Tecride yanıt vermeyen bakan ‘sayın’ tartışması açtı

img

ANKARA - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Partili Newroz Uysal’ın PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride yönelik sorusuna yanıt vermedi ve Uysal’ın Abdullah Öcalan’a sayın demesini tartışma konusu haline getirdi. 

Meclis’te İnsan Hakları İnceleme Komisyonu (İHİK) toplantısı sürüyor. Toplantıya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da katıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilli Newroz Uysal ve Ali Bozan, hasta tutsakların fotoğraflarının üzerinde yer aldığı dövizler ile toplantıya katıldı.
Tunç ve İHİK Başkanı Derya Yanık’ın sunumları ardından söz alan Uysal, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride dikkati çekti. Uysal, Abdullah Öcalan’nın avukat, aile ve vasisi ile görüştürülmediğini ve 40 aydır haber alamadıklarını söyledi.
 
Uysal, DEM Parti olarak Abdullah Öcalan’a ilişkin yaptıkları başvuruları da hatırlatarak, yaptıkları bir başvuruya Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verdiği yanıtı anımsattı. Uysal, yanıtta PKK Liderine yönelik bir tecridin olmadığının ileri sürüldüğünü ifade etti. Uysal, “Başvurumuzda tarih de vermiştik; en son haber alma tarihi bir telefon. O da 21 Mart 2021’de. Sayın Öcalan’dan ne bir mektup, ne bir telefon yok. 4 yıldan fazladır hiçbir yüz yüze görüşme yok. 5 yıldır tek bir avukat görüşü yok. Bunlar göz önünde iken soruyorum; tecrit var mı yok mu?” diye sordu.
 
UMUT HAKKINI HATIRLATTI
         
Uysal, müdürlüğün “Tecritten söz edebilmek için aile, avukat ve vasi görüşünün tamamen kesilmiş olması gerekir” şeklinde yanıt verdiğini belirterek, “Az önce paylaştım; tecridin olmadığı nasıl söylenebilir? Sayın bakan Anayasa 90’ıncı maddeye ve sözleşmelere uygunluk ile ilgili birçok şey ifade etti. Tam da bu olay ile ilgili hatırlatmak isterim. AİHM 18 Mart 2014’te ağırlaştırılmış hapis cezasının umut hakkını ihlal ettiğine dair karar verdi. Birleşmiş Milletler Eylül 2022 tarihinde İmralı ile ilgili dedi ki; ‘bu bir mutlak iletişimsizlik halidir. Derhal aile ve avukatları ile görüştürülmeli’ dedi. Bakın bir tedbir kararı ve henüz uygulanmadı” diye konuştu.
 
‘NEREDE ANAYASA 90?’
 
Uysal, “CPT’yi denetleyen kurumlar arasında saydınız, uluslararası bir kurum. CPT’nin onlarca raporu var, 2019 Türkiye ziyaretiyle ilgili 5 Ağustos 2022 raporu var ve o raporda diyor ki: ‘İmralı’daki durum artık bir tecrit, artık bir izolasyon değil, bir ‘incommunicado’ hâli, bir kayıp hâli, bir mutlak iletişimsizlik hâlidir.’ Bu hâlin derhâl ortadan kaldırılması tavsiyesinde bulunuyor ve yine diyor ki: ‘Aile görüşmelerine gerekçe yapılan disiplin cezası avukatlarla ilgili İnfaz Kanunu’na dayanılarak alınan yasaklama kararları aldatıcı ve gerçeğe aykırıdır.’ Daha ne desin? Nerede Anayasa 90, nerede uluslararası sözleşmeler diye ifade ediyorum” diyerek, tepki gösterdi.
 
‘NEDEN TECRİTTE ISRAR EDİYORSUNUZ?’
 
Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Raporu’nda İmralı’da Sayın Öcalan’la ilgili, tecritle ilgili bir işkence olduğu ve işkencenin sonlanması tavsiyesinde bulundu. Soruyorum size: Bu kadar yıllık süreçte kaç tane aile, kaç tane avukat görüşmesi yapıldığından haberdar mısınız? Adalet Bakanlığı olarak cezaevi size bağlı, bir disiplin cezasına itiraz etmediğini söylüyorsunuz ama kararlar avukatlara tebliğ edilmiyor, avukatlardan saklanıyor, buna dayanılarak verilen bu karar nereye sağlanır? Defalarca sorduk, 2 kere deprem gerçekleşti orada, sağlık süreciyle ilgili sorduk. Bu noktada, hem cezaevleri boyutuyla hem de Türkiye'deki demokratikleşme, Kürt sorunu, i çerisinde bulunduğumuz tüm krizlerle alakalı olarak olacaksa bir cezaevleriyle ilgili bahsedilecekse bence Türkiye'deki en insanlığa aykırı, en büyük sorumluluğun dercedilmesi gereken yer İmralı Cezaevi ve oradaki hukuksuzluk sürdüğü sürece bizler ne hasta mahpuslar ne diğer meselelerde bir çözüm kat edebilecek miyiz şüpheliyim. Bu noktada hem Bakanlığın hem de Ceza ve Tevkifevlerinin bu cevabına sahip çıkıyor musunuz? Bu cevapla ilgili haberdar mısınız? Bu kadar uluslararası kurum raporlarına ve Türkiye'deki hukuka rağmen bu tecritte neden ısrar ediliyor sormak gerekir?”
 
Uysal daha sonra hasta tutsakların durumuna dikkati çekti ve tahliye edilmeleri gerektiğini ifade etti. Söz alan Ali Bozan da aynı şekilde hasta tutsakların isimlerine, hastalıklarına değindi.
 
YANIT VEREMİYİNCE ‘SAYIN’ TARTIŞMASI YARATTI
 
Uysal’in sorduğu sorulara yanıt veren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, aile, avukat ve vasi görüşmelerinin engellenmesine mahkeme kararları ile yapıldığını savundu. Tunç, Uysal’ın Abdullah Öcalan’a sayın demesini ise hazmedemedi. Uysal bu konudaki yargı kararlarını hatırlattı ve tepki gösterdi. Uysal, “Asıl konu avukat yasağı aile yasağıdır. Bunları gölgede bırakacak tartışmalar ile tecridi yok edemezsiniz. Bu tecrit değil midir” diye sorarak, tepki gösterdi. Tunç, daha sonra yanıt vermedi.