinin ücreti yoksulluk sınırının altında

img

İSTANBUL - Aldıkları ücretin toplamı yoksulluk sınırının altında kalan Aydın çifti, ekonomik krizin yaşamlarına etkisini “Sadece geçiniyoruz, istediğimiz gibi yaşayamıyoruz” sözleriyle özetledi. 

Türkiye'de kendisini 2018 yılında gösteren ekonomik kriz, üretim yerine güvenlik harcamalarına yapılan yatırımlar ve son olarak koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla derinleşme eğiliminde. Geçtiğimiz Aralık ayında Meclis'ten geçen 2020 Merkezi Yönetim Bütçesi'ne de yansıyan tabloya göre, bütçenin yüzde 12.8’i savunma sanayine aktarıldı. 
 
Hükümetin bütçedeki açığı kapatmak için bu yıl gelir kapısı olarak gördüğü turizm sektörü ise, koronavirüs tehdidiyle bu beklentiyi karşılamaktan uzak. Bu ekonomik tabloda elektrik, doğalgaz ve temel ihtiyaç gıdalarına yapılan zamlar, halkın sırtını bükmüş durumda. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre, Aralık 2019'da işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 92 bin kişi artarak 4 milyon 394 bine yükseldi. Bu rakamın yüzde 25’ini ise gençler oluşturuyor. Yine, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (TÜRK-İŞ) araştırmasına göre Şubat ayında açlık sınırı 2 bin 257 lira, yoksulluk sınırı 7 bin 353 liraya çıktı. 
 
Bu tablo içerisinde işçi ve emekçilerin yaşamlarını nasıl idame ettirdiğini öğrenmek için Tuzla'da yaşayan Aydın ailesinin kapısını çaldık. 
 
Sedat Aydın bir inşaat işçisi, eşi Sevda Aydın ise bir market çalışanı. Ayda her ikisinin eline geçen kazanç 6 bin TL, yani yoksulluk sınırının altında. 
 
‘KENDİMİ ŞANSLI HİSSEDİYORUM’
 
6 ay boyunca işsiz kalmasından ötürü şuan bir inşaatta çalıştığı için kendisini şanslı hissettiğini söyleyen Sedat Aydın, her gün 5-6 arkadaşının kendisini arayarak iş aradığını paylaştı. 
 
İki yıl öncesine kadar kazancı daha yüksek iken şimdi patron ne derse kabul etmek zorunda kaldıklarından yakınan Aydın, “Yemekler de çok kötü çıkıyor. Ayrıca koronavirüsü var gündemde. Bununla ilgili şantiyelerde hiçbir önlem alınmıyor. Binlerce insanın kullandığı lavabolar var. Bu şantiyelerle ile ilgili devletin hiçbir denetlemesi yok” diye belirtti.
 
Kazançlarının büyük bölümünün kira ve faturalara gittiğini, bu harcamaların ard arda gelen zamanlarla iki katına çıktığını söyleyen Aydın, şunları kaydetti: “2018 yılında faturalarımız 35-40 lira civarı geliyordu. Bu 2019’da 50-60 liraya, bu sene ise 100-150 liraya kadar çıktı. Faturalarımız yüzde 100 artıyor. Ama bize kriz bahane gösterilip zam yapılmıyor. Bunun için yaşamımızı daha da kısıtlamak zorunda kalıyoruz.”
 
'BESLENEMİYORUZ'
 
Gıda alışverişlerini, sadece günü kurtarmak için yapabildiklerini ifade eden Aydın, “Koronavirüsten korunmak için düzenli ve sağlıklı beslenmek gerekiyor. Ama biz bunu yapamıyoruz. Yoksulluk sınırı 6 bin liranın üzerinde. Biz iki kişi çalışıyoruz ama bu parayı alamıyoruz. Dolayısıyla beslenemiyoruz, sadece idare edebileceğimiz kadar alıyoruz. Köyden akrabaların yolladığı sebzeler, meyveler var, onlarla idare ediyoruz” dedi.
 
Aydın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) ulaşıma yaptığı zamlardan da şikayetçi. Daha önce 205 lira verdiği aylık akbile, bu ay 270 lira vermek zorunda kaldığını söyleyen Aydın, “Ama benim maaşım 2 yıl önceki maaştan daha düşük. Enflasyon artıyor bizim maaşımız onun yanında eriyor” diye yakındı. 
 
Ülke ekonomisinin özel sektörün ve tekellerin elinde olduğunu belirten Aydın, krizin asıl sebebinin iktidarın yanlış ekonomi politikaları olduğunu dile getirdi. Krizden tek çıkış yolunun işçilerin örgütlenmesinden geçtiğini vurgulayan Aydın, kapitalizm sürdükçe yoksullar için krizin hiç bitmeyeceğini sözlerine ekledi. 
 
‘SADECE GEÇİNİYORUZ'
 
Eşi Sevgi Aydın ise, ekonomik krizin tüm yaşamlarını nasıl etkilediğini “Sadece geçiniyoruz, istediğimiz gibi yaşayamıyoruz” diyerek özetledi.
 
Market çalışanı olduğu için insanların geçen her yıl nasıl daha da yoksullaştığını daha iyi görebildiğini dile getiren Aydın, “Eskiden belli bir miktarla sepetlerini dolduran insanların artık aynı miktarla sadece bir poşet alıp gittiklerini görüyoruz. Yoksulluk sınırının altında geçinmeye çalışırken, kira, faturalara her şeye zam geldi. Temel gıda ihtiyaçlarına yüzde 100 zam geldi. Elektrik ve su faturaları geçen seneye göre ikiye katlandı ama bizim maaşlara yüzde 15’lik bir artış geldi” dedi.
 
Gıda fiyatlarını iki katına çıkmasıyla alım güçlerinin daha da düştüğünü söyleyen Aydın, “Giyim desek en son iki yıl önce alabildim. Ya da çok indirim olduğu zaman alabiliyoruz. Giyim eğlence, gibi ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Sonuçta bizimde gezmek, eğlenmek ihtiyacımız. Ama bizim hayatımız sadece iş ve evden ibaret, dışarıya ayıracak paramız yok” diye konuştu.  
 
MA / Tolga Güney