Ağır hasta tutsak Ataş hücreye alındı

AMED - Ağır hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyen tutsak Şivekar Ataş, disiplin cezası nedeniyle tekli hücreye alındı. 
 
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsaklar listesinde yer alan Şivekar Ataş, birçok hastalığına rağmen tahliye edilmiyor. Ataş, 2016’da Amed’de üniversitesi öğrencisi iken gittiği Mûş’ta tutuklandı. Yargılandığı davada Ataş’a “örgüt üyesi olma” iddiasıyla 15 yıl hapis cezası verildi. Ataş, sırasıyla Ankara ve Mersin'de bulunan cezaevlerinde kaldı. Ataş, şuan Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Ataş, kalp yetmezliği, rahimde kist, yüksek tansiyon ve fıtık gibi hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor. Ataş, son olarak hakkında verilen disiplin cezası gerekçesiyle tekli hücreye alındı.  
 
HASTA TUTSAK HÜCREYE ALINDI
 
Ataş, 28 Ağustos’ta tutulduğu cezaevinde ailesiyle açık görüşte bir araya geldi. Ataş, 4 Eylül’de yaptığı haftalık telefon görüşmesi gerekçesiyle hakkında verilen disiplin cezası nedeniyle tekli hücreye konulduğunu aktardı. Bakırköy Cezaevi'nde şimdiye kadar 6 kez hücre cezası verilen Ataş, son ceza nedeniyle 11 gün hücrede kalacak. 
 
Ataş’ın annesi Rabia Ataş, kızının tutuklandığı günden bu yana birçok hak ihlaline maruz kaldığını aktardı. Anne Ataş, kendilerinin de cezaevi görüşü sırasında çıplak aramaya maruz kaldığını aktararak, "Daha önce Şivekar’a 'döşek ve çarşaf yırtmak', Kürtçe şarkı söylediği için de hücre cezası verilmişti" dedi. 
 
'TECRİTTEN BAĞIMSIZ DEĞİL'
 
Anne Ataş, görüş sırasında gardiyanların masa başında konuşmaları dinlediğine işaret ederek, "Bu uygulamalara maruz kaldığımız zaman zorumuza gidiyor. Karşı geldiğimiz zaman da çocuklarımızı görmemize izin vermiyorlar. Gardiyanlara, ‘Hiç utanmıyorsunuz bize çıplak arama dayatıyorsunuz’ dedim. Onlar da bizi dışarı çıkarmakla tehdit etti. Bu uygulamaları hiç kimsenin kabul etmemesi lazım" diye kaydetti. 
 
Kızının tekli hücrede sağlık sorunlarının daha da artacağına dikkati çeken anne Ataş, tutsaklara yönelik keyfi uygulamaların Kürt sorununda izlenen güvenlikçi politikalar ile İmralı tecridiyle bağlantılı olduğunu vurguladı. Anne Ataş, "40 yıldır bu dava devam ediyor. 100 yıl da geçse devam edecektir. Sayın Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınamıyor. Eğer Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkarsa çocuklarımız üzerindeki tecrit de kalkacak. O zaman barış da gelir. Sayın Abdullah Öcalan serbest kalmadığı sürece de kimse barıştan bahsedemez. Herkes tecridin kaldırılması için elini taşın altına koyması lazım" ifadelerini kullandı.