'Sêvê’nin direnişçi ruhu Kürdistan’ın her yerinde'

img

DİYARBAKIR - Kürt kadın siyasetçi Sêvê Demir’i anlatan annesi Sakine Demir, “Belki fiziken yanımda değil ama yürüdüğümde gölgemde, uyuduğumda rüyamda. Sêvê’yi asla öldüremediler, direnişçi ruhu Kürdistan’ın her yerinde” dedi.

Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında halka destek olmak amacıyla bölgeye giden 3 Kürt kadın siyasetçi Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Sêvê Demir, Özgür Kadın Kongresi (KJA) üyesi Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır, 4 Ocak 2016'da Karşıyaka Mahallesi’nden Yeşiltepe Mahallesi’ne geçerken zırhlı araçtan açılan ateş sonucu katledildi. 
 
Siyasetçi kadınların katledilmelerinin üzerinden 5 yıl geçti. Ancak aradan geçen yıllara rağmen kimse yargılanmadı.
 
BEDENİNDEN 11 KURŞUN ÇIKARILDI 
 
Bedeninden 11 kurşun çıkarılan Sêvê Demir, Mardin’in Savur ilçesine bağlı Şute (Şenocak) köyünde dünyaya geldi. Yaşamını Kürt ve kadın özgürlük mücadelesine adayan Demir, devlet baskısı sonucu 90’lı yıllarda ailesiyle birlikte Diyarbakır'ın Bismil ilçesine göç etmek zorunda kaldı. Aile, 1995 yılında ise Manisa'nın Salihli ilçesine yerleşti. Baskı ve göç sonucu Kürt özgürlük mücadelesinde aktif rol alma kararı alan Demir, bir yandan tarlalarda pamuk toplayarak ailesine bakarken, diğer yandan siyasi parti çalışmalarında yer aldı. 
 
Mücadelesi ve yüzündeki sıcak tebessümüyle Kürt toplumunun hafızasına kazınan Sêvê Demir’i katledilişinin 5’inci yılında annesi ve kadın mücadelesinde birlikte çalıştığı arkadaşı anlattı.
 
6 YAŞINDA GÖÇ YOLLARI 
 
Anne Sakine Demir, kızı henüz 6 yaşındayken Manisa’ya göç ettiklerini belirtti. Kızının mücadeleyle tanışmasını Demir, şu sözlerle anlattı: “O zamanlar Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeydik. 90’lı yıllarda Bismil’de köy boşaltmaları, ev yakmaları ve katliamlar çoktu. Bizim eve de çok sayıda baskın oldu. Sêvê o zaman devletin Kürtlere yaptığı zulmün farkına vardı. Devletin sistematik şiddeti nedeniyle Manisa’nın Salihli ilçesine göç ettik. Sêvê orada bunları daha derin hissetti ve hem tarla işlerine hem de parti çalışmalarına gitmeye başladı. Bir şeylerin farkına varmıştı ve artık çalışmalarda yer alacağını söylüyordu.” 
 
Demir, “Henüz çocuktu, çok çalışkandı, dürüsttü, hiç yalan söylemezdi” sözleriyle anlattığı kızının sadece Kürtlerle değil Arap, Çerkez ve Türk gibi birçok halktan arkadaşlarının olduğunu söyledi.  
 
“Sêvê’nin Kürdistan’da ayak basmadığı yer yok” diyen Demir, “Her yere gidiyordu. Bütün Kürdistan O’nu tanıyor. Gönlünü, ruhunu, her şeyini mücadelesine vermişti. Çalıştığı yıllar içinde çok sayıda baskıyla karşı karşıya kaldı. 5 yıl cezaevinde tutuldu ve 60 gün de açlık grevinde kaldı” ifadelerini kullandı.
 
KADIN MÜCADELESİ 
 
Kızının bütün zorluklara rağmen boyun eğmediğini ifade eden Demir, özellikle Kürt kadın mücadelesinde aktif olduğunu söyleyerek, “Bir kadın olarak, kadınlar üzerindeki baskıyı asla kabul etmiyordu ve bunun mücadelesini veriyordu. Bütün kadınları, mücadele altında dayanışmaya çağırıyordu. Özellikle de Kürt kadının esir olduğunu söylüyordu. Bunun üzerinde yoğunlaşmıştı. Kürt kadının hem erkeğin hem toplumun hem de devletin zulmüne uğradığını söylüyordu” diye belirtti. 
 
SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI
 
Sokağa çıkma yasakları esnasında kızını görmeye gittiğini ve o günleri asla unutmadığını dile getiren Demir, sürecin kötüye gittiğini hissettiğini ve kızıyla telefon görüşmesi yaptıktan 3 gün sonra ölüm haberini aldığını anlattı. “O gün o haberi aldığımda ciğerim yandı” diyen Demir, ekledi: “Ama bu yolda bunların olacağını biliyorduk. Kendi içimden diyordum ‘bu yola girdiyse ya tutuklanacak ya öldürülecek.’ Sêvê de önce tutuklandı sonra öldürüldü. Bu duruma da baş göz üstüne deyip cenazemizi almak için yola çıktık. Ama cenazelerimizi almak için bile 10 gün bekletildik. Ölümünden sonra da Kürtlere yönelik zülüm devam etti.”
 
HAYALİ ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ
 
Kızının hayallerini anlatan Demir, “Önderliğinin, toprağının, kimliğinin ve dilinin özgürlüğünü istiyordu. Toprağını ve önderini çok seviyordu. ‘Önderimiz özgürleşirse toprağımız da özgürleşir’ diyordu. Önderliğin özgürleşmesi için çok mücadele etti” dedi.
 
Sêvê ve arkadaşlarının ardından bir çok kadının daha katledildiğini söyleyen Demir, “Bu ülkede bir gün yok ki kadınlar öldürülmesin. Sêvê bunların yaşanmaması için mücadele ediyordu.  Örneğin Deniz Poyraz, yurtsever bir kadındı, katledildi. Neden? Çünkü özgürlüğünü isteyen bir Kürt kadınıydı. Kürt kadınlarının arasında bir fark yok. O kadınlar özgürlüğü savundukları için katledildiler” diye konuştu.
 
DİRENİŞÇİ RUHU HER YERDE
 
“Sêvê’nin direnişçi ruhu Kürdistan’ın her yerinde” diyen Demir, Kürtler üzerindeki zulmü asla kabul etmeyeceklerini belirterek, şöyle konuştu: “Çünkü bu dava dürüst ve hakikatli bir dava. Evet, Sêvê belki fiziken yanımda değil ama zihnim ve kalbimde yaşıyor. Yürüdüğümde gölgemde, uyuduğumda rüyamda, her zaman yanımda. Ruhunu ve mücadelesini asla öldüremediler. Sêvê son güne kadar da baskıya boyun eğmedi. Sêvê’lerin hayali gerçekleşecek, o zamanlar yakındır. Bugün yüzlerce Sêvê var. Bu mücadeleyi yerde bırakmayacağız.  Gün özgürlük günüdür, başarı Kürtlerindir.”
 
HAKİKAT ARAYIŞINDAKİ ISRAR
 
Sêvê Demir ile 1996 yılında çalışma yürütürken tanışan arkadaşı Fadile Göktürk, onu “sisteme karşı başkaldırmış güçlü biri” diye anlattı. Göktürk, “Mücadeleye kadın eksenli bir ruhu yaşatmak için katıldı. Hakikat arayışında çok ısrarlıydı. Her gün birilerimiz katledilirken Sêvê gibi değerli bir kadın da böylesi bir yaşamda suskun kalamazdı, kalmadı da. Özgürlük sevdasına hayatını adamıştı, kadınların sesiydi” diye kaydetti. 
 
'GÜLÜŞÜNÜ SUSTURAMADILAR’
 
Sêvê’nin gülüşünü hiç unutmadıklarını söyleyen Göktürk, “Gülüşünü hiçbir zaman susturamadılar. O’nu haince ve hunharca kaybetmiş biri olarak öncelikle belirtmek isterim ki Sêvê ve diğer kadın arkadaşlarımız her zaman bizimle yaşayacak. Onların yeri ve mücadeleleri hiçbir zaman boş kalmaz. Bir gitse de binler gelecek” ifadelerini kullandı. Sêvê’nin eşit ve adil bir dünya için mücadele ettiğine değinen Göktürk, “Bu ölümlerle kadın mücadelesi durmayacak her gün daha da güçlenecek. Kadınlar olarak en anlamlı cevabımız hakikat arayışından vazgeçmemek olacak” dedi. 
 
MA / Eylem Akdağ