'Sözleşmeden çekilmek şiddetin güç kazanması anlamına gelir'

  • kadın
  • 09:07 7 Temmuz 2020
  • |
img

HATAY - İstanbul Sözleşmesi'nin hayati önem taşıdığını belirten HDP PM üyesi Mehtap Sert, "Sözleşmeden imzanın çekilmesi, devletin meşrulaştırmaya çalıştığı şiddetin güç kazanması demektir" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis (PM) üyesi avukat Mehtap Sert, AKP hükümeti tarafından hedef alınan kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi'nin önemine dikkat çekti. 
 
Kadına yönelik şiddetin boyutlarını anlatan Sert, "2020'nin ilk altı ayında erkekler, 123 kadını öldürdü, 61 kadını taciz etti, 134 çocuğu istismar etti, 31 kadına tecavüz etti. Erkekler en az 444 kadını fuhuşa zorladı. En az 291 kadına şiddet uyguladı. Hem siyasi iktidarın hem de sözleşmenin kaldırılması yönünde yayın yapan medya ve sosyal medya kullanıcılarının aile, örf, adet gibi sebeplerle şiddeti meşrulaştıran dili, kadına yönelik şiddetin artmasına da sebep olmaktadır" dedi. 
 
'HER TÜRLÜ ŞİDDETİ YASAKLIYOR'
 
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan "Kadınlara Yönelik Şiddet Ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi Ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin" 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdiğini belirten Sert, özel olarak kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet ile ev içi şiddeti hedef alan, ülkelerin sorumluluğunu ele alan ilk Avrupa Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşme'nin, bugüne kadar Türkiye dahil  Avrupa Konseyi üyesi 40 ülke tarafından onaylandığını ifade etti.  Anayasa'nın 90'ıncı maddesiyle uluslararası sözleşmeleri, iç hukukun üstünde kabul edildiğini anlatan Sert, Sözleşme'nin  kadınlara yönelik her türlü şiddeti ve ayrımcılığı yasakladığını söyledi.
 
Numan Kurtulmuş'un "İstanbul Sözleşmesi'ni hedef alan açıklamalarına tepki gösteren Sert,  "Kanun metninde olmayan manüpüle ifadelerle sözleşmenin iptali için destek aramaktadır. Sözleşme, kadınların ve LGBTİ+ birey ve örgütlerin mücadeleleri sonucunda kazanılmış bir haklar bütünüdür. Ne var ki sözleşmenin yürürlük kazandığı tarihten bu güne devletin şiddet politikaları yasanın layıkıyla uygulanmasına engel olduğu için şiddet hızla artmıştır" ifadesinde bulundu. 
 
RESMİ BAĞ OLMASINA BAKILMAKSIZIN KORUMA
 
İstanbul Sözleşmesi'nin uluslararası hukuk anlamında kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıdığını söyleyen Sert, psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, taciz, cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsadığına işaret etti. 
 
Sert, "İstanbul Sözleşmesi temelinde hukuki ya da biyolojik bağ olup olmadığına bakılmaksızın aynı evde ya da farklı evlerde  yaşayan partnerlerin, evli kişilerin ya da eski eşlerin arasındaki kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasını; cinsiyet, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir sözleşmedir. Şiddetsiz ve sağlıklı nesillerin yetişmesi ana hedeftir. Sözleşmeden imzanın çekilmesi, devletin meşrulaştırmaya çalıştığı şiddetin güç kazanması demektir. Biz kadınlar olarak şiddete karşı güvencemiz olan 6284 Sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
 
MA / Hamdullah Kesen