'Erkek devlet'e cevap: Elimiz yakanızda

img
İSTANBUL - AKP’li Cumhurbaşkanı’nın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini, “açık savaş ilanı” olarak yorumlayan kadınlar, “Yaşamlarımıza, haklarımıza, kazanımlarımıza elini uzatan takım elbiseliler, elimiz yakanızda" dedi. 
 
Türkiye’nin de imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, 20 Mart gecesi AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan kararla feshedildi. Kararı tanımayan kadınlar ise, ülkenin dört bir yayında alanlarda. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Beser Çelik, sözleşmenin en önemli yanının kadın mücadelesinin taleplerinin ve kazanımlarının uluslararası düzeyde kurumsallaşması olduğunu belirtti. Kadın mücadelesinin örgütlü bir başkaldırıda olduğuna işaret eden Çelik, “Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı çok net bir tavır koydu. Bir gecede kadınlar ülkenin her yerinde eylem örgütlediler. İstanbul sokakları İstanbul Sözleşmesi’nin iptali kadar Erdoğan ve AKP’ye istifa sesleriyle de yankılandı. AKP’yi kadınlar gönderecek” dedi.
Sözleşmeden çekilmeyi, “gözdağı” olarak tanımlayan Çelik, “AKP'yi durdurabiliriz. Zulmün üzerine yürümek gerekiyor. ‘Ama içerde ama dışarda, zalimin üstüne böyle yürümek cesaret ister’ demişti Leyla Güven. Bu cesareti kuşanmak, sadece İstanbul Sözleşmesi için değil tek adamın kendisine karşı harekete geçmek gerek” diye belirtti.
 
SÖZLEŞME YAŞATIR 
 
Kadınların Kurtuluşu Merkezi Koordinasyon üyesi Başak Yeşilot da, sözleşmenin kadınların kazanımı olduğunu, her şiddet türünün açık tanımını yaparak önlemini alacak bir tarif çizdiğini söyledi. 
Barış zamanında ve silahlı çatışma halinde de sözleşmenin geçerli olduğunun altını çizen Yeşilot, “Sözleşmenin esas hedefi kadına, çocuğa, LGBTİ+’lara yönelik işlenen suçlarda gerekli tedbirleri almak. Her türlü şiddetten korumak, şiddet gerçekleştikten sonra etkin bir soruşturma yürütmek, faile yaptırım uygulatmaktır. Devletin bütün kurumlarınca şiddetin önlenmesinin önüne geçmek ve kadına yönelik şiddetle mücadele politikalarının üretilmesini sağlamaktır. Sözleşmenin toplumsal cinsiyet konusundaki tanımlaması ve her türlü ayrımcılık ve kötü muameleyi yasaklaması, TCK 103 maddesi ile çocuklar için de uygulanabilir oluşu da vurgulamak gereken noktalardır” diye belirtti.
 
‘ELİMİZ YAKANIZDA’
 
Yeşilot, sözleşmenin uygulanması için kadınların uzun soluklu bir mücadele yürüttüğünü hatırlatarak, anlatılan ilkelerin İstanbul Sözleşmesi ile resmileşmiş olmasına rağmen her ay onlarca kadının katledildiğine dikkati çekti. Yeşilot, “Erkek devleti tanıyoruz. İyi hal, tahrik indirimleri ile erkekleri ödüllendiren mahkemesinden, arabuluculuk yapan kolluğundan, ‘çıplak aramayı yaşayan kadın söylemek için bir sene beklemez’ diyen siyasetçilerinden, ‘9 yaşında bir kız çocuğu evlendirilebilir’ diyen Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan tanıyoruz. Şüphesiz ki, bu kurumların, bir bütün kadına karşı işlenen suçları engelleyecek sözleşmeyi tanımadıkları aşikar” dedi.
 
Sözleşmeyi feshetmeye kalkan iktidara, kadınların bir cevabı olduğunu dile getiren Yeşilot, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erkek devlete cevabımız var. Bu sokaklarda, meydanlarda mücadele vererek, mahkeme salonlarına adaleti kadınlar getirerek, birbirimize yaşam birbirimize nefes olarak kazandığımız/kazanacağımız bütün hakları alacağız. Yaşamlarımıza, haklarımıza, kazanımlarımıza elini uzatan takım elbiseliler, elimiz yakanızda.”
 
SAVAŞ İLANI
 
İstanbul Sözleşmesi’nin uluslararası en büyük kazanımlardan biri olduğunu belirten Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi üyesi Havva Cuştan ise, İstanbul Sözleşmesi’nin, toplumsal cinsiyet kuramının da geçtiği ilk sözleşme olduğunu vurguladı. Cuştan, kadın beyanını esas alan sözleşmenin, erkek şiddetine karşı etkin önlemler aldığına dikkati çekerek, “Sadece erkek şiddetine karşı değil, kadın ve LGBTİ+'ların eşitlenmesi için de etkin politikaların izlenmesini zorunluluk kılan bir sözleşme” ifadelerinde bulundu. 
 
Cuştan, cins kırımının had safhaya ulaştığına işaret ederek, sözleşmenin feshedilmesini, “Kadınlara açıktan bir savaş ilanıdır, erkekleri cesaretlendirmedir” sözleriyle yorumladı. “Tek adama cevabı kadınlar bundan sonra da sokakta verecekler” diyen Cuştan, kadınların öfkesini ve kararlılığını göstermeye devam edeceklerini vurguladı. 
MA / Berfin Karaman