Afganistan'dan Türkiye'ye göçün hikayesi: 8 yaşındaki çocuğu satmak istediler

  • kadın
  • 09:11 21 Ağustos 2021
  • |
img
İZMİR - Afganistan'dan 6 yıl önce Türkiye’ye sığınmak zorunda kalırken yolda kaçakçıların 8 yaşındaki kızını satmak istediği P.Z., kaçak bir yaşam sürerek ayakta kalma çabasında. Ülkesinde yaşanan gelişmeleri korkuyla izleyen P.Z. Altındağ'da evlerin etrafını tekbir getirerek saranların sesleri ve görüntülerinin kendisine Taliban'ı hatırlattığını söyledi.
 
ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin ardından Taliban 20 yıl sonra ülke yönetimini yeniden ele geçirdi. Yönetimi ele geçiren Taliban'ın üst düzey liderleri, "Hiçbir şekilde demokratik bir sistem olmayacak. Tartışmayacağız. Bu şeriat kanunudur" açıklamalarında bulundu. Taliban’ın ilk icraatları ise kadınları hedef aldı. Taliban tarafından yapılan açıklamalarda kadınların çalışma ve eğitim hakkının yanı sıra nasıl giyinecekleri konusunda “din adamlarının” karar vereceğini belirtildi. Başta Afganistan'da yaşayan kadınlar olmak üzere dünyanın pek çok yerinden Afganlı ve dünya kadın örgütleri, yaşananların önüne geçilmesi için uluslararası çağrılar yapıyor.
 
MÜLTECİLER NE YAŞIYOR?
 
Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Afganistanlı kadınlarda göç ettikleri yerlerde büyük bir endişe ve kaygı içerisinde yaşananları takip ediyor. Ülkelerinde yaşananlara karşı uluslararası kamuoyunun harekete geçmesini isteyen kadınlardan biri de Taliban yönetimi döneminde yakınlarını kaybeden ve ülkedeki baskılardan dolayı 6 yıl önce ailesiyle birlikte İzmir'e göç etmek zorunda kalan P.Z.  
 
Güvenlik nedeniyle isminin açık verilmesini istemeyen P.Z., ülkedeki işgal, kadınların yaşadığı zorluklar ile göç ettikleri ülkelerde yaşadıkları sorunları ajansımıza anlattı. 
 
‘KIZIMI SATMAK İSTEDİLER’ 
 
Afganistan'da üç çocuğu ve eşiyle birlikte Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan P.Z. (32), doğup büyüdüğü ülkesinden göç hikayesini şu sözlerle anlattı: "Eşim de ben de ülkemizi seviyorduk ama yoksulluk ve Taliban rahat vermiyordu. Sürekli silahlı saldırılar oluyordu, akrabalarımızdan pek çok kişi bu saldırılarda öldürüldü, çoğu da kaçırıldı hala haber alamıyoruz. Müzik, kitap hatta sokak bile yasaklanıyordu. Çocuklarımız olduktan sonra kaygılarımız daha da arttı. Bir akşam televizyonda Taliban saldırılarını izlerken, taşınmaya karar verdik. Neyimiz varsa hepsini satıp yola çıktık. Önce İran'daki akrabalarımızın yanına geçtik, Türkiye'ye geçmek için bir kaçakçıyla anlaştık. Yola çıktıktan bir süre sonra kaçakçı 8 yaşındaki kızımı satmak istemesi üzerine eşimle kavga ettiler. Araya girmek istediğim esnada karnımdan bıçaklandım. Bıçak derine girmemişti ama çok kan akıyordu. Kanımı durdurmak saatlerimizi aldı, bir an önce sınırı geçmemiz gerekiyordu. Canımın acısını, çocuklarım için bastırıp yürümeye devam ettim. Sınırı geçtikten sonra İzmir'deki akrabalarımızla haberleşip, buraya geldik." 
 
REVA GÖRÜLEN HAYAT 
 
İzmir'e gelirken nasıl bir yer olduğunu öğrenmek için internetten baktığını, büyük bir deniz kenti olduğunu görünce çok sevindiğini söyleyen P.Z., yaşadığı duygularını şu sözlerle aktardı: "Denizi çok seviyorum, buraya geleceğim için umutluydum. Heyecanım akrabalarımın yaşadıkları yeri görünce söndü. Kapılar mahallesi kırık dökük binalarla kaplı bir mahalle. Suriyeliler, Afganlar, Afrikalılar ve Romanlar yaşıyor ağırlıklı olarak. Mahalledeki evler çok sağlıksız. İlk günlerde bu evlerde yaşamak istemediğimi, taşınacağımı söylüyordum ama eşimin aldığı bin 500 lira maaşla bunun mümkün olmadığını gördüm." 
 
GÖÇÜN ARDINDAN KAÇAK YAŞAM 
 
Göç ettiği yıllarda dil sorunu yaşadığını uzun süre mahalleden dışarı çıkamadığını söyleyen P.Z., yeni yaşamında bir çok sorunla karşılaştığını dile getirdi. Eşi tarafından sistematik şiddet gören P.Z., çocuklarını alarak kaçak yaşam sürdürmeye başladığını ifade etti. Mültecilerle dayanışan bazı dernekler aracılığıyla bir terzinin yanında işe başladığını söyleyen P.Z., iki yıldır adresini gizli tuttuğunu ifade etti. 
 
ALTINDAĞ TALİBAN'I HATIRLATTI
 
Türkiye'de son dönemde Afgan mültecilere yönelik ırkçı saldırıları haberlerden gördüğünü söyleyen P.Z., "Altındağ'da evlerin etrafını tekbir getirerek saranların sesleri, görüntüleri bana Taliban'ı hatırlattı. Çok korktum, aynı grupların hepimizin evlerine geleceğini, çocuklarımızı öldüreceklerini düşündüm. Bu duygu hala hakim, ellerim titriyor günlerdir, sakinleşemiyorum. Savaşları biz çıkarmadık, Taliban'ı biz yaratmadık. Dünyamızı cehenneme çevirmesinler, artık yeter" diye konuştu. 
 
Afganistan'daki gelişmeleri korkuyla izlediğini söyleyen P.Z., "Akrabalarımla da konuşuyorum, hepsi çok umutsuz. Oradan kaçmaktan başka çareleri yok. Taliban'ın değiştiğine, kadın haklarına dokunmayacağına dair sözlerine inanmıyorlar, ben de inanmıyorum. Çünkü Taliban her zaman vahşet saçtı. Olduğu her yerde cehennemi yaşadık” diyerek herkesi Afgan halkı için Taliban yönetimine karşı çıkmaya davet etti.  
 
MA/ Sevda Aydın