5 başlıkta ‘kadın üniversiteleri’

img

ANKARA - Japonya başta olmak üzere dünya örneklerinin çoğunda ataerkin kadınlara uygun gördüğü bölümlerin yer aldığı kadın üniversitelerini “tecrit projesi” olarak tanımlayan kadınlar, projeye karşı mücadele etmekte kararlı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2019’da talimatını verdiği "Kadın Üniversitesi" 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer almasıyla birlikte gündem oldu.
 
Erdoğan’ın kendisine fahri doktora unvanı veren Japonya'daki Mukogawa Kadın Üniversitesi’nde 27 Haziran 2019’da yaptığı konuşmasında, "Japonya'daki 80 kadın üniversitesini büyükelçime görev veriyorum, incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını inşallah atacağız” demesinin ardından 3 Temmuz 2019’da Yükseköğretim Kurulu başkanına “Çalışmanı buna göre yap” ifadesinde bulunmuştu. 
 
Erdoğan’ın incelenmesini istediği Japonya’nın Mukogawa Kadın Üniversitesi ile 10 yıllık işbirliği anlaşması yapan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) öncülüğündeki isimlerle “Kadın Üniversitesi ve Eğitim Vakfı” kuruldu. 
 
Aralık 2019’da Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne kuruluşu bildiren vakıf, 2020 Ocak ayında kuruldu. Kadın üniversitesi için kurulan vakfın merkezi Hatay olarak seçildi.
 
Türkiye’de yapılmak istenen kadın üniversitesi projesi nedir? İktidar neyi amaçlıyor ve kadınlar neden karşı? Merak edilen cevapları 5 başlık altında derledik.
 
KADIN ÜNİVERSİTESİ NEDİR? 
 
Sadece kadın öğrencilerin kabul edildiği üniversitelerdir. Ancak Erdoğan’ın Japonya’da bulunan Mukogawa Kadın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada söz konusu üniversite için, “Şu anda çatısı altında bulunduğumuz üniversitede tabii hemen daha anaokulundan alıp ilk, orta, lise ve üniversite... Üniversitede 10 bin öğrenci, diğerlerinde de 2 bin öğrencinin olması ayrı bir anlam taşıyor” demişti. Bu da bize Türkiye’de kurulmak istenen kadın üniversitelerinin de anaokulundan başlayarak yapılacak bir proje olacağı sinyalini veriyor.
 
Öte yandan bu üniversitelerde daha çok, ev ekonomisi, çocuk gelişimi ve hemşirelik eğitimleri veriliyor.
 
DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ NELER? 
 
 ABD, Avustralya, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İran, Japonya, Kanada, Kuveyt, Pakistan, Sudan, Suudi Arabistan, Ürdün ve Zimbabwe gibi ülkelerin çoğunda var olan kadın üniversiteleri karma eğitime geçerken, çoğu ülkede ise din ağırlıklı ve geleneksel kadın rollerinin dayatıldığı eğitimler devam ediyor.
 
ABD, Kadana, Avusturalya ve İngiltere’deki kadın üniversitelerin çoğu karma eğitime geçmiş durumda. ABD’de 100 yıl önce çok sayıda kadın üniversitesi bulunuyordu. Ancak bu üniversitelerin çoğu karma eğitime dönmüş durumda. Şuan ülkede katolik bir üniversite olan Trinty Washington Üniversitesi’nde sadece kadınların eğitim gördüğü kolej var. Avusturalya’da ise var olan tüm kadın üniversiteleri karma eğitimin bir parçası olmuş durumda. Avusturalya’da çeşitli üniversitelere bağlı  lisans düzeyinde kadın koleji bulunuyor. Kanada’da ise yalnızca Brescia University College adında bir kadın üniversitesi var.  Katolik bir kurum olan bu üniversitede, "Dini çalışmalar, yiyecek ve beslenme, aile çalışmaları ve insan gelişimi" gibi bölümlerden başka program yok. 
Kadın üniversitelerin hala eğitim verdiği ülkelerde ise, daha çok din ağırlıklı ve kadına “makbul” rollerin dayatıldığı eğitimler veriliyor.
 
JAPONYA’DA NASIL İŞLİYOR? 
 
Japonya günümüzde en fazla kadın üniversitesine sahip ülke. Ülkede her 10 üniversiteden biri, kadın üniversitesi. Yakın zamanda kurulan üniversitelerin yanı sıra büyük bölümü, farklı mezheplerden Hıristiyanlığı yaymak amaçlı olarak 100-150 yıl önce kurulmuş okullar.
Bu üniversitelerin çoğunda ataerkinin kadınlara uygun gördüğü bölümler yer alıyor. Örneğin ev ekonomisi, çocuk bakımı, gıda eğitimi ve hemşirelik gibi. Bu kadar çok kadın üniversitesinin bulunduğu Japonya’da cinsiyet eşitliği ise çok geride.  
 
Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre 153 ülke arasında 121'inci sırada yer alıyor.
 
FİKRİ NASIL SAVUNULUYOR? 
 
 Erdoğan’ın “Kadınları ayrımcılıktan kurtaracak” dediği proje 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer aldı ve amaç şöyle tanımlandı: “Japonya örneği incelenerek sadece kadın öğrencilerin kabul edildiği kadın üniversiteleri kurulacaktır. Japonya’daki kadın üniversiteleri incelenerek bir rapor hazırlanacaktır. Kız öğrencilerin ülkemizde farklı derecelerde yükseköğretime katılımları değerlendirilecek, sorun bulunan alanlar saptanacak ve buna yönelik çözüm önerileri geliştirilecektir. Kurulması planlanan kadın üniversitesinin akademik birimlerinin oluşturulmasına yönelik çalışmalar başlatılacaktır.”  
 
İktidara yakın medya kuruluşları ise, Japonya’daki kadın üniversitelerin eğitim içeriklerine dair, “Kadın üniversitelerinde lisans seviyesinde ev ekonomisinden sosyal bilimlere, hemşirelikten fen alanlarına çeşitli bölümlerde ders veriliyor” bilgilerinin yer aldığı haberler servis ederek, kadının statüsünün yükseltilmesi çalışmalarının önünün açılacağını savundu.
 
KADINLAR NEDEN KARŞI? 
 
Türkiye’deki birçok kadın ve LGTBİ+ örgütü, siyasi parti ile öğrenciler, yapılmak istenen kadın üniversitelerine, “tecrit projesi” diyerek karşı çıkıyor. Projenin, kadınları birbirinden ayrıştırarak ‘makbul kadın’ anlayışının oluşturulması için bir araç olduğunu belirten örgütler, “Cinsiyet kimliklerinin ikiye indirgendiği, bu ikiliğin beslendiği ve heteronormatif kalıpların dışında olan bütün kimliklere yönelik ayrımcılığın, nefret eylemlerinin meşrulaştığı transfobik bir proje” olarak tanımlıyor.
 
Kadınlar ayrıca Türkiye’deki cinsiyet eşitsizliğine de dikkati çekiyor. Öyle ki Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre Türkiye 153 ülke arasında 130’uncu sırada yer alıyor. 
 
KADINLAR MÜCADELE EDİYOR 
 
Kadın üniversitesi gündeme geldiği ilk günden bu yana sokakları terk etmeyen kadınların mücadelesi devam ediyor. Son olarak “Kadın üniversiteleri istemiyoruz kampanya grubu” oluşturan üniversiteli kadınlar, birçok yerde eylem yaptı. Yapılan eylemlerde ortaya çıkan ortak slogan, “tecrit projesi olan kadın üniversitelerini istemiyoruz” oldu.  Sokakları terk etmeyecekleri mesajını veren kadınlar, “Cinsiyetçi ve heteronormatif eğitim sistemini besleyen kadın üniversitelerinin kadınları toplumdan tecrit edeceğinin farkındayız. ‘Makbul kadın’ sınırlarınızı aşıyor ve ‘Kadın Üniversitesi İstemiyoruz’ kampanyasında yan yana geliyoruz” çağrısında bulundu.
 
Söz konusu projeye dair açıklama yapan kadın ve LGBTİ+örgütleri geri adım attırmakta kararlı olduklarını belirterek, mücadeleyi sürdürecekleri mesajını verdi. 
 
MA / Zemo Ağgöz