‘Yerel demokrasiye kadın iradesini yansıtacağız’

AMED - DEM Parti Kadın Strateji Komisyonu üyesi Elif Tirenç İpek Ulaş, yönetimi kazandıkları belediyelerde hedefledikleri çalışmaları anlatarak, “Eşit temsiliyet sistemiyle yerel demokrasiye kadın iradesinin yansımasının önünü açıyoruz” dedi. 
 
Yerel seçimler kapsamında Kadın Seçim Beyannamesi’ni 18 Şubat’ta açıklayan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), birçok yeniliği hayata geçirmeyi hedefliyor. DEM Parti, yerel seçimler sonrası kayyımlar tarafından kapatılan kurumları tekrar açmanın yanı sıra kadın siyaset akademileri, kadın hafıza merkezleri, özgür kadın kooperatifleri, kadına yönelik şiddete karşı şiddetle mücadele merkezleri ve genç kadınlar için birçok projeyi hayata geçirmeyi amaçlıyor. 
 
DEM Parti Kadın Strateji Komisyonu üyesi avukat Elif Tirenç İpek Ulaş, kadın yerel yönetimlerde eşit temsiliyetinin önemine değinerek, seçimler sonrası hayata geçirmeyi planladıkları projeleri anlattı.
 
KADIN SEÇİM BEYANNAMESİ 
 
DEM Parti olarak aylar öncesinden başlayan bir çalışmayla kadın seçim beyannamelerini hazırladıklarını dile getiren Ulaş, beyannamenin ekoloji, kadın dernekleri, sivil toplum örgütleri ve meslek odaları başta olmak üzere her alandan kadınlarla yapılan buluşmaların sonucu ortaya çıkan bir ürün olduğunu söyledi. Kadınların neye ihtiyaç duyduğu, yerel yönetimlerde nasıl söz sahibi olmak istediği ve bu ihtiyaçları sonucunda nasıl projeler istedikleri üzerine yapılan tartışmaların sonuçlarının beyannameyi oluşturduğunu kaydeden Ulaş, “Tümüyle sahadan aldığımız, kadınların ihtiyaç, istek ve taleplerinden derlediğimiz bir beyanname oldu. Bu beyannamede de çok somut projelerle kadınların karşısına çıktık” dedi.  
 
SİSTEMİN TEMEL AYAKLARI ÖRÜLECEK
 
Yerel yönetimlerde kadın sistemi örmek istediklerini dile getiren Ulaş, “Kadın politikaları daire başkanlıkları, kadın müdürlükleri, ekonomi birimleri, kadın meclisleri ve şiddetle mücadele birimleri, bu sistemin temel ayaklarını oluşturuyor. Daha önce deneyimlemiştik, fakat kayyım sürecinden sonra bunların birçoğu kapatıldı. Kapatılmayan Kadın Politika Daire Başkanlıklarına da erkek müdürler atandı. Bunları tekrar aktifleştireceğiz, kapatılan birimleri tekrar oluşturacağız. Özellikle şiddetle mücadele birimlerinde kadın danışma merkezlerimiz, sığınaklarımız, ALO Şiddet Hattı ve İlk Adım İstasyonları yeniden ve hızlıca oluşturulacak” diye anlattı.
 
‘KADIN ODAKLI BÜTÇE OLUŞTURULACAK’
 
Kadın yoksulluğunun her geçen gün derinleştiğini ve kadın emeğinin yok sayıldığına dikkat çeken Ulaş, belediyelerde kadın odaklı bütçe oluşturacaklarını söyledi. Ulaş, kadın yoksullaşmasına karşın projelerini şöyle anlattı: “Bizim yerel idarecilikte esas aldığımız temel ilkelerimizden birisi de kadın odaklı bütçeleme. 31 Mart’tan sonra belediyenin bütün bütçesi oluşturulurken, kadın odaklı oluşturulmasını esas alacağız. Kooperatifler çok önemli bir mevzu, çünkü son yıllarda yoksullaşma tüm yurttaşlar açısından öncelikli gündemken, kadınlar açısından daha hayati bir gündem. Toplumsal cinsiyet rolleri gereği evde mutfaktan sorumlu, yemeği pişirmesi gereken kadın olarak görülüyor. Eşitsiz, cinsiyetçi iş sebebiyle ekonomik krizlerde de ilk işten çıkarılacak kesim kadınlar oluyor. Bu nedenle kadın yoksullaşması çok önemli bir gündem olarak önümüzde duruyor. Bunu aşmaya dönük kadınların daha çok üretime katılması ve kooperatifçilik üzerinden kadın bostancılığının, semt pazarlarının yaygınlaşması, kadınlara istihdam alanı açacak çalışmaların kadınlarla birlikte üretilmesi, bunun yanında iş hayatına atılacak kadınlar açısından mahallelerde kreş imkanının sağlanması gibi, kadının ekonomik yaşama katılımın önündeki engelleri tek tek kadınlarla birlikte aşacak, projeleri hep birlikte hayata geçireceğiz.” 
 
ESAS İLKE: ANADİLDE HİZMET
 
Esas ilkelerinden birinin de anadilde hizmet olduğunu vurgulayan Ulaş, “Kadınlar için ücretsiz ve anadilde sağlık hizmeti vermeyi planlıyoruz. Sadece kadınlar için de değil, bütün yurttaşlar açısından çok dilliği esas alacağız ve anadilde hizmet vereceğiz. Kadın çalışmaları çok dilli yürütülecek. Bir diğer önemli projemiz JIN Kart, oluşturulan bu kartla kadınlar bütün belediye hizmetlerinden ücretsiz ve indirimli faydalanabilecek. 2019 yılında da bu vaatlerimiz arasındaydı ama kayyımlar nedeniyle hayata geçirilememişti. Özellikle Kadın Afet Birimlerimiz oluşacak, afet dönemlerinde kadınların ihtiyaçlarına dönük özgün çalışmalar yürütülecek. Kentsel planlamalar yapılırken, kadınların ihtiyaçları da göz önünde bulundurulacak ve özgün çalışmalar yürütecek birim oluşturulacak” dedi. 
 
GENÇ KADINLAR İÇİN ETÜT MERKEZLERİ
 
Genç kadınlar için de yurt ve etüt merkezi imkanı sağlayacaklarını aktaran Ulaş, “Üniversiteye giden genç kadınlar için bir yurt imkanı sağlamayı hedefliyoruz. Bunun yanında üniversite ve sınavlara hazırlanırken faydalanabilecekleri etüt eğitim merkezleri ve bunun dışında da sosyal hayatlarını örebilecekleri tesisler inşa etmeyi planlıyoruz. Mülteci, göçmen, engelli kadınlar içinde özel projeler üretmeyi planlıyoruz. Zorla yerinden edilmiş kadınlar geldikleri yerlerde şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor ve en dezavantajlı gurupların başında geliyor. Mülteci ve göçmen kadınlara dönük belediye hizmetlerinden eşit ve şartsız bir şekilde faydalanabilecekleri imkanı sağlayacağız. Engelli kadınlarla birlikte Engelli Meclisleri oluşturacağız” diye belirtti. 
 
ŞİDDETE KARŞI SEFERBERLİK 
 
Kadınlar için en can yakıcı gündemin şiddet olduğunu ve buna karşı merkezler oluşturacaklarını söyleyen Ulaş, “Şiddetin temel nedeninin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu biliyoruz. Bunun tespitini Kürt kadın hareketi çok uzun yıllar önce yaptı. Yerel idarelerde de buna dönük ciddi önlemler aldı ve ciddi bir başarı sağladı. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak bütün önlemleri, eğitim seferberliği olur, bilinçlendirme, farkındalık çalışmaları olur, bütün bunları yeniden hayata geçireceğiz. Mahalle mahalle, ev ev dolaşarak şiddetle nasıl başa çıkabileceğimizi yeniden konuşacağız ve yeniden ayağını öreceğiz” şeklinde konuştu.
 
TOPLUMSAM YAŞAMIN KURUCULARI 
 
“Kültürün esas taşıyıcısı ve toplumsal yaşamın kurucusu da kadındır” diyen Ulaş, “Kadın hafıza merkezleri oluşturmayı planlıyoruz. Yaşlı kadınlar için sosyal alanlar ve hafızalarındaki kültürü genç nesillere aktarabilecekleri evler olacak. Bunun yanı sıra kırsal bölgelerde de kadın kültür evleri oluşturmayı planlıyoruz” dedi. 
 
‘EŞİT TEMSİLİYETE UYAN TEK PARTİYİZ’
 
Eşbaşkanlık modelinin önemine vurgu yapan Ulaş, şöyle devam etti: “DEM Parti olarak isim her ne kadar yeni olsa da bir siyasi geleneğin devamıyız. 2014 yılından bu yana yerel idarecilikte eşbaşkanlık, eşit temsiliyete uyan tek partiyiz. Dünyada örneği olmayan bir sistemle bunu uyguluyoruz. DEM Parti olarak kadın beyannamemizin esas temel ilke ve sözü eşbaşkanlık ve eşit temsiliyettir. Bunu demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmamızdan yola çıkarak oluşturuyoruz. ‘Kadın iradesiyle yerel demokrasiye’ derken de eşbaşkanlık sisteminin buna nasıl hizmet edeceği, eşit temsiliyet sistemiyle yerel demokrasiye kadın iradesinin yansımasının önünü açıyoruz. Diğer partilerden bizi ayıran en önemli şey, yerel dinamikleri oluşturma sürecinde kadın odaklı olmamız.” 
 
‘BİR KADIN SİSTEMİ ÖRÜYORUZ’
 
“Bir kadın sistemi örüyoruz” diyen Ulaş, “2016’da başlayan kayyım sürecinde bu sistem ciddi bir şekilde tahrip edilmek istendi ama bu konudaki ısrarımız ve kararlığımız hala devam ediyor. Eşbaşkanlığı önemsiyoruz, çünkü bütün bu yerel idarecilikte kadın iradesinin yansımasının temel yolu ve çözüm önerisi eşbaşkanlık sisteminden geçiyor. Eşbaşkanlık başta olmak üzere eşit temsiliyeti bütün belediye birimlerinde, yerel idarecilikte sağlayacağımızın sözünü veriyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘KADINLAR SÖZ SAHİBİ OLACAK’
 
Kayyım politikasını kadın kazanımlarına dönük saldırı olarak tanımlayan Ulaş, şunları söyledi: “ Kayyıma karşı çıkmak, belediye seçimlerine dahil olmak, oyumuzu ‘kendimize’ vermek ve kendimizin de söz sahibi olabileceği idari sistemi oluşturmak açısından önümüzdeki seçimlere kadınların aktif katılım sağlaması gerekiyor. Sadece gidip sandıkta oy vermek, bir belediye başkanı seçmekten çok öte bir şey, kadınlar bu sayede kendilerini yönetebilecekleri, kentin ve toplumsal yaşamın örülebileceği bütün o idari mekanizmada söz sahibi olabileceği bir sisteme dahil olacaklar.”
 
MA / Eylem Akdağ