Osmanağaoğlu: Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadın direnişi güçleniyor

  • kadın
  • 09:09 18 Ağustos 2021
  • |
img
İSTANBUL - Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kadın Konferansı’na katılan feminist Hülya Osmanağaoğlu, "Feminist Gece Yürüyüşü’nden ve 8 Mart’tan yükselen sesin muadili Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yükseldi” diye belirtti.
 
İlk kez 2013’ün Mayıs ayında Diyarbakır’da düzenlenen Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kadın Konferansı’nın ikincisi Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 30-31 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirildi. Kadın ittifakının kurulması kararlaştırılan konferansın yankıları sürüyor. Konferans, Ortadoğu ve Kuzey Afrikalı kadın örgütlerinin ortak mücadele stratejilerinin belirlenmesi açısından önem taşıyor.
 
Konferansa Türkiye delegasyonundan katılan bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu ile konferansın önemini, alınan kararları ve kadın mücadele birliğini konuştuk.
 
DEMOKRATİK DEVRİM İÇİN BİRLİK 
 
Kadınların konferansta, yaşadıkları sorunlar ve verdikleri mücadele ekseninde nasıl ortaklaştıklarını anlattıklarını belirten Osmanağaoğlu, kadınların esas olarak demokratik devrim için bir araya gelme ve birlikte mücadele edilmesi gerektiğinin üzerinde durduklarını belirtti. Konferansta alınan kadın ittifakının oluşturulması yönündeki kararı değerlendiren Osmanağaoğlu, “Toplumların bir biriyle nasıl etkilendiği, feminist mücadelenin sınırları aşan biçimde kadınları nasıl güçlendirdiği görülerek,  eş zamanlı olarak hangi konularda harekete geçmeleri üzerine bir çerçeve oluşturuldu, bunun örgütlenmesi için de 'kadın ittifakı' başlığı koyuldu” dedi.
 
SİYASAL ALANDA TEMSİLİYET 
 
Konferansta en çok Siyasal İslam'ın baskısı ve buna karşı sekülerizmin tartışıldığını belirten Osmanağaoğlu, siyasal alanda kadın temsiliyetinin nasıl olması gerektiğine dair tartışmaların da çarpıcı konular arasında yer aldığını söyledi. Osmanağaoğlu, tartışmalara dair şunları söyledi: “Benim açımdan son derece çarpıcı olan feminist vurgu şuydu, kaç tane kadının Meclis’te görev aldığı önemli değil, önemli olan kaç tane feminist kadının, kadınların haklarını savunmak üzere o meclislerde olduğu ve savunduğu. Sadece bir kadın temsiliyeti değil, burada Kürt hareketinden arkadaşlarımızda da gördüğümüz gibi, kadınların siyasal alandaki temsiliyetinin bulunması ısrarla vurgulandı. Hem bu mücadele içerisinde olmalıyız, hem siyasal temsileyette bulunmalıyız. Vurgu parlamenter temsileyete değil, feminist temsiliyeteydi. Benim açımdan önemli olan bir konu da, bütün ülkelerden gelen kadınlar, kendi ülkelerinde gerçek demokrasilerin inşa edilmesi için feminist mücadelenin meşruiyetinin güçlü olmasının önemli olduğunu belirtti. Gerçek demokrasilerin ancak kadınların özgürlük adımlarının atıldığı noktada bütün toplum için inşa edilebileceğini söylüyorlardı.”
 
KADIN DİRENİŞİ
 
Konferansın önemini ve yaratacağı etkiyi değerlendiren Osmanağaoğlu, konferansın Ortadoğu ve Afrika’da kadın mücadelesinin artan patriyarka baskısına rağmen, ne kadar güçlü olduğunu göstermek açısından önemli olduğunu vurguladı. Bu durumun moral verdiğini belirten Osmanağaoğlu, “Feminist Gece Yürüyüşü’nde sokaklara dökülen on binlerce kadının patriyarkayı nasıl gerilettiğini görüyoruz. Doğru yoldayız. Baskıcı sistem, faşizim, Siyasal İslami baskılar hepsi kadınların mücadelesiyle geriletilebiliyor. Aslında Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki kadın mücadelelerine baktığımızda, her yerde hem bir direnişin olduğunu hem de ileriye dönük adımların en güçlü bir şekilde atıldığını görüyoruz” diye belirtti.
 
EN DİNAMİK GÜÇ 
 
“Toplumsal muhalefetin en güçlü ve geniş meşruyet alanı şuanda feminist ve kadın hareketidir” diyen Osmanağaoğlu, Ortadoğu’da bunun böyle olduğunu belirtti. Türkiye’deki kadın mücadelesine işaret eden Osmanağaoğlu, “Feminist Gece Yürüyüşü’nden ve 8 Mart’tan yükselen sesin muadili Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yükseldi” diye belirtti. 
 
ROJAVA KADIN DEVRİMİ
 
Konferansta çokça konuşulan Rojava Kadın Devrimi’nin yasal hakların ötesinde kadınların nasıl güçleneceği noktasında da model olduğunu belirten Osmanağaoğlu, “Kuzey ve Doğu Suriye’deki model demokratik devrimi aşan, yani sadece yasal haklar değil, kadınların ev içinde erkeklere karşı güçlenmesini, ev içinde haklarını korumasını da kapsıyor. Bu anlamda Kuzey ve Doğu Suriye’deki modelin demokratik devrimi, feminist devrimi taşıyan bir örgütlenme olduğunu söyleyebiliriz. Benim gördüğüm Rojava Devrimi, demokratik devrimin bir sonraki adımın nasıl inşa edileceğini gösteriyor” şeklinde konuştu. 
 
MA / Diren Yurtsever