Pandemide psikolojik destek alan kadın sağlıkçılar arttı

  • kadın
  • 09:05 26 Aralık 2020
  • |
img

İZMİR - İzin, istifa ve emeklilik hakları ellerinden alınan kadın sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları anlatan hemşire Günseli Uğur, kadın çalışanların çaresizlik hissine kapıldıklarını belirterek, psikolojik destek alanların sayısının arttığını belirtti. 

Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) verilerine göre koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının sayısı 200'ü aştı. TTB'ye göre Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan ve salgına yakalanan sağlık çalışanlarının oranı ise yüzde 68'e yükseldi. Söz konusu tablo gittikçe ağırlaşırken, salgına karşı en ön safta mücadele veren sağlık çalışanlarının talepleri görmezden geliniyor. Sağlıkçıların korucu tedbirler, mesai saatleri ve salgının meslek hastalığı kabul edilmesi gibi talepleri karşılık bulmuyor.
 
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde (DEÜ) hemşire olan Günseli Uğur, sağlık çalışanlarının salgın sürecinde yaşadıkları sorunları anlattı.
 
ÇARESİZLİK HİSSİ
 
Üretimden gelen kazançlardan vazgeçilmediği için pandeminin önüne geçilemediğini ve bunun en başta sağlık çalışanlarını etkilediğine dikkati çeken Uğur, sağlıkçıların izin, istifa ve emeklilik gibi haklarının yasaklanmasıyla şartların zorlaştığını vurguladı. Bu durumun sağlık çalışanlarına psikolojik, sosyal ve siyasal bir baskıya dönüştüğünü belirten Uğur, hak kaybı yaşayan ve sorunları çözülmeyen sağlıkçıların yıpranarak, çaresizlik hissine kapıldığını dile getirdi.
 
KADIN SAĞLIKÇILARIN SORUNLARI
 
Salgın sürecinin en çok kadın ve çocukları olumsuz etkilediğini kaydeden Uğur, kadın sağlıkçıların yaşadıkları sorunlara değindi. Uğur, şunları söyledi: "Kadınlar daha önce çocuklarını okul ve kreşlere gönderebiliyordu. Uzaktan eğitimle birlikte çocuğa bakım sorunu da ortaya çıktı. Geçtiğimiz hafta kreş talebimizi dilekçelerle üniversite rektörlüğüne ilettik. Çocuğu olan kadın sağlık çalışanlarının yılın her günü ve saatinde çocuk bakımı gibi bir sorunu var. Ayrıca çocuklarını daha önce aile büyüklerine ya da komşulara bırakılabilen kadınlar, hastaneden bulaş taşımamak için bu özel koşullarını kaybetmiş durumda. Burada istifa edip çocuğunu tercih etme koşulu da yasaklandığı için ciddi bir çaresizlikle başbaşa kaldılar. Bu yüzden kadın sağlık çalışanlar arasında psikolojik destek alanların sayısı hayli fazla."
 
ERKEKLER EK İŞ YAPMAK ZORUNDA
 
Bunun yanı sıra erkek sağlıkçılar arasında ekonomik nedenlerden kaynaklı ikinci iş yapanların sayısının arttığına dikkati çeken Uğur, 4 kişilik bir ailede iki kişinin çalışmasına rağmen geçimlerini sağlayamadıklarını kaydetti. Uğur, "Kadın çalışanlar mesai dışında kalan zamanlarını evdeki işleriyle geçirirken, erkek çalışanlar da nöbetlerine göre ek iş yaparak geçinmeye çalışıyorlar" dedi.
 
HASTANELERDEKİ HAK KAYBI
 
Bakanlığa bağlı hastaneler ile üniversite hastanelerinde çalışanların haklarından eşit bir şekilde yararlanamadığını söyleyen Uğur, "Süt ve analık izni hakkı hem kadının sağlığı hem de bebeğin gelişimi için en önemli haklarımızdandır. Pandemi döneminde bu durumdaki kadınlar bakanlığa bağlı hastanelerde idari ve ücretli izinli sayılırken, üniversite hastanelerinde böyle olmadı. Burada maddi bir hak kaybı da söz konusu. Bu hak kayıplarının önlenebilmesi için sendikalarla bir araya gelinerek, çalışanların lehine olacak genelgeler çıkarılması gerekiyor" şeklinde konuştu.
 
ATANMAYI BEKLEYEN SAĞLIKÇILAR
 
Mevcut sağlıkçıların iş yükünün ağır olduğunu ifade eden Uğur, bunun nedeninin ise yeterli sağlık çalışanı istihdam edilmemesine bağladı. Uğur, atanmayı bekleyen sağlık çalışanlarının istihdam edilmesiyle bu sorunun aşılabileceğine işaret etti. Sağlıkçıların "hayat savaşı" verdiğini vurgulayan Uğur, "Uygun sayıda personelle ve koruma ekipmanla sağlık çalışanlarının sorunları giderilebilir. Sağlık çalışanlarının hastane dışında dinlenme koşulları sağlanmalı ki pandemi döneminde başarılı bir politika yönetebilelim" ifadelerini kullandı.
 
Salgının meslek hastalığı sayılmamasını da eleştiren Uğur, "Yaşarken ve çalışırken beni korumayan, bu meslek hastalığına yakalanmama, ölmeme engel olmayan yasalar, ben öldükten sonra çocuğumu mu koruyacak? Maaş mı bağlayacak? Öncelik, meslek hastalığının engellenmesi olmalı, bunun koşulları bilimsel olarak var" dedi.
 
'SEFERBERLİK' ELEŞTİRİSİ
 
Kimi sağlık politikalarındaki eksiklilerin getirdiği yüksek vaka artışlarına da değinen Uğur, şöyle devam etti: "Pandemiye karşı seferberlik deniliyor, ama seferberlik sadece sağlık çalışanlarından bekleniyor. Ne hastane yönetimleri ne özel hastaneler bu seferberlik içinde bulunmuyorlar. O halde buna seferberlik diyemeyiz. Biz, 'izin kullanamazsın, istifa edemezsin, emekli bile olamazsın' denilerek çalıştırılıyoruz. Bu yüzden bir fedakarlıktan da söz edilemez. Ekonomik kaygılarla çözümsüz bırakılan tüm bu sorunlar devam ettiği sürece kayıplarımız da olmaya devam edecek."
 
MA / Sevda Aydın