TJA kampanyaya ‘devam’ kararı aldı: Ana gündemimiz tecrit

  • kadın
  • 09:37 22 Aralık 2020
  • |
img

DİYARBAKIR- TJA aktivisti Zelal Bilgin, Aralık sonunda son bulacak 4 aylık “Em xwe Diparêzin” kampanyasının tecride karşı başlayan açlık grevi eylemleri, artan saldırı ve asimilasyon politikaları nedeniyle devam edeceğini aktardı. 

Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), artan taciz, tecavüz, çocuk istismarı, kadın katliamları ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı başlattığı 4 aylık “Em xwe Diparêzin” (Kendimizi Savunuyoruz) kampanyası, yeni dönemde de devam edecek. 
 
TJA aktivisti Zelal Bilgin, kadına yönelik şiddet, coğrafi talan, siyasi ve kültürel soykırımın zirve yaptığı bir dönemde ihtiyaç duydukları kampanyayı ilk etapta 4 aylık olarak başlattıklarını, fakat kadınlara yönelik topyekun saldırılar, tecridin derinleşmesi ve cezaevlerinde açlık grevlerinin başlamasıyla kampanyayı sürdürme kararı aldıklarını söyledi. 
 
HEM KADIN HEM DE ERKEKLERLE TARTIŞILDI
 
4 ay boyunca birçok kadının kapısını çaldıklarını ifade eden Bilgin, özsavunmanın ne olduğunu anlattıklarını, erkeklerle ise eril zihniyeti ve erkekliği tartışma fırsatı bulduklarını kaydetti. Bilgin, "Kadınlara dayatılan roller üzerinden tartışma yürüttük. Savaş gerçekliğini yeniden tanımlayarak, bölgedeki doğa katliamını, kadın-doğa ilişkisini ve doğayı nasıl savunmamız gerektiğini tartıştık. Tecavüz kültürünü, tecavüz kültürünün insan yaşamının her alanına nasıl nüfuz ettirilmeye çalıştırıldığını anlattık. Erkek ve kadının özgür eş yaşam çerçevesini tartıştık. Şiddete uğrayan erkeklerle de konuştuk" diyerek çalışmalarına değindi. 
 
Kapısını çaldıkları bazı kadınların uğradıkları şiddete de tanıklık ettiklerini kaydeden Bilgin, "Bir kadın, parmağıyla bize ‘sus’ işareti yapıp, kapısını aralayarak içeride maruz kalmış olduğu şiddeti anlatmaya çalıştı. Bizi bir kurtarıcı olarak görüp, sarıldı. Biz de çalışmalarımızı o kadın ve onun gibi kadınları kurtarma üzerinden ele aldık" diye belirtti.  
 
‘DÜŞMAN HUKUKU' VE CEZASIZLIK 
 
Son zamanlarda özellikle bölgede asker ve polisin fail olduğu istismar ve tecavüz vakalarına da değinen Bilgin, bu failleri “iktidarın mevcut politikalarını tabana yansıtan mekanizma” olarak tanımladı. Bu politikalara karşı örgütlü mücadelenin önemini vurgulayan Bilgin, şöyle dedi: “Bir savaş dili ve sürekli güçlendirilen kolluk var. Kolluğun esas görevi toplum huzurunu sağlamakken bölgede özel savaş politikalarının bir parçası olarak; suçu yaratan ve hayata geçiren kişiler olarak karşımıza çıkıyorlar. AKP Hükümeti’nin ortaya koymuş olduğu faşist, tekçi, dinci devlet anlayışından bağımsız değil, buna hizmet eden yerden bakıyorlar. Kolluğun taraf olmuş olduğu bütün suçlarda valilikten tutalım bakanlıklarına kadar olayı araştırmadan direk ret durumu söz konusu. Cezasızlık ve düşman hukuku pratiği sergilemeye devam ediyorlar.” 
 
ANA GÜNDEM TECRİT 
 
TJA'nın kampanyasının ana konularından birinin de İmralı tecridi olduğunu dile getiren Bilgin, "22 yıldır devam eden ağırlaştırılmış tecritle birlikte zaten kısıtlı bir şekilde yaşayan bir lidere sürekli disiplin cezası veriliyor. Bu tecrit özelde kadına, genelde ise Ortadoğu'nun tümüne uygulanıyor. Tecrit eşittir savaş politikası, bir savaş devam ediyor ve bu savaşta da en olumsuz etkilenen kadın. Kadın hedef haline getirilmeye, düşürülmeye çalışılıyor. Tecrit, siyaset yapan kadınların üzerinde ise daha ağır basıyor. Kadın doğumundan itibaren aile içerisinde bir tecritte. Tecridin olumsuzluklarını en çok yaşayan kadınken, tecridin kırılması için en iyi pratiği ortaya koyan da yine kadın. Ana konularımız tecrit ve açlık grevleridir, vazgeçilmezimiz ve kırmızıçizgimizdir. Bu konuya ilişkin eylem etkinlik ortaya koymaktan asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
KADINA TAHAMMÜLSÜZLÜK 
 
Kadın özgürlük mücadelesinde yer alan kadınların çalışmalarının kriminalize edildiğini, ancak kadınların geri adım atmadıklarını kaydeden Bilgin, "Gözaltı, tutuklama arttıkça sahiplenme daha çok artıyor" diyerek, "Bizden suçlu çıkaramayacakları gibi suç işlemeye de devam ediyorlar" dedi.
 
Kadınların bastırılmış özgürlük aşklarıyla alanlara çıktıklarını ve özgür eş yaşamı ördüklerini belirten Bilgin, bundan sonraki eylem etkinliklerinin yine basın açıklamaları, kitle örgütlenmeleri, ev mahalle ziyaretleri, sokak çalışmaları, atölyeler, paneller ve farkındalık yaratma etkinlikleri olacağını söyledi. Bilgin, “Tecridin bu ülkenin ana ve sıcak gündemi olduğunu anlatacağız. Hukuksuzluğa son verip, demokratik bir zeminin oluşması için çabalayacağız. Mevcut süreç kampanyayı bitirmekten ziyade sıcağı sıcağına oluşan bütün faşist uygulamalara karşı tepkiyi ve eylem gücünü örme güçlendirme süreci, bu açıdan kampanya uzun bir süre daha devam edecek” diye konuştu.
 
MA / Eylem Akdağ