'Sözleşme şiddete karşı elimizdeki en önemli yol haritasıdır'

  • kadın
  • 09:05 17 Temmuz 2020
  • |
img

MERSİN - İstanbul Sözleşmesi’nin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi için bir yol haritası olduğunu vurgulayan kadınlar, "Bilinmeli ki kadınlar haklarını korumakta çok kararlı" dedi. 

 
Kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin hukuksal anlamda en ileri adımlardan biri olarak görülen İstanbul Sözleşmesi'nden çekilinmesi tartışmalarına Mersin'deki kadın örgütlerinden yanıt geldi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Kadın Meclisi üyesi Gülay Şen, bu sözleşmenin kadın özgürlük mücadelesini ve kadın-erkek eşitliğini öne çıkaran bir sözleşme olduğunu söyledi. 
 
"Bu sözleşme kadınlara erk şiddetine karşı koruma hakkı sağlıyor" diyen Şen, sözleşmenin kadın mücadelesinin sonucunda elde edildiğini, iktidarın bu sözleşmeden rahatsız olup, ilk imzacısı olmasına rağmen sözleşme maddelerini yeterince uygulamadığını dile getirdi. Numan Kurtulmuş’un "Bu sözleşmeden çıkarız, bu uygulama bize zarar veriyor, toplumumuzun ahlak düzenine zarar veriyor" söylemlerini değerlendiren Şen, iktidarın kadın kazanımlarından rahatsız olduğunun göstergesi olduğunu belirtti. 
 
‘EŞİTİLĞİ REDDEDEN İKTİDAR’
 
Kadın Savunma Ağı üyesi Çiğdem Serin de İstanbul Sözleşmesi'nin, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için kadınların güvencesi olduğunu söyleyerek, “İstanbul Sözleşmesi’nin gereği olarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacı ile 6284 sayılı yasa çıkarılmıştır. Ancak uygulamada çoğu zaman bu sözleşme ve ilgili maddenin gerekleri tam olarak yerine getirilmedi. Özellikle TBMM boşanma komisyonu raporundan bu yana İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaya karşı ciddi bir karalama kampanyası yürütülüyor. İstanbul Sözleşmesi de 6284 de etkin biçimde uygulanmıyor. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğini amaçlar. Ancak kadın erkek eşitliğini reddeden bir siyasal iktidar nasıl olacak da kadına yönelik ayrımcılığı engelleyecek” dedi.
 
‘HAYATIMIZI SAVUNACAĞIZ’
 
İktidarın politikalarının kadınlara şiddet olarak döndüğünü belirten Serin, hayatları ve hakları için İstanbul Sözleşmesi'ni savunacaklarını söyledi. Tüm kadınlara mücadeleyi büyütme çağrısında bulunan Serin, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Yaşamak istiyoruz” diye konuştu. 
 
‘KRİZ VAR BUNUNLA İLGİLENSİNLER’
 
Günebakan Derneği üyesi Selma Yazıcı da sözleşmenin kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi için bir yol haritası olduğunu vurgulayarak, sözleşmenin en önemli özelliğinin GREVIO adlı bir komitesinin olduğunu ve bunun devletleri denetlediğini söyledi. İstanbul Sözleşmesi'nin kadın hareketinin yoğun emeğiyle ortaya çıkan tek yol haritası olduğunu söyleyen Yazıcı, “Unutulmasın ki farklı anlayışlarına rağmen birlik olan tüm kadın örgütlerinin talebi ve desteğiyle kazanılmış ve halen de savunulan bir sözleşmeden söz ediyoruz. Öyle anlaşılıyor ki bir grup eril muhafazakâr zihniyet, yani kadının ikincilliğinin sürmesini isteyen bir etkili azınlık baskısı var. Tıpkı TCK 103 cinsel istismar affı talebinde olduğu gibi. Günebakan Kadın Derneği’nin de içinde olduğu 281 kadın örgütü ve destekçi olan 91 farklı STÖ örgütü cinsel istismar affına karşı olduklarını, İstanbul Sözleşmesi'ne ve 6284'e sahip çıktıklarına dair basın açıklaması yaptı. Ve bilinmeli ki kadınlar haklarını korumakta çok kararlılar. Ülkede çok önemli sorunlar var. İşsizlik, ekonomik kriz, pandemi, kadın cinayetleri çocuk istismarının çözümü için kampanyalar görmek istiyoruz. Kadın ve çocuk haklarının gaspı üzerinden yapılan güç çekişmelerinin gündeme gelmesi anlaşılır ve kabul edebilir değildir" ifadesinde bulundu.
 
MA / Ömer Akın