Kürt kadınların 2021 yılı hedefi tecridi kırmak

  • kadın
  • 10:09 12 Şubat 2021
  • |
img
DİYARBAKIR- PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan uluslararası komployu kınayan kadınlar, 2021 yılında mücadeleyi büyüterek, İmralı tecridini kırmayı hedefliyor. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, 15 Şubat 1999’da uluslararası güçlerce Türkiye’ye teslim edilmesinin üzerinden 22 yıl geçti. Kadınlar, Öcalan’a uygulanan komplonun topluma yansımalarından söz ederek, tecride son verilmesi çağrısında bulundu. 
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktvisti Naşide Toprak, komployu kınayarak, komplonun aynı zamanda bütün kadın özgürlükçü kazanımlara bir saldırı olduğunu ve buna karşı hayatın her alanında mücadele edeceklerini kaydetti.
 
BARIŞI BALTALADI
 
Komplonun yıllardır Ortadoğu coğrafyasında çözümsüzlüğü de beraberinde getirdiğini ifade eden Toprak, “Beş bin yıllık geçmiş tarihi olan Kürt halkının uyanışını sağlayan, inkar ve imhaya başkaldırma hareketinin önderine yapılan bu komplo, yıllardır çözümsüzlüğü, halklar ardındaki kardeşlik bağını ve barışı da baltaladı. Bu komplo halkların uyanışını ve mücadelesini görmezden gelme girişimidir” diye belirtti.
 
ÖCALAN’IN KADIN PERSPEKTİFİ
 
Öcalan’ın “Kadın özgürleşirse, toplum özgürleşir” sözünü hatırlatan Toprak, Öcalan’ın kadın perspektifini şu şekilde değindi: “Yaşamın her alanında kadın sirayetinin yankılarını, toplumsal rolünü ortaya çıkarma da bir yöntem ve yol göstericidir Sayın Öcalan’ın kadın perspektifi. Demokrasilerin, ekolojik yaşamın, toplumsal değerlerin, ahlak kavramının, etik ve estetik anlayışın olmazsa olmazı kadınlardır. Bu bilinci oluşturan ise Sayın Öcalan’ın yazıları, kitapları, yaşamı ve perspektifidir.”
 
‘TECRİDİ KABUL ETMİYORUZ’
 
Tecridin insanlık suçu olduğunu söyleyen Toprak, “İmralı da bir tecridin uygulandığı gerçekliği ortadadır. Bu tecridin bilincinde olan milyonlarca insan, ‘Öcalan benim irademdir’ diyor ve açlık grevlerine giriyorlar. Bu bir inancın, bir mücadelenin tezahürüdür. Bütün insani ve hukuki haklarından mahrum bırakılmış bir halk önderi gerçekliği ortadır” diyerek bu tecridi kabul etmediklerini dile getirdi. 
 
‘YAŞAMDAN SOYUTLANMAK İSTENİYOR’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genç Kadın Koordinasyonu üyesi Beritan Yaşar ise Öcalan’ın erkek egemen zihniyetin yaratımı olan “köleleştirilmiş kadın” figürüne karşı mücadele verdiğinin altını çizdi. Komployla birlikte Öcalan’ın halklardan kopuşunun amaçlandığına değinen Yaşar, “Bu amaç doğrultusunda 22 yıldır tecridin birçok boyutu devreye koyulmuştur. Bugün mutlak tecrit uygulanarak Sayın Abdullah Öcalan yaşamdan soyutlanmak isteniyor. Kürt sorununun çözümü noktasında çözümsüzlük dayatılmakta” diye belirtti.
 
BELİRLEYECİ OLAN KADIN MÜCADELESİ 
 
Öcalan ile olan görüşmelerin belli aralıklarla kesildiğini ve bu süreçten kadınlar başta olmak üzere Kürt halkı ve halkların direnişiyle çıkıldığını vurgulayan Yaşar, “Bu açıdan kadınların direnişi ve mücadelesi belirleyicidir. Nitekim bugün cezaevlerinde tecride karşı başlatılan açlık grevlerinde kadın tutsaklar öncü durumundadır. AKP- MHP iktidarlığında yaşanan ve artarak devam eden kadın katliamları, Kürdistan’da yürütülen savaş politikaları, sınır illerinde katledilen Kürt yurttaşlar, savaş bölgelerinde çetelerin kadınlara uyguladığı her türlü saldırı var. Tüm bu politikalar komplo ve tecrit politikalarından ayrı değerlendirilemez” ifadelerin kullandı.
 
‘CEVABI SOKAKDA VERECEĞİZ’
 
Bugün cezaevleri başta olmak üzere demokrasi talebi olan tüm kesim ve kurumların harekete geçtiğini aktaran Yaşar, “Kadınlar da bu hak arayışının sözünü ve eylemini yükselten kesimdir. Bizler de partimiz HDP’nin Kadın Meclisi’nin 10 Şubat da başlattığı  ‘Kadınlar İçin Adalet’ başlığı ile komplo ve tecrit politikalarına kadınlar olarak gereken cevabı sokakta ve eylemlerimizde vereceğiz” sözleriyle mücadeleye devam edeceklerini söyledi. 
 
TJA Aktivisti Şehriban Zuğurli de, Öcalan’ın “eril mirası” reddetmek ile kalmayarak,  kadının özgürleşmesi için güçlü teorik, politik, pratik bir alanın oluşmasına katkı sunduğunu söyleyerek, “Kapitalist modernitenin inşa ettiği sahte özgürlük anlayışı ve kadına biçtiği rol kadını öz değerlerinden uzaklaştırıp kendi aslini inkâr eden bir biçimdedir. Oysa Sayın Öcalan kadın kurtuluş ideolojisi ile kadını tekrardan kendi doğası ile buluşturma ve kendini tekrardan bulmasına olanak sağlamıştır. Sayın Öcalan kadın/cins kırımına karşı mücadele etmektedir. Bu nedenle denilebilir ki komplo hedeflenen aslında kadın özgürlük mücadelesi olmuştur” diye belirtti.
 
‘HEDEFİNE ULAŞAMADI’
 
“Kürdistan kadını bugün hiç olmadığı kadar güçlü ve örgütlü bir durumdadır” diyen Zuğurli, bu gerçeklikle komplonun hedefine ulaşmadığı söyledi. 2021 yılının kadın yılı olacağını kaydeden Zuğurli, “Bu yıl hem yeni kazanımları hem de komplonun kadın mücadelesi şahsında tamamen bertaraf edilmesini beraberinde getirecektir. Bugün Avrupa’dan tutalım Kürdistan’ın dört bir yanında kadınlar alanlarda komploya karşı direniyor. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar da mücadelenin büyütülmesi elzemdir” ifadelerini kullandı.