Av. Arcan: İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek şiddetin yasallaşmasını istemektir

  • kadın
  • 09:02 30 Ağustos 2020
  • |
img
AYDIN - Ülkedeki savaş ve ekonomik krizin en çok kadınların hayatlarını etkilediğini hatırlatan Kuşadası Kadın Platformu'ndan Av. Işık Arcan, "İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, kadına yönelik şiddeti yasallaştırmak anlamına gelir" dedi. 
 
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mücadele için bir güvence olan İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmek istenmesine yönelik tepkiler devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun hazırladığı Temmuz 2020 raporuna göre, geçtiğimiz ay 36 kadın cinayeti yaşandı. Bu kadınlardan 11'i şüpheli bir şekilde ölü bulunurken, 18’inin neden öldürüldüğü ise tespit edilemedi. 
 
Aydın Kuşadası Kadın Platformu üyesi olan Avukatı Işık Arcan, böylesi bir tablo varken iktidarın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek istemesini değerlendirdi. Arcan, sözleşmeden çekilmenin kadın cinayetlerinin artışına neden olacağı gibi yine kadınların elde etmiş oldukları haklarının ellerinden alınması anlamına geleceği için bu yönde bir karar karşı olduklarını ve mücadele ettiklerini ifade etti.
 
Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Kuşadası özelinde de kadınlarla ilgili çok fazla sorun yaşandığını dile getiren Arcan, kadın sorununun sadece haklar bakımından değil, ekonomik ve mekansal boyutlarının da olduğunu dikkat çekti.
 
KRİZİN BEDELİNİ KADINLAR ÖDÜYOR 
 
Pandemi döneminde çoğu kadının işten ayrılmak zorunda kaldığını, turizm alanında çalışan kadınların çoğunun ise işten çıkarıldığını söyleyen Arcan, bu yüzden ekonomik sıkıntılar yaşayan kadınlar olduğu gibi, çocuklu kadınların ise anaokullarının kapalı olmasının sıkıntılarını yaşadığını anlattı.
 
Savaş ve ekonomik krizin bedelini en fazla kadınların ödediğini söyleyen Arcan, son iki ayda Platform olarak 43 şiddet vakasıyla ilgili ihbar aldıklarını paylaştı. Artcan, “Bize gelen ihbarlarla şiddete, tacize, istismara uğrayan kadınlarla ilgili çalışma yapıyoruz. Bu davaların takip ediyoruz. Sanıkların en ağır cezaları almasını konusunda çalışmalar yapıyoruz. Kadın cinayetleri ülkemize vardı. Fakat ekonomik sıkışıklık ve çöküntü bunu daha çok görünür kıldı. Kadınların yaşadığı ekonomik, psikolojik  şiddet, kadın cinayetlerinden daha fazla ama kadın cinayetlerine tepkiler yine kadının örgütlü mücadelesi sonucu toplumda bir bilinç oluşturdu" diye konuştu.
 
HER 10 VAKADAN 1’İ CEZA ALIYOR
 
Kadın cinayetleri konusunda yargının sınıfta kaldığını belirten getiren Arcan, mahkemede erkeklerin ‘Bana karşı çıktı’, ‘küfür etti’ veya ‘aldattı’ gibi savunma biçimlerini kullanması,  hafifletici sebeplerin yargılamalar sırasında mahkemenin takdirine bağlı olması nedeniyle büyük problem yarattığını söyledi. Kadın cinayetlerinde ancak ciddi bir kamuoyu oluşması halinde ancak ceza indiriminde azalma başladığını kaydeden Arcan, şöyle devam etti: “Erkek adalet o şekilde bakıyor. Sadece kadın cinayeti olarak bakamayalım, kadın istismarı olarak da bakalım. Yapılan incelemelerde her 10 vakadan sadece biri ceza alıyor, dokuzu cezasızlıkla sonuçlanıyor. ‘Delil yetersizliği, rızası var’ gibi gerekçelerle mutlaka bir şekilde kitabına uydurarak cezasız kalmaları sağlanıyor.  Aslında mücadelemiz sadece tek yönlü  değil aynı zamanda Medeni Kanun, Türk Ceza Kanunu, CMK bütün bunlarda topyekun büyük kuralların yasaların değişmesi gerekiyor. Kadın cinayetleri kadınların sorunlarını sadece görünür kılıyor ama kadınların hakları her zaman sürekli sürüncemede bırakılıyor. Ekonomik şiddet, psikolojik şiddet bunlar göz ardı ediliyor ve  normalleştiriliyor. Biz normalleştiren her şeye karşı  olduğumuz için sokaklarda olmaya devam edeceğiz.”
 
‘ŞİDDET YASALLAŞSIN İSTİYORLAR’
 
Arcan, bu nedenden ötürü İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını istemenin aslında kadına yönelik şiddetin yasallaşmasını istemek anlamına geldiğinin altını çizdi. Arcan, “Sözleşmenin kaldırılmak istenmesi ile kadına şiddetle yönelik hiçbir şey yapılmasın, kadın evinde otursun, kocanın sözünden çıkmasın, ekonomik bağımsızlığı olmasın, hiçbir hakkı olmasın ve bu legalleşsin isteniyor” dedi. 
 
Bugün Türkiye’de en etkin muhalefeti kadınların yaptığını söyleyen Arcan, “Sokağa dökülen kadınlar mücadele eden kadınlardır. Kadınlar yine çok yönlü olarak savaş veriyorlar. Bu savaşın en güzel yanı kadınların muhalefette ne kadar etkin olduğunu bize göstermiş oldu. Kadının gücünün ne kadar önemli olduğuna dair büyük bir farkındalık olduğunu düşünüyorum. Kadın hareketi olarak bugüne dek mücadeleden  vazgeçmedik, bundan sonra da sokaklarda haklarımızı sonuna kadar savunacağız” diye konuştu.