9 yıldır kızının cenazesini arıyor: Artık başkalarının yüreği yanmasın

ŞIRNEX - 9 yıldır kızının, 30 yıldır da amcasının cenazesini arayan Hizne Arslan, "Katilleri affetmeyeceğim. Ama barış için her şeyi yaparım. Artık başkalarının yüreği yanmasın" dedi. 
 
Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesinde 14 Aralık 2015'te ilan edilen ve 2 Mart 2016'da kaldırılan sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan çatışmalarda 177'si bodrumlarda olmak üzere toplam 288 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden birçok kişinin cenazesi o dönem Mêrdîn, Riha, Dîlok ve Meletî'de bulunan kimsesizler mezarlıklara defnedildi. Birçok kişinin cenazesi, kimlik tespitinin ardından ailelerine teslim edildi. Ancak aradan geçen 9 yıla rağmen halen cenazesi bulunmayan kişiler de var. Bu sayının 14 olduğu tahmin ediliyor. Yasak döneminde hayatını kaybettiği açıklanan ve akıbeti henüz belirsiz olan kişilerden birisi de 19 yaşındaki Hacer Arslan. 
 
Anne Hizne Arslan, yasaklar döneminde hem kızı Hacer'i hem de oğlu Mehmet Sait'i kaybetti. Yine ağabeyi Selim Tugay, Nur Mahallesi'nde keskin nişancı kurşunuyla hayatını kaybetti. 1990'lı yıllarda ise amcaları Bahri Arslan ve İhsan Arslan katledildi. Amca İhsan Arslan'ın cenazesi 30 yıldır bulunmazken, Hacer Arslan'ın akıbeti de 9 yıldır tüm girişimlere rağmen ortaya çıkarılmadı. 
 
'SÜREÇ TEK TARAFLI İLERLEMEMELİ'
 
9 yıldır kızının, 30 yıldır da amcasının cenazesini arayan Hizne Arslan, kendisine bunca acıyı yaşatanları affetmeyeceğini belirterek, "Ancak başka annelerinin yüreği yanmasın diye barışın sağlanmasını arzuluyorum" dedi. Kürt sorununun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesine dair sürecin barışla sonuçlanması için daha fazla mücadelenin gerekli olduğunu dile getiren Hizne Arslan, "Bu topraklarda, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Annelerin, kardeşlerin ve babaların hep birlikte yaşadığı bir ülke istiyoruz. Doğrudur, yüreğimiz çok yandı, ben bu mücadele de 2 çocuğumu ve ağabeyimi kaybettim. Bunun yanı sıra amcalarım Bahri ve İhsan'ı kaybettim. Bu aileden çok kişiyi yitirdim. Ancak ona rağmen bizler barış diyoruz. Ama nasıl bir barış? Sayın Abdullah Öcalan bir çağrı yaptı, hemen sonrasında PKK silahı bıraktı. Devletin de bu atılan adımlara karşı somut adımlar atması gerekiyor. Sürecin sadece bir taraftan ilerlememesi gerekir, her iki tarafla yürümesi gerekiyor. Anneler ve çocukları kavuşsun, cezaevleri kapıları açılsın. Bu topraklarda herkesin insanca yaşamasını istiyoruz. Bizler bir noktayı geçene kadar onlarca aramadan geçiriliyoruz. 50 yaşındaki anneler her gün GBT'lerden geçiriliyor, yine dağlarımızı talan ettiler, dağları toprak ettiler. Taşımıza, mülkümüze, malımıza, toprağımıza ve evimize her şeyimize zarar verdiler. Sürecin amacına ulaşmasını ve güzel şeyler getireceğine dair umudumuz tamdır" ifadelerini kullandı. 
 
'AFFETMEM AMA BARIŞ İÇİN DE HER ŞEYİ YAPARIM'
 
Kızının cenazesini 9 yılı aşın bir süredir aradığını vurgulayan Hizne Arslan, "Kızım Cizre bodrumlarında katledildi. Bodrumlarda katledilen halen 13-14 insanın cenazesi kayıp. Barış olsa bile çocuklarımızın katilleri cezalandırılmalıdır. Çocuklarımızı bodrumlarda katleden ve bunun kararını verenler cezalandırılmalıdır. Barış olsa bile ben onları affetmem, onlar affedilmez. Affetmeyeceğim, ama barış için de her şeyi yaparım. Ancak başka annelerin yüreği yanmasın diye barış olsun. Hacer'in her cuma günleri gidip mezarını ziyaret edebileceğim bir mezarının olmasını isterim. Herkes çocuklarının mezarına gidiyor, ben de kızımın bir mezarı olsun isterim" diye konuştu. 
 
ACISI HALEN TAZE 
 
Askerler tarafından 1990'lı yıllarda evinden alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan amcası İhsan Arslan'dan bir daha haber alamadıklarını belirten Hizne Arslan "30 yıldır amcam İslam Arslan'ın cenazesi kayıp. Amcamı evinden sağ çıkartılar ve bir daha eve dönemedi. Bu tam 30 yıldır eve dönemedi ve halen kayıp. Evet, saatler, dakikalar ve zaman geçiyor, ancak yaşatılan acı geçmiyor. O acı halen taze. Halen Cizre bodrumlarında gelen yanık kokusu halen burnumda, halen o çığlıklar kulağımda. Bunlar unutabilir mi? Nefesimizin yettiği kadar unutmayacağız. Bu bize yaşatılan vahşet unutulmaz. Bizler çok gördük ve yaşadık, artık başka annelerin yüreği yanmasın. Annelerin elinden tutsunlar, polis annesi, gerilla annesi ve asker annesi el ele versin bu kan dursun. Bu dünya hepimize yeter. Kürt halkı üzerine düşenini yaptı devletin de artık somut adımlar atması gerekiyor. Bunun içinde ilk olarak hasta tutsakların bırakılması gerekir" şeklinde konuştu. 
 
MA / Zeynep Durgut