İHD'li Demir: Hasta tutukluların yeri cezaevi değil

  • kadın
  • 09:03 5 Şubat 2022
  • |
img

DİYARBAKIR - Aysel Tuğluk'a özgürlük isteyen İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu'ndan Ezgi Sıla Demir, "Hasta tutukluların yeri cezaevi değil hastanedir” dedi.

Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve demans hastalığına yakalanan Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Tuğluk, hastanenin “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından tahliyesi engelleniyor. Tuğluk'un özgürlüğü için çağrı yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu'ndan Ezgi Sıla Demir, hasta tutukluların durumunu değerlendirdi.
 
HUKUKSUZLUK
 
Cezaevlerinde halen bin 604 hasta tutuklunun olduğunu kaydeden Demir, cezaevleri durumunun "iç açıcı" olmadığını ifade etti. Demir, “600 küsur ağır sağlık sorunu yaşayan hasta mahpus var. Bu haliyle tablo vahim" dedi. Hasta tutuklular için hukukun işlemediğine dikkati çeken Demir, "Ortada uygulanan bir hukuk yok. Muhalifler ve insan hakları savunucuları için maalesef aynı hassasiyet gözetilmiyor. Ya da cezaevlerindeki mahpuslar için. Sağlık ve tedavi görme hakkı temel bir haktır. Bunların özgür koşullarda gerçekleşmesi gerekiyor" diye kaydetti. 
 
Demir, koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde cezaevi koşullarının daha da kötüleştiğine işaret ederek, "Normalde de tedavi haklarının engellenmesi vardı. Cezaevleri insan yaşamına aykırı ve çeşitli hastalıkların vuku bulmasını sağlayan ortamlar. Kovid’le birlikte bunlar çok daha katmerleşti, hasta mahpusların durumu daha da ağırlaştı. Bağışıklık sistemleri daha çok hasar gördü” şeklinde konuştu. 
 
TUĞLUK'UN MÜCADELESİ 
 
Tuğluk’un da durumu ağırlaşan tutuklulardan olduğunu kaydeden Demir, şunları söyledi: "Tuğluk uzun yıllardır bu coğrafyada hem kadın hem de Kürt kimliğiyle demokratik siyasette aktif bir rol almış bir isim. Birçok ilke imza atmış isimdir. Özellikle kadınları temsil etme açısından Türkiye’de bir ilke imza atarak, siyasete çokluğu getirmiştir. Eril tahakkümcü sistem içerisinde kadın olarak bizzat sorumluluk üstlenmiştir. Çetrefilli zamanlarda eşbaşkanlığı toplumsal cinsiyet temeli eşitliğinde yürütmüştür. Bu yüzden Aysel Tuğluk’un mücadelesi kadınlar ve siyasi temsiliyet açısından çok kıymetlidir."
 
CEZAEVİ DEĞİL HASTANE
 
Tuğluk’un sağlık durumunun annesinin cenazesine yapılan ırkçı saldırının ardından daha da kötüleştiğini söyleyen Demir, Tuğluk'un büyük bir nefret ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Demir, "Bunu kaldırmak gerçekten çok güç. Kesinlikle kabul edilir bir şey değil. Maalesef bu durum Tuğluk’un sağlık durumunu tetiklemiş bir travmadır. Travmanın tetiklediği bir etkiyle de demans hastalığı vuku bulmuştur” diye kaydetti. 
 
Tuğluk için yaptıkları açıklamayı hatırlatan Demir, "ATK’de 3 hafta gözlem altında tutulmasına dair bir karar çıktı. Bu gözlem neticesinde de Tuğluk’un objektif bir ATK raporuyla infazsının ertelenmesini ve infazının ertelenmesinden sonrada etkin ve verimli bir sağlık tedavinin olması için tahliye talep etmiştik. Bu talebimizi yineliyoruz. Bu tahliye talebimiz tüm hasta mahpuslar için geçerlidir. Hasta mahpusların yeri cezaevi değil hastanedir" diye kaydetti. 
 
DAYANIŞMA ÇAĞRISI
 
Hasta ve infazı yakılan tutuklular için Diyarbakır Barosu'nda devam eden Adalet Nöbeti'ne dikkati çeken Demir, şöyle devam etti: "Diyarbakır Barosu'nda nöbet tutan annelere desteğimiz sürüyor. Fakat hasta mahpusların sesini duyurmak için daha fazla dile getirmek ve daha fazla gündemleştirmek gerekiyor. Destek ve dananışmayla seslerini daha fazla duyurarak bu süreci götürebiliriz."