İZMİR - Her Yer Çocuk Derneği üyesi Sedanur Uğur, yaşamın her alanında yaşanan hak ihlallerinin çocuklara travmatik hayatlar olarak geri döndüğünü söyledi.
Savaş ve çatışmaların dinmediği, ekonomik, siyasal ve sosyal krizlerin her geçen gün büyüdüğü Türkiye'de, çocuk olarak hayatta kalmak oldukça zor. AKP iktidarı döneminde sistematik olarak geriye giden çocuk hakları, eğitimden sağlığa, oyun hakkından yaşam hakkına kadar her alanda ihlal ediliyor.
EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞTİ TEHLİKE ARTTI
Eğitim sisteminin her yıl baştan düzenlenmesi, 4+4+4 sistemi ve Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) gibi projeler çocuklar eğitim hayatının dışına itilirken, bu durum kız çocukları açısından çocuk yaşta evliliklerin de önünü açtı.
Yasama alanında yaşananlar ise çocuk haklarını günden güne geriye götürdü. AKP iktidara geldikten sonra 2009 yılında MEB Ortaöğretim Yönetmeliğinde değişikliğe gidildi. Eski yönetmeliğe göre evli veya nişanlı olanlar ortaöğretime kayıt yaptıramazken, bu değiştirilerek ortaöğrenimde nişanlanmasının önü açıldı. 2013 yılında yine bu yönetmelikte yapılan değişiklik ile ortaöğretimlerde evlenme de meşrulaştırılarak, erken yaşta evliliğin önündeki bir engel daha kaldırılmış oldu.
ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLERİN ÖNÜ AÇILDI
2021 yılında getirilen 4'üncü Yargı Paketi ise daha önce adım adım meşrulaştırılan çocuk istismarı davalarında cezasızlığın önünü açtı. Bu paketle, cinsel saldırı, işkence, cinsel istismar gibi suçlardan failin tutuklanabilmesi için “somut kanıt” zorunluluğu getirilerek, cinsel saldırı faillerinin tutuklanmasını neredeyse imkânsız hale getirdi. Yasalarla önü açılan çocuk yaşta evlilik verileri ise durmadan arttı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2023 yılı verilerine göre; 16-17 yaş aralığında 10 bin 471 kız ve 706 erkek çocuğu evlilik adı altında tecavüze maruz kaldı. Son 10 yılda resmi verilere göre toplam 312 bin 640 kız çocuğu “evlendirildi.”
KATLİAMLAR
AKP dönemi üst düzeye çıkarılan “güvenlik önlemleri” de çocukların ölümlerine neden olurken, bu yıllarda zırhlı araç çarpması, çatışmalar ve bombalamalar sonucu yüzlerce çocuk yaşamını yitirdi.
Zırhlı araç çarpması sonucu İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi verilerine göre; son 15 yılda Kurdistan’da 21 çocuk yaşamını yitirdi, 23 çocuk da yaralandı. Ayrıca İHD ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) sokağa çıkma yasakları süresince eriştikleri verilere göre; en az 80 çocuk yaşamını yitirdi.
Bu ölümlere son örnek ise Şirnex’te 30 Ağustos 2023’de yaşandı. Zırhlı aracın çarptığı 12 yaşındaki Tajdîn Adal, kafa travması geçirirken, günlerce yoğun bakımda kaldı.
'TEMEL İLKELER UYGULANMIYOR '
Her Yer Çocuk Derneği üyesi Sedanur Uğur ile AKP iktidarının çocuk politikalarını, sonuçlarını ve olması gerekeni konuştuk.
Türkiye'de özellikle kadın ve çocukların bulundukları her alanda yoksulluk ve diğer faktörlerden kaynaklı çok fazla sorun yaşadığını vurgulayan Uğur, çocukların bir kat daha hak ihlaline maruz bırakıldığını belirtti. Bunun eğitim politikalarından kentlerde güvenle oyun oynama alanlarının olmayışına kadar çeşitlendiğini söyleyen Uğur, "Türkiye çocuğun üstün yararını gözetme, ayrımcılık yapmamak gibi ‘Çocuk Hakları Yasalarında’ bulunan temel ilkeleri uygulamıyor. Yine çocuğun karar mekanizmalarına katılımı ve yaşama hakkı da çok fazla ihlal ediliyor. Özellikle yaşama ve ayrımcılığa uğramama hakkının ihlalini Kurdistan'daki çocukların anadilinde eğitim görmemesi ya da sokakta oynarken bir zırhlı araç tarafından öldürülmesinde görüyoruz. Devlet politikalarına göre onlar, işine geldiğinde çocuk işine gelmediğinde de en ağır cezayı hak eden kişi olabiliyor" dedi.
'ÇOCUK BİREY OLARAK GÖRÜLMÜYOR'
Özellikle çocuğa yönelik istismar vakalarının ya üstünün kapatıldığını ya da cezasızlıkla sonuçlandığını sözlerine ekleyen Uğur, burada en önemli etkenin çocukların birey olarak görülmemesi olduğunu dile getirdi. Tarikat ve cemaatlerin yanı sıra aile içinde de yaşanan bu istismarlarda çocuktan çok aile bireylerinin dinlenildiğini kaydeden Uğur, "Çocuk birey olarak kabul edilmediği için onun söylediklerinden daha çok çevresindeki yetişkinlerin söylediğinden yola çıkılıyor. Çocuğun ne dediği arka planda kalıyor. Ailenin aktarış biçimine, suçlunun iyi haline bakılarak karar veriliyor" diye belirtti.
Bu politikaların çocuklara ölüm ya da travmatik hayatlar olarak geri döndüğünü kaydeden Uğur, sözlerine şöyle devam etti: "Çocukların oyun hakkı da var ama bunlardan bahsedemiyoruz. Bu ülkede çocuklara en kötü politikalar uygulanıyor. Bu sorunlarla çevrili olan çocuklar bir yandan da okul, aile tarafından çevrelendikleri için haklarının farkına varamıyor. Mesela çocuklar MESEM projesiyle patronlara ucuz emek gücü sağlamak için çalıştırılıyor. Çalışırken 5 ayda 5 çocuk hayatını kaybetti."
'ÇOCUKLARLA BİRLİKTE, ÇOCUKLAR İÇİN'
Şiarlarının "Çocuklar için ve çocuklarla birlikte" olduğunu belirten Uğur, yaşanan tüm hak ihlali ve sorunlara karşı çocuklar ile birlikte onlar için politikalar üretilmesi gerektiğini ifade etti. Çocukların kendileri hakkında alınan kararlara ortak olamamasının yabancılaşmaya yol açtığını vurgulayan Uğur, "Sorunu yaşayan çocukların olmadığı karar mekanizmalarından çıkan sözler havada kalıyor. Ama onların zaten talepleri çok açık. Politik gündem de dahil her şeyden haberleri var. Yapılması gereken onların istedikleri dünyayı, onlarla konuşup gündeme getirmek. En önemlisi de Türkiye'nin de imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin maddelerinin istisnasız, çekincesiz uygulanmasını savunuyoruz" diye konuştu.