'İranlı kadınlar haklarını kısıtlayan yasalara uymayacak’

img
WAN - İran'da başörtüsü zorunluluğunu sertleştiren yasanın kabul edilmesini değerlendiren Siyaset Bilimci Süreyya Şirafken, kadınların haklarını kısıtlayan yasalara uymayacağını belirtti. 
 
İran Meclisi, kamuya açık yerlerde zorunlu başörtüsü yasası ihlallerine karşı para cezası, bankacılık hizmetlerinin engellenmesi ve adli işlem öngören yasanın deneme amaçlı 3 yıl süreyle uygulanmasını onayladı. Yasa, 20 Eylül’de 34 hayır oyuna karşı 152 evet oyuyla kabul edilerek yasallaştı. Yasayla birlikte kadınların günlük, iş ve okul yaşamları da denetlenecek.
 
KADINLARIN YAŞAM ALANLARI DENETLENECEK
 
Jîna Emînî’nin 16 Eylül 2022’de rejim güçleri tarafından katledilmesinin ardından başlayan eylemlerde ülkenin hemen hemen her yerinde kadınlar zorunlu baş örtüsü uygulamasına karşı çıkarak, sivil itaatsizlik eylemleri başlattı. İran rejimi ise, kadınların büyüyen eylemlerine karşı yasaları sıkılaştırmaya başladı. Yasaya göre, başörtüsü kuralına aykırı hareket eden kadınlar ilk aşamada kısa mesaj ve benzeri yöntemlerle uyarıldıktan sonra, uyarıyı dikkate almayan ve başörtüsü kuralını yeniden ihlal edenler için para cezası verilecek. Para cezası bir ay içinde ödenmediği takdirde, kişinin banka hesaplarından otomatik olarak kesilecek. Herhangi bir nedenle cezaların tahsilinin mümkün olmaması halinde ise, söz konusu kişinin tüm banka ve kredi kuruluşlarını kapsayacak şekilde banka kartı çıkarma ve yenileme dahil her türlü bankacılık işlemi yapması yasaklanacak. Dördüncü kez ihlal halinde para cezasının yanı sıra yargı tarafından söz konusu kişi hakkında dava açılacak, gerekli görülmesi halinde tutuklanarak cezaevine gönderilecek.
 
Yasaya uymayan işletmelere de yaptırım uygulanacak, işyerleri geçici süreyle mühürlenebilecek ve devlet tarafından sunulan vergi muafiyetlerinden men edilebilecek. Sosyal, siyasi, kültürel, sanatsal veya sportif faaliyetlerde bulunan kişilerden yasaya aykırı davrananlar hakkında ihlal sayısına göre, para cezası, mesleki faaliyetlerden men ve son aşamada hapis cezası istemiyle dava açılabilecek.
 
‘KADINLAR ADINA KARARLAR VERİLDİ’
 
Yasanın şu an 3 yıl deneme aşamasında olduğunu belirten Siyaset Bilimci Süreyya Şirafken, “Bir deneme olduğu ve 3 yıl süreceği söylenen başörtüsü ve iffet kanunu kabul edildi. Devlet medyasının verdiği bilgilerle, kadınların nasıl davrandıkları olabildiğince tartışılacak. İçinde mahremiyetin korunacağı vurgulanıyor ama bu kanunla resmi olarak mahremiyet kalmadı, çünkü en ufak konular bile kadınlar adına kararlaştırıldı” diye konuştu.
 
‘HAKLARI KAYBETMENİN BAŞLANGICI’
 
Yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren birçok kadının etkilendiğini dile getiren Şirafken, “Benim hayatımda bir değişiklik olmadı, çünkü şu an zaten işsizim. Buna verecekleri garip para cezalarını ödeyecek durumum yok. İnsanların başına ne geleceğini bilmiyoruz. Bu yasaya karşı farklı sınıflarda farklı tepkiler var. Yasanın bizim için bir önemi yok, çünkü çoğumuz özgür bir yaşama sahip olmanın gerektiği sonucuna vardık. Tesettür, diğer hakları kaybetmenin başlangıcıdır ve elbette çoğumuz bu nedenle buna karşı çıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘KISITLAMALAR ETKİLİ OLAMAYACAK’
 
Yasayla kadınlarının hayatında birçok alanda kısıtlamalar getirildiğini ifade eden Şirafken, “Bu yasa da birçok kısıtlama gibi etkili olamayacak. Yasa kamuoyu baskısıyla uzun bir süre sonra etkisiz hale gelecektir. Şu an sadece kısa vadeli bir baskı aracı olarak kullanıyorlar. Yönetimdeki birçok kişi aileleri üzerinde bile kontrolü sağlayamıyor ve işlerinin biteceği aşamaya gelmekten korkuyorlar. Kadınlar daha önce ne pahasına olursa olsun istedikleri her şeyi elde ettiklerini gösterdiler ve bu kısıtlamalara uymayacaklardır” şeklinde konuştu.
 
‘BAŞARILI OLAMAYACAKLAR’
 
İran rejiminin yasalarla yurttaşları baskı altında tutmaya çalıştığını vurgulayan Şirafken, “Planları var ama başarılı olacağını düşünmüyorum, artık pek çok kişi kolay kolay geri adım atmıyor. Evet, yasalara ilişkin özel bir protesto ve eylem yok ama birçok eylem kendiliğinden ve anlık oluyor. Halk bir şekilde tepki gösteriyor. Eğer bu eylemleri örgütleyen bir kurum veya kimse olsaydı, daha tutarlı şekilde eylemler olurdu ve eylemler yerini bulurdu” dedi. 
 
MA / Berivan Kutlu