Meydanlar 130 yıl sonra ilk kez boş kalacak

img

İSTANBUL - İkinci Enternasyonal tarafından 1890’da işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ilan edilen 1 Mayıs’ta, 130 yıl sonra salgından dolayı meydanlar bu kez boş kalacak. İşçi ve emekçiler, bu yıl seslerini işyerleri ve evlerinden duyuracak. 

 
1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde, 1 Mayıs 1886’da Amerikalı 350 bin işçinin 8 saatlik çalışma hakkı için sokağa dökülmesinden bu yana ilk kez meydanlar boş kalacak. Amerikalı işçilerin grevleriyle başlayan eylemler, polis ve sokak çeteleri tarafından kanla bastırıldı. Eylemler sırasında 4 işçi, polisin açtığı ateş sonucu ölürken, 4 işçi de eylemlere öncülük ettiği için idam edildi. İdam edilen işçilerden Albert Persons, af dilemesinin istenmesi üzerine "Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım" diyerek son sözlerini haykıracaktı.  
 
ABD'de yaşanan bu olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. 2’nci Enternasyonal 1889'da Paris'te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi. 1890'dan başlamak üzere 1 Mayıs'ı da, "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul etti. O tarihten bu yana her yıl 1 Mayıs dünya çapında kutlanıyor. 
 
İLK KUTLAMA 1906 YILINDA
 
Türkiye’de ise 1 Mayıs, ilk kez 1906 senesinde İzmir’de kutlandı. Getirilen yasak nedeniyle sonraki 6 yıl boyunca kutlamalar yapılamadı. Osmanlı Sosyalist Fıkrası, 1912 yılında  İstanbul’da 1 Mayıs’ı kutlayarak bir çıkış yaptı. Takvim yaprakları 1 Mayıs 1920’yi gösterdiğinde ise Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın işçiler “Bağımsız Türkiye” pankartı ile Haliç’ten Beyoğlu'na kadar bir yürüyüş düzenledi. 1921 yılı 1 Mayıs’ında da yine İstanbul'da özellikle şirket-i Hayriye, Seyrü Sefain, Haliç İdaresi ve Tramvay şirketi çalışanları, Şişli Hürriyet-i Ebediye Tepesi’nde bir miting gerçekleştirerek 1 Mayıs’ı kutladı. 
 
İŞÇİLER GREVE ÇIKTI 
 
1923’de ise çok sayıda yerli ve yabancı işletmede çalışan işçiler "yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs'ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, sekiz saatlik işgünü, hafta tatili, serbest sendika ve grev hakkı" gibi talepler ile greve çıktı. Fakat greve müdahale edilip, onlarca işçi tutuklandı. 1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı. 
 
TARİHE ‘KANLI 1 MAYIS’ OLARAK GEÇTİ
 
Bu tarihten sonra ilk kitlesel 1 Mayıs mitingi 1976’da Taksim Meydanı’nda yapıldı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından düzenlenen mitinge 400 bin işçi katıldı. Bir sonraki yıl yine Taksim Meydanı’nda yapılan miting ise, tarihe “Kanlı 1 Mayıs” olarak geçti. Dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşması sırasında etraftaki binalar üzerinden ateş açılması sonucu 37 yurttaş yaşamını yitirdi, 200 kişi de yaralandı. 
 
TAKSİM MEYDANI YASAKLANDI
 
“Kanlı 1 Mayıs”tan sonra 1978 yılında yine binlerce işçinin bayramlarını kutlamaya ev sahipliği yapan Taksim Meydanı, bu tarihten sonra işçilere kapatıldı. İşçiler, 1979’da İstanbul’da kutlama yapmak istedi ancak yasaklanıp, sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasağa rağmen kutlama yapmak isteyen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Behice Boran ve yüzlerce kişi gözaltına alındı. Behice Boran ve partili 330 kişi tutuklandı. 
 
12 Eylül darbesi ile beraber 1 Mayıs gösterileri yine yasaklanırken, 1989 yılında yapılmak istenen miting ise engellendi. İstiklal Caddesi üzerinden Taksim Meydanı’na yürümek isteyen kitle, polis tarafından dağıtıldı. Mehmet Akif Dalcı isimli bir işçinin vurularak öldürüldüğü yürüyüş sırasında yaklaşık 400 işçi de gözaltına alındı. 
 
1990 yılına gelindiğinde yine Taksim Meydanı’na yürümek isteyen kitleye müdahale eden polisler, Gülay Beceren adlı yurttaşı yaraladı. Beceren bu saldırıda felç kalırken, mahallelerde yapılmak istenen kutlamalarda ise 40 kişi yaralandı, 2 bin kişi gözaltına alındı.
 
96’DA 3 İŞÇİ ÖLDÜ
 
1991 yılında İstanbul’da yasaklara rağmen yapılan 1 Mayıs gösterilerinde 10 kişi yaralanırken, 600 kişi gözaltına alındı. İstanbul’da 12 Eylül’den sonraki ilk 1 Mayıs mitingi Gaziosmanpaşa Meydanı’nda yapıldı. 1978’den sonraki ilk kitlesel kutlama ise 1996 yılında Kadıköy’de gerçekleştirildi. Fakat kutlamalar sırasında polisin açtığı ateş sonucu 3 işçi hayatını kaybederken, gözaltına alınan 1 kişi de gördüğü işkenceden kaynaklı birkaç gün sonra öldü. Bu olayı takip eden yıllarda Taksim’den sonra Kadıköy’ün de kutlamalar için yasaklanması üzerine Çağlayan, Saraçhane gibi meydanlarda mitingler gerçekleştirildi.
 
TAKSİM ISRARI YENİDEN BAŞLADI
 
2007 yılında işçiler tekrar Taksim Meydanı’nda kutlama yapmak istedi. Meydan önce valilik kararı ile yasaklandı, ardından 500 kişilik grubun kutlama yapması için açıldı. Okmeydanı, Dolmabahçe ve Kasımpaşa’dan meydana yürümek isteyen kitleye müdahale edildi ve 695 kişi gözaltına alındı. 2008’de yine yasaklanan Taksim Meydanı’nın etrafı polis barikatları ile çevrelendi. Polis, Osmanbey, Mecidiyeköy ve Sıraselviler’de meydana çıkmak isteyenlere müdahale etti. Şişli’de bulunan DİSK binasının içine gaz bombaları atılması sonucu dönemin Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Mehmet Ali Özpolat kalp spazmı geçirirken, yaklaşık bin 500 kişi gözaltına alındı. 
 
2009 yılında TBMM Genel Kurulu’nda, 1 Mayıs'ın, "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla tatil olmasına ilişkin kanun tasarısı kabul edildi. 5 binden fazla kişi, Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs'ı kutladı. Fakat Kurtuluş ve Ergenekon Caddeleri ile Kazancı Yokuşu’ndan alana gelmek isteyen kitleye izin verilmedi ve 108 kişi gözaltına alındı. 
 
GALATA KÖPRÜSÜ KALDIRILDI
 
2010 yılında, 32 senenin ardından Taksim Meydanı’nda ilk kitlesel miting gerçekleştirildi. 6 işçi ve memur konfederasyonu tarafından yapılan mitinge on binlerce kişi katıldı. 2011 ve 2012’nin ardından Taksim Meydanı’nın yeniden yasaklanması nedeniyle 2013’de miting yapılamadı. Galata Köprüsü 1970 yılında yapılan bakımdan sonra ilk kez kaldırılırken, metro, metrobüs, vapur seferleri iptal edildi, birçok yol trafiğe kapatıldı. Beşiktaş, Şişli ve Tarlabaşı’ndaki kitleye yapılan polis müdahalesi sonrası 28 kişi gözaltına alındı, 3’ü ağır 7 kişi de yaralandı. 2014 yılında da Taksim Meydanına çıkmak isteyen 138 kişi gözaltına alınırken, 50 kişi polis müdahalesi sırasında yaralandı. 
 
KİTLESEL MİTİNGLER TEKRAR BAŞLADI
 
Daha sonra işçi sendikaları 2016 yılında Taksim yerine Bakırköy Halk Pazarı Meydanı’nda kutlama yapma kararı aldı. On binlerce kişinin katıldığı miting, “İnsanca, özgürce, kardeşçe yaşamak istiyoruz” talebi ile yapıldı. Buradaki mitingin dışında Saraçhane ve Şişli’den Taksim’e yürümek isteyen 40 kişi gözaltına alındı. 
 
1977 yılındaki “Kanlı 1 Mayıs”ın 40’ıncı senesi olan 2017’deki miting yine Bakırköy Halk Pazarı Meydanı’nda yapıldı. Kıdem tazminatı ve taşerona kadro taleplerinin ön plana çıktığı mitinge kitlesel bir katılıma sahne oldu.
 
İHRAÇLAR GÜNDEM OLDU 
 
2018 yılında Maltepe’de kutlanan 1 Mayıs mitinginde kıdem tazminatı, 3600 ek gösterge ve emeklilikte yaşa takılanların talepleri öne çıktı. Taksim’de kutlama yapmak isteyen 86 kişi ise gözaltına alındı. Hak-Sen üyesi bir grup da "işçi haklarına dikkat çekmek" için çıplak ayakla Taksim Meydanı’na yürüyüş yaptı. 2019’da yine Bakırköy Halk Pazarı Meydanı’nda gerçekleştirilen miting, Kanun Hükmünde Kararnameler ile gerçekleşen ihraçlar ve emeklilikte yaşa takılanların talepleri gündeme geldi. 
 
KUTLAMALARA SALGIN ENGELLİ
 
Bu yıl artan emek sömürüsü, yoksulluk ve işsizlik nedeniyle daha kitlesel kutlanması beklenen 1 Mayıs kutlamaları ise, koronavirüsüne (Kovid-19) salgını engeline takıldı. Sendikalar ve emek örgütleri, salgın tehdidi nedeniyle Taksim’de sembolik bir anma tertipleyip, 1 Mayıs’ı işyerlerinde ve evlerinde kutlayacak. 
 
MA / Tolga Güney