‘Erkek devletin korkusu 8 Mart’ta gerçeğe dönüştü’

img

İSTANBUL -“Erkek devletin korkusu direnişti ve kadınlar bunu 8 Mart’ta gerçeğe dönüştürdü” diyen Kadınların Kurtuluşu’ndan Yeşim Tükel, iktidara, “Biz kazandık, katledilen kadınların hesabını soracağız” dedi. 

İstanbul’da kadınlar, bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerinin finalini yasak, abluka ve saldırılara rağmen "Feminist bir dünya kurmadan bitmeyecek bu isyan!” sloganıyla gerçekleştirdi. Kadınların barikatları yıkarak, birleştiği 20’nci Feminist Gece Yürüyüşü’nü ve ülke genelinde 8 Mart’ta açığa çıkan tabloyu feminist Elif Ege ve Kadınların Kurtuluşu’ndan Yeşim Tükel değerlendirdi. 
 
KADIN KURTULUŞ İDEOLOJİSİ
 
8 Mart’ın kadınlar açısından önemine dikkat çeken Tükel, erkek egemen politikalar yaşamın her alanında derinleşirken, kadının kimliğine, bedenine ve özgürlüğüne yönelik saldırıların şiddetlendiğini belirtti. Böylesi bir dönemde mücadeleyi yaşamın her alanında örgütlediklerini söyleyen Tükel, “Ağırlaşan kadın yoksulluğu, son dönemlerde katmerlenerek devam eden AKP-MHP faşist iktidarının kadın ve LGBT+ları tutuklamasına ve haklarımızın gasp edilmesine karşı sokakları doldurduk” dedi.  
 
Saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde 8 Mart alanlarında buluşmalarını “Türkiye ve Kürdistan’da kadın kurtuluş ideolojinin geldiği aşama” olarak nitelendiren Tükel, “Bir yandan Rojava’da gerçekleşen kadın devriminin dünyadaki kadınlara ilham vermesi, diğer yandan da Afganistan'da kadınların Taliban'a karşı silahlanarak, verdiği mücadele gerçekliği var. 1 Temmuz ve 25 Kasım'da tüm sokakları doldurduk ve barikatları yıktık. Kadınlar artık patriarkal ve faşizmle olan bağı parçalamış durumda. Bu da kadınların kurtuluşlarını, kendi mücadeleleriyle tamamen bilince çıkarmış olduklarını gösteriyor. Bu 8 Mart’ta da saldırıların bu kadar yoğun olmasının nedeni buydu” diye belirtti. 
 
DEVLETİN DİRENİŞ KORKUSU 
 
Feminist Gece Yürüyüşü’ne yönelik abluka, engelleme ve saldırılara değinen Tükel, “Feminist Gece Yürüyüşü’nün yasaklanması korkudur. Çünkü tek korkuları kadınlardır. Daha önceki yıllarda erkek devletin barikatlarını yerle bir ettik, binlerce kadınla birlikte sloganlarımızı attık ve kurtuluşumuz için yürüdük. Erkek devletin korkusu direnişin tekrarlanmasıydı. Kadın hareketi ve feminist hareket, devletin bu korkusunu 8 Mart’ta gerçeğe dönüştürdü” ifadelerini kullandı. 
 
ÖZGÜRLÜK MESAJI VERİLDİ
 
Direnen birçok kadının gözaltına alındığını anımsatan Tükel, şöyle dedi: “Taksim’in her sokağı polis barikatı, zırhlı araçlar ve tomarlarla kapatılmıştı. Buna rağmen sokakları eylem alanına çevirerek, barikatları yıka yıka yürüdük. İktidara, ‘Biz kazandık, elimizden almaya çalıştığınız haklarınızı, hayatlarımızı, tutsak ettiğiniz ve katledilen kadın arkadaşlarımızın hesabını soracağız’ dedik. Yine tutsak edilen kadınları özgürleştireceğimizin de mesajını verdik.” 
 
8 MART’TAN NEWROZ’A 
 
8 Mart’a giderken hem alanlarda hem de cezaevleri önünde olduklarını dile getiren Tükel, cezaevlerinde tutuklu bulunan kadınların içerde yükselttiği direnişi, sokaklara taşıdıklarını söyledi. 8 Mart coşkusunu Newroz alanlarına taşıyacaklarının altını çizen Tükel, “Yoksulluğa karşı cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı yükselttiğimiz sesimizi Newroz’a da taşıyacağız” dedi. 
 
BİRLİKTE MÜCADELE 
 
Saldırı ve engellemelerin iktidarın kadın düşmanı politikasının göstergesi olduğunu belirten Feminist Elif Ege de, alanlarda eşitlik ve özgürlüğü haykırdıklarını dile getirdi. Sistemin kadınları korkutmaya çalışmasına rağmen alanlara çıkılmasının “düzenin böyle devam etmeyeceğinin göstergesi” olduğunu belirten Ege, “Kadınların kazanılmış haklarına saldırılar sürerken, hem sokakları zorladık hem de bu saldırılara boyun eğmeyeceğimizi gösterdik” diye belirtti. 
 
“8 Martlar hayatın her alanında kadın dayanışmasının önemini yeniden ve yeniden hatırlamak için çok önemli bir alan açıyor” diyen Ege, şöyle devam etti: “Orada yan yana tanıdığımız tanımadığımız kadınlarla ve LGBTİ+larla bir araya geliyor birbirimizden güç alıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da mücadelenin dayanışmayla mümkün olduğu mesajı vardı. Amacımızın hep birlikte feminist bir dünya kurmak olduğunu, bunun birlikte mücadele ederek, gerçekleşebileceğini bir kez daha hatırladık. Bu yıl feministler olarak yine aile üzerinden tanımlanmaya karşı aile dışında kadın olarak var olduğumuzu hatırlattık. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, nafaka hakkına saldırılar, kadından yana olmayan yeni düzenlemeler, 6284’ün uygulanmaması gibi kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi vurguladık.
 
DÜZENİ KADINLAR DEĞİŞTİRECEK 
 
Feminist Gece Yürüyüşü ve kadınlar iktidara karşı en önemli muhalefettir. 20 yıldır artan kalabalık elbette ki bizi aşağı gören ve toplumsal cinsiyet rollerine hapsetmek isteyen patriarkal zihniyetin kabul etmek istemediği bir şey. Ama görüyoruz ki feministler, Türkiye'de ve dünyanın her yerinde bu düzeni değiştirmeye kararlılar ve bu gücün önünde durabilecek kimse yok.” 
 
MA / Esra Solin Dal