İstinaf G.Ç.’yi katletmeye çalışan Erkmen’e verilen cezayı bozdu

  • kadın
  • 12:28 26 Aralık 2022
  • |
img
HATAY - İskenderun’da, zorla evine girdiği G.Ç.’yi katletme girişiminde bulunan Resul Erkmen'e yerel mahkemenin verdiği 10 yıl hapis cezasını az bulan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12'nci Ceza Dairesi kararı bozdu.
 
Hatay'ın İskenderun ilçesinde, 15 Aralık 2021 tarihinde G.Ç.’ye cinsel saldırıda bulunduktan sonra katletmeye çalışan Resul Erkmen’e “Eziyet" ve “Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından verilen 10 yıl hapis cezasına yapılan itirazı değerlendiren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12'nci Ceza Dairesi, cezayı az bularak, kararı bozdu. Dava dosyası tekrardan İskenderun 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilirken, Erkmen önümüzdeki günlerde yeniden hakim karşısına çıkacak.
 
8 MART’TA TAHLİYE EDİLDİ
 
Olay sonrası tutuklanan Erkmen, 8 Mart’ta tutuklu yargılandığı davada tahliye edildikten sonra kayıplara karıştı. İskenderun Başsavcılığın itirazı sonucunda hakkında yeniden yakalama kararı çıkartılan Erkmen, 14 gün sonra Osmaniye’de yakalanarak yeniden tutuklandı. Erkmen’e "Eziyet", "Kasten yaralama" ile "Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından İskenderun 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 19 Temmuz’daki karar duruşmasında "Eziyet" suçunda 4 yıl, “Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan önce 3 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, daha sonra “suç eylemini silahla işlediği anlaşıldığından” cezayı bir kat artırıp 6 yıla çıkararak, tutukluluk halinin devamına karar verdi.
 
İSTİNAF KARARI
 
Mahkemenin kararına itiraz eden G.Ç.’nin avukatı Mehtap Sert, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12'nci Ceza Dairesi'ne başvurdu. İtirazı değerlendiren 12’nci Ceza Dairesi kararda, "Sanığın, mağdurun ve E.D.'nin aşama anlatımları, olay yeri inceleme raporu içeriği, mağdur adına düzenlenen adli muayene içerikleri, mahkemece yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın elleri ve ayaklarını bağlayarak hürriyetinden yoksun bıraktığı mağduru alıkoyması esnasında kullandığı havlu parçasının mahiyeti gereği silah niteliğinde olmadığı, kızgın yağı ise hürriyetinden alıkoyduktan sonra eziyet eyleminde mağdura dökmek suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda kızgın yağ kullanmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında TCK'nın 109/3-a maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi, hukuka aykırı, sanığın, sanık müdafinin ve katılan vekilinin istinaf başvuruları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle sanık hakkında verilen hükümlerin 5271 sayılı CMK'nın 280/1-d ve 289/1-e-g-h-i maddeleri gereğince bozulmasına. Katılanın aşamalardaki beyanları, olay yeri inceleme tutanağı içeriği, katılan adına tanzim olunan adli muayene raporları içeriğine göre dosyada mevcut delil durumu, atılı suçun kanunda öngörülen ceza miktarı, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumuna göre aldığı ve alması muhtemel cezanın süresi gözetildiğinde böyle bir ceza tehdidi karşısında kaçma şüphesinin bulunması, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sürdürülen tutuklama tedbirinin orantılı olup tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması, eyleminin TCK'nın 103/3. Maddesi gereğince katalog suçlar içerisinde bulunan neticesi nedeniyle ağırlaşmış yaralamayı da içinde barındırması karşısında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından, CMK'nın 108/3. maddesi gereğince sanığın tutukluluk halinin devamına" ifadelerine yer verdi.
 
‘ÖNEMLİ BİR KARAR'
 
Kararı değerlendiren avukat Sert, yargılama sürecine dikkat çekerek, “Yerel mahkemenin yargılama boyunca sanığın tüm hakaretlerine müdahale etmemesi, 8 Mart'ta tahliye etmesi kadına şiddeti ödüllendiren tavrının göstergesidir. İstinaf itirazımız üzerine eylemde kullanılan araçların silahtan sayılan araçlar olduğu kanaati ile verilen cezanın az olduğuna kanaat getirerek, dosyayı bozdu. Şiddetin ödül gibi cezalarla aklanmaması gerekir. Sanık eylemleriyle müvekkili yaşamdan koparmayı hedef almıştır. Müvekkil bayılmamış olsaydı, işkenceye devam ederek ölümüne neden olabilirdi. Bu nedenle istinafın detaylı bozma gerekçesi maddi gerçeğin ortaya çıkması açısından çok yerinde bir karar" dedi.
 
MA / Hamdullah Yağız Kesen