Avukata beraatın gerekçesi: İtirafçının beyanları hükme esas alınmadı

img
AMED - Açık tanık Ümit Akbıyık’ın beyanları üzerine avukat Fırat Taşkın hakkında açılan davada verilen beraat kararının gerekçesinde, "hukuki menfaati bulunan kişinin anlatımının tek başına hükme esas alınamayacağı" belirtildi. 
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirafçı tanık Ümit Akbıyık’ın beyanları üzerinden başlattığı soruşturma kapsamında 25 Nisan 2023 tarihinde birçok eve baskın düzenlendi. Baskınlarda avukat Fırat Taşkın da gözaltına alındı ve daha sonra serbest bırakıldı. Taşkın, Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasında beraat etti. 
 
Mahkeme, beraat kararının gerekçesini açıkladı. 
 
‘HUKUKİ MENFAATİ VAR’
 
Gerekçeli kararda,  Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nin 12 Eylül 2018’de verdiği “…itirafçı sanık olup tanık sıfatı ile dinlenilen, etkin pişmanlıktan yararlanmak için sanık aleyhine beyanda bulunma hususunda hukuki menfaati bulunan kişinin anlatımının tek başına hükme esas alınamayacağı…” kararı hatırlatıldı. Av. Taşkın hakkında başkaca herhangi bir tanık beyanı olmadığına vurgu yapılan kararda, “tüm delillerin, kayıtların ve etkin pişmanlıktan faydalanan tanık beyanının örgüt üyeliğinden mahkumiyet hükmü kurulması için yeterli olmadığı” belirtildi. 
 
Örgüt üyeliği için “organik bağ”, “süreklilik”, “çeşitlilik”, “yoğunluk” içeren faaliyetler olması gerektiğine dikkat çekilen kararda, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi kuralı da hatırlatıldı. Taşkın hakkında verilen beraat kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verildi: “(…) sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartının suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli şüpheli ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanık aleyhine yorumlanarak; mahkumiyet hükmünün kurulamayacağı, ceza mahkumiyetinin kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bu ispatın hiçbir şüphe ve başka türlü oluşa imkan vermeyecek açıklıkta olması gerektiği göz önüne alınarak sanığın atılı suçları işlediğini kabule elverişli her türlü şüphe ve tereddütten uzak, cezalandırmaya yeterli, somut delil elde edilemediğinden, sanığın beraatına…”
 
MA / Müjdat Can